12.08.2006
En Kötü Günümüz Böyle Olsun...
Gençlerbirliği 0-2 Fenerbahçe |
Turkcell Süper Lig'in 2. haftasında seyir zevki açısından ilk haftadaki maçı aratan bir maç izledik. Bunda ilk haftadaki maçın sonucunda tavan yapan beklentilerin
etkisi göz ardı edilemez. Luciano, Appiah, Anelka gibi yabancı futbolcularımızın eksikliklerinin yanına bir de belki de sıcak havadan kaynaklanan düşük oyuncu
performansları eklenince son yıllardaki en durgun Fenerbahçe'yi görmüş olduk. İlk yarım saatteki görüntü maçın sonunu nasıl getireceğimiz konusunda endişeleri
arttırırken Tümer'in Gençlerbirliği defansının arasından fırlayan Tuncay'ın kafasına gönderdiği müthiş orta ilaç gibi geldi. Beş dakika geçmeden yine Tümer'in
kaleye şut niyetiyle gönderdiği topa Alex'in müdahelesiyle farkı ikiye çıkardık.
Tuncay ve Alex'in kaydettiği goller tabelayı değiştirsede sahada Fenerbahçemizin attıkça coşan kimliğini göremedik. Gençlerbirliği'nin geriye düştükten sonra defans
güvenliğini çok fazla ihmal etmese de açık oynamaya başladığını düşünürsek pozisyon zenginliği açısından kısır bir maç izlemiş olmamız şaşırtıcı.
Tümer iki asistle galibiyette önemli rol oynadı.
|
|
•
KENDİ
YORUMUNU EKLE!
|
Kerim sağbekte ilk maçında biraz sırıttı.
Can formayı bırakmak niyetinde değil.
Gerçi geçen sezon olanlardan ders almış da olabiliriz. Zira Ulusoy'un sahada futbolun gerektiği şekilde tüm güzellikleri ortaya koyan, tartışmasız Türkiye'nin en
iyi futbol oynayan takımına sezonu zorla kupasız kapattırması, diğer taraftan kutsal dan dun, penaltı ve al gülüm, ver gülüm üçlüsünün hikmetine inanan takımları
ihya etmesi bize bu sezon için yeni bir yol çizmemiz gerektiğine işaret ediyordu. Biz de ilk hafta eski alışkanlıkla ortaya koyduğumuz resitalin ardından
"başarıya giden yol"'u takip etmeyi yeğledik.
Şaka bir yana takımın Erciyes maçında bir anda toz pembe hayaller kurmamızı sağlayan görüntüsü, önce Dinamo Kiev, ardından Gençlerbirliği maçıyla tatlı bir hayal olduğunu
gösterdi. Çünkü kat etmemiz gereken çok yol var. Önce sakatlık ve Ulusoy izin verirse cezalıların iyileşmesi, ardından da yabancı transferlerinin tamamlanması Zico
dönemini değerlendirmek için beklememiz gereken adımlar. Zico'nun da takımı iyice tanıması için ise tam bir süre verilemez, ama bu sürenin sezon sonundan önce
bitmemesi gerekiyor.
Günün sürpriz ismi Kerim Zengin, sanıyorum Dinamo Kiev maçında cezalı olduğu için oynayamayacak olan Serkan'ın yerine forma giyeceği için Gençlerbirliği karşısında
şans buldu. Altyapımızdan
yetişen Kerim'in asıl mevkisi forvet, ama Zico onu sağ bekte tercih ediyor. Mevcut kadro içerisinde daha ofansif bir görev alması rekabetin çok daha yoğun olmasından
dolayı biraz güç. Teknik Direktörümüz de onu Serkan'ın yerine tercih etti. Defans oyuncusu olmadığı için basit hatalar yapıyor olsa da, ondan da iyi bir sağbek
olamayacağını iddia edemeyiz. Ama geçmişte bazı oyunculara gösteremediğimiz sabırdan fazlasına ihtiyaç duyulabilir. Kaptan Ümit kadar çalışırsa ondan çok daha
başarılı olabilir. Neticede ağaç yaşken eğilir.
Diğer genç futbolcumuz Can Arat'ın da Zico'nun gelişiyle daha sık şans bulması hepimizi memnun ediyor. Ancak Luciano ve Lugano'nun gelişiyle
Önder ve Can ya yedek kulübesinin yolunu tutacak ya da sağ bek için forma mücadelesi vereceklerini tahmin ediyorum. Umarım Fenerbahçemiz için hayırlısı olur.
|
|
Önümüzde bir Milli maç arası var. Ardından içerde Çaykur Rizespor ve Dinamo Kiev'in rövanş maçı. Sakatlık, ceza, transfer noksanlığı, yeni teknik direktör gibi
bir çok sorun var ortada. Bütün bu sıkıntıların Zico'yu yalnız bırakmasına izin vermemeliyiz. Gençlerbirliği karşısında olduğu gibi önümüzdeki haftalarda da
kötü maçlar çıkarabiliriz. Bu hafta olduğu gibi 3 puan alırsak ne ala. Ama puan kaybı halinde -ki olması doğaldır- kıyameti koparmanın alemi yok. Fenerbahçe
hazır bir takım değil, üstelik eksik bir kadro ve takımı tanımaya yeni başlayan bir teknik direktörümüz var. Hepsinin de ilacı zaman.
Copyright © 2006 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™