| İstanbulspor 0-3 Fenerbahçe | |
"Alex,PVH,Nobre,Serhat,Tuncay 5'lisi intihar olur", "Aurelio orta sahada tek başına", "defansın göbeği ağır", "Serkan sağ bek olmaz", "Fabiano niye alındı", "Alex'in arkasında Serkan'ın oynaması şart", "van Hooijdonk yaşlandı..." Son haftalarda bu tip tartışmalara fazlasıyla alıştık. Televizyonlardan sokağa, basından sanal aleme herkes ahkam kesme peşinde. Bir kişi de çıkıp "Acaba Daum'un da bir bildiği olabilir mi?" diyemiyor. Christoph Daum özellikle Türkiye'de bu 5'linin hepsinden yararlanmakta ısrarcı. Kendisine bu konuda hak vermemek de acımasızlık olur. Bu 5'linin her biri rakip takımlar için önlem alınması gereken bir silah. Samsunspor karşısında olduğu gibi bugün de İstanbulspor 5 kişiye adam adama rolü verdi kendi savunmasında. İlk yarıda Fenerbahçemiz rakip sahada bu 5'liyi topla buluşturmakta sıkıntı çekti. Zaman zaman Servet ve Ümit'in uzun topları ve ani kanat değiştirmelerle İstanbulspor defansında boşluk yaratma gayreti içerisindeydik. İlk yarının sonuna doğru baskımızı hissettirmeye başladık. 
Alex ayaklarını konuşturdu. | |
| • KENDİ YORUMUNU EKLE! | |
 Tuncay golün sevincini Alex'le paylaştı.  Ümit Özat solbekteki başarılı futbolunu asistle süsledi.  Başkan, güzel gollerin ardından zevkten dört köşe oldu.
|
KADRO AYNI, FENERBAHÇE SAHADA: Geçen hafta Samsunspor karşısında rakibine pozisyon vermeyen Fenerbahçe kadrosu bu hafta da sahadaydı. İlk yarım saat İstanbulspor oyunu kitleyip, özellikle Musa Büyük'ün bindirmeleriyle skor yapmaya çalıştıysa da, başarılı olamadı. Fenerbahçe kağıt üstünde çok ofansif bir kadroyla sahaya çıkmış gibi gözükse de rakibi İstanbulspor'a tıpkı geçen hafta Samsun karşısında olduğu gibi fırsat tanımadı. İstanbulspor'un santrafor eksikliğinin de bunda etkisi olabilir. Iordanov ve Bushi İstanbulspor adına bugün sahada bekleneni veremediler. İlk yarının sonlarına doğru hata yapmaya başlayan İstanbulspor savunması takımımıza öne geçme fırsatları verdi. Fenerbahçe bu dakikalarda bir duran top organizasyonundan Nobre ile bir gol buldu, ancak golden önce kalkan ofsayt bayrağı Pierre van Hooijdonk'un ofsaytını işaret ediyordu. Gol pozisyonda kale direğine çarparak yerde kalan Brezilyalı golcümüz Nobre bizleri endişelendirdi. Neyse ki, önemli birşeyi yoktu. Bu hücumdan 1 dakika sonra PVh-Alex anlaşmasının güzel bir örneği kaleci Oğuz'un ellerinde sonlanırken, taraftardan büyük alkış aldı. Nitekim bu atraksiyon ikinci yarıda İstanbul'un başına geleceklerin habercisiydi. FENERBAHÇE BOMBA GİBİ: Daum'dan soyunma odasında alınan direktiflerle aynı kadroyla sahaya çıkan ekibimiz ikinci yarının ilk düdüğüyle adeta şahlandı. Rakip sahadaki paslaşmalar, kanat bindirmeleri, Tuncay ve Serhat'ın içeriye yaptığı tehlikeli katlar, Alex'in akıl dolu pasları futbolun seyir zevkini doruklara çıkardı. Fenerbahçemizin golü fazla gecikmedi. Topla içeriye kıvrılan Tuncay, Alex'le yaptığı verkaç sonucu ceza yayı üzerinde topla buluşur buluşmaz şert bir şutla takımını öne geçirdi. Yenik duruma düşen İstanbulspor ister istemez açıldı, ancak bu da Fenerbahçe'nin güçlü hücum hattının affedebileceği bir durum değildi. Bundan bir iki dakika sonra sol kanatta hızla dip çizgiye ilerleyen kaptan Ümit, düzgün bir ortayla Pierre van Hooijdonk'u topla buluşturdu. Yüzümüzdeki ilk golün gülümsemesi geçmeden gelen PVH'un müthiş kafa golü maçın koptuğunu belgeliyordu. KANARYA ROLANTİDE DE UÇUYOR: 2-0'dan sonraki 15 dakika son çırpınışlarını yapan İstanbul'un gazını almak için isabetli paslarla oyunu açmak gerekiyordu. Geride ve orta sahada top çevirerek kısa süreli direnişini kırdığımız İstanbulspor karşısında ilerleyen dakikalarda sırayla yaptığımız Nobre-Fabiano, Tuncay-Mehmet değişiklikleriyle oyunu tekrar rakip sahaya yıktık. Sağdan Mehmet ve Aurelio, Soldan Fabiano, ortadan Alex'in katkılarıyla bir çok gol pozisyonuna girdik. Direklerden dönen toplar, karşı karşıya kaçan gollerin ardından Alex olaya son noktayı koydu ve defansta Yalçın'ı maymuna çevirip, kaleci Oğuz'un solundan topu ağlarla buluşturdu. |
