Kayserispor 1-0 Fenerbahçe | |
Ağzı kulaklarında Fenerbahçe düşmanı medyamızın "Fenerbahçe düşüşte" diyerek başlatacağı bayat tartışmalarını bir süre daha daha dinlemek zorundayız. Ne tesadüf ki Büdü'nün başa geçmesiyle başlayan "Fenerbahçe'ye cesur" hakem profili Türkiye'nin gündemine başarılı hakem profili olarak yerleşiyor. Kayserispor seyircisinin böğürmesinden etkilenip düdük çalan hakemlerimiz neden Avrupa'da iş yapamıyorlar diyoruz. Çünkü Avrupa'da başarılı sayılmak için bir kulübe engel olmakla görevlendirilmiyorsunuz. Orada adalet, gördüğünü çalabilmek, her takıma karşı cesur yönetim aranıyor.
|
Başta Nobre olmak üzere futbolcularımıza meydan dayağı sürüyor. |
• KENDİ YORUMUNU EKLE! | |
|
|
Sen neymişsin be Büdü? Tuncay zinciri kıramadı.
Fenerbahçe'nin başarısızlığının Türk Futbolunun başarısı olarak gösterilmeye başlandığı bu ortamda Kayserispor karşısına çıktık.
Maça aslında istediğimiz gibi başlayamadık. Kayserispor ile karşılıklı bir top kaptırma mücadelesi vardı
ilk dakikalarda. Oyunda sürekli iki kaleden birine basit hatalardan bir gol gelecek görüntüsü vardı. Buna sebep olan da maçın başında
rakip savunmanın arasından fırlayıp kaleciyle karşı karşıya kalan Nobre'nin pozisyonuna benzer, yoktan var edilen pozisyonlardı.
Ama görüntünün aksine Nobre'nin pozisyonu dışında ilk yarıda kalelere pek yaklaşamadı iki takım da.
|
İkinci yarı oyunda üstünlüğü eline alan Fenerbahçemiz ve karşısında mevzilenmiş "üç maymun" takviyeli Kayserispor taburu sahnedeydi. İlk yarıdaki cesur birkaç hamleden sonra ikinci yarıda Johnson'un penaltı noktası civarında Anelka'yı biçtiği pozisyonda verilen devam kararıyla cesur kararlar silsilesi başladı. Geçen hafta Selçuk Dereli medyamızdan yüksek notlar alınca Bülent Demirlek de cesaretine cesaret katarak ceza sahasındaki müdahelelere gözlerini kapattı. Çünkü Avrupa standartlarında hakemlere, Dünya çapında bir lige ancak bu cesur hamlelerle kavuşabiliriz. "Fenerbahçe'nin böyle şeylere ihtiyacı yok" felsefessi neticesinde zaten az sayıda bulduğumuz duran topların herbirinde Beşiktaş'ın akıllıca taktiği devreye girdi. İkinci yarının son 20 dakikasında da çıtkırıldım futbolcu profili çıktı ortaya. İşin anlaşılmaz tarafı Fenerbahçeli futbolcuların faul almak için zaman zaman tekme almaları bile kafi değildi. Zorladık zorladık özellikle Tuncay'la iki tane çok net pozisyondan faydalanamadık. Neticede top döndü bize gol oldu. Liderlik koltuğunu şimdilik bıraktık. Maçtan sonra "Fenerbahçe zaten güçlü, onların buna ihtiyacı yok" diye başlayan açıklamalar ve TV ekranlarında havlayan birkaç propagandacının başarısıdır bugün gelinen nokta. Penaltıya ihtiyacımız yok, kornere ihtiyacımız yok, faul almaya ihtiyacımız yok. Fenerbahçe'nin ona ihtiyacı yok buna ihtiyacı yok, ne yapsın bu takım. Hangi adaletten bahsediyorsunuz, her maçta ceza sahasında yapılan katliamla zaten 3 avansla başlıyoruz maçlara, son zamanlarda prim yapan Fenerbahçe lehine düdük çalmama modası da aldı başını gidiyor. Sahada Türk futbol tarihinin en organize ve geniş çaplı dayağını yiyen Nobre'ye yapılanları görmemek erdem kabul ediliyor. Neticede anti-Fenerbahçe güruhu zevkten dörtköşe liderlik koltuğuna çörekleniyor. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük başarılara imza atacak kadrosunu aşağıya çekmek için elbirliği yapılıyor. |