Ankaraspor 2-1 Fenerbahçe | |
Ankara'da kaybedilen 3 puanın ardından akıllarda kalan önemli noktalar Kuddusi, yediğimiz ve kaçırdığımız basit goller ve futbol oynamanın sorun yarattığı bir zemindi. Öyle bir zemin ki, topu yere indirip pas yapmaya ve futbol oynamaya çalıştığımız dakikalarda boşa çaba harcıyorduk. Çünkü topu şişirip rakibin hata yapmasını beklemek, bir pasın yerine gitmesini beklemekten daha mantıklıydı.
|
Tek golümüzü atan Anelka son dakikada 1 puanı getiremedi. |
• KENDİ YORUMUNU EKLE! | |
|
|
Kuddusi efsanesinin dönüşünde Büdü'nün payı büyük. Alex Hürriyet'in tekmeleriyle çileden çıktı. Semih oyuna hareketlilik ve pozsiyon zenginliği getirdi.
Böyle bir ortamda da duran toplar penaltı kadar önemli bir hal alıyordu. Sahada atılan bütün gollerde bunun izi vardı. Gerçi yediğimiz
gollerde daha ziyade adam paylaşımından kaynaklanan bir sorun olsa da yüksek topların böyle bir zeminde hataya yol açtığı, tehlikeli
olduğunu düşünüyorum. Rakibimiz 30. dakikada ceza sahasında boş kalan Mustafa Sarp'ın kafa golüyle öne geçti. İkinci yarıda bu sefer
Alex'in duran topunda Ankaraspor kaleci Jevric dengesiz çıktı. Nobre'nin kafayla kaleye gönderdiği topu Anelka gole çevirerek eşitliği
sağladı. Golden iki dakika sonra Luciano altı pastan müsait pozisyonda golü bulamayınca bir anlık şokla öne geçme şansını teptik.
Ardından 72. dakikada Ankaraspor'un karambol golüyle hesaplar karıştı. Semih'in oyuna girmesiyle şişirme toplarla oynamaya ve
açıkçası bunların da maçın oynandığı zeminde daha işe yarar olduğunu anlamaya başladık. Nitekim girdiğimiz pozisyonlarda biraz daha
soğukkanlı olabilsek beraberlik hatta bu kalan sürede galibiyeti elde edebilirdik. Özellikle Anelka'nın Luciano'nun kaçırdığına
benzer pozisyonda ağları bulamaması 3 puanı Ankara'da bırakmamıza neden oldu.
|
11'de herhangi bir değişikliğe gitmedik Ankaraspor karşısında. Denizlispor'dan kovulduktan sonra Ankaraspor'a kapağı atan Giray Bulak klasikleşmiş taktiği olan tam sahada adam adama savunmayı Kuddusi'nin asistanlığında gayet güzel işletti. Alex'in üstüne salınan Hürriyet şuursuzca yaptığı müdaheleleriyle Alex'i sinirlendirmeyi başardı. Sahada Fenerbahçe'nin her faulüne kart çıkarıp, rakibin faullerine sessiz kalınınca da ortaya sinir bozucu bir maç çıkıverdi. Öyle bir atmosfer oluştu ki, hakemler artık hata yapmaktan değil, hatalarının Fenerbahçe'ye yaramasından korkuyorlar. Fenerbahçe'ye orta sahada bir faul çalınıyorsa da, akabinden muhakkak bir eyyam düdüğü geliyor ve hakemin çaldığı bir düdük neticesinde Fenerbahçe'nin gole gitme durumu ortadan kalkıyor. Fenerbahçe korkusu ancak bu kadar belli edilebilir. Basınıyla, federasyonuyla, kulüpleriyle tüm Türkiye bir olmuş Fenerbahçe'nin çöküşü için formül arayışına giriyorlar. Fenerbahçe'nin çöküşünün formülü ise Fenerbahçe camiasının içindedir. Aslında arayış içerisinde olanlar da bunun farkında ve camiayı içten haraketlendirecek sportif başarısızlık bekliyorlar. Fenerbahçe bu sezon ilk yenilgisini aldı. Bu yenilgiyi kötü gidişe emsal göstermek, kötü futbol oynayan bir Fenerbahçe'nin hayalinden olumsuz bir hava yaratmaya çalışmak için işte böyle hesapların peşinde olmak gerekir. Çünkü Türkiye'nin halen en iyi takımı Fenerbahçe. Taraftarını arkasında hissettiği sürece de şampiyonluk ipini kimseye bırakmayacaktır. Bu yenilginin ardından Daum üzerinden yapılması muhtemel saldırılarda da bu bilinç hakim olmalı ve teknik direktörümüze sahip çıkmalıyız. Maç içerisinde yaptığı değişiklikler bazılarına yanlış gelmiş olabilir. Belki Tuncay'ın ikinci yarıda sahada olması daha iyi olurdu diye düşünüyor olabiliriz. Sol kanatın işlerliğinin azalmasının yanında ilk yarıda doğru düzgün kullanamadığımız sağ kanattan da Mehmet ile birlikte daha organize geldiğimizi kabul etmek lazım. Ayrıca Appiah'ın da oyundan alınırken yaptığı hareketlerin üstünde durulacaktır. Bir futbolcumuzun böyle çıkışlar yapmaya hakkı yok, eminim ki Appiah da yaptığından pişmandır. Çünkü bu tip hareketler olumsuz havadan başka hiçbir işe yaramaz. |