23.08.2006
Futbolcu Yuhlayan ... Gitsin!
Fenerbahçe 2-2 Dinamo Kiev |
Avrupa Şampiyonlar Ligi 3ncü Ön Eleme rövanş karşılaşmasında Dinamo Kiev’le 2-2
berabere kalan Fenerbahçemiz Şampiyonlar Ligi’ne veda etti. Ukrayna’da aldığımız
3-1’lik mağlubiyetin ardından İstanbul’da 2 farklı galibiyet için sahaya çıkan
Fenerbahçemiz aldığı bu sonuçla UEFA Kupası’na düştü.
Fenerbahçemiz Cuma
günü (25 Ağustos 2006) çekilecek UEFA kuralarına seribaşı olarak katılacak ve
UEFA Kupası 1nci turunda 14, 28 Eylül 2006 tarihlerinde karşılaşacağı rakibini
elediği takdirde 2nci turdan itibaren başlayacak olan UEFA Kupası Grup
Karşılaşmalarına katılma hakkı kazanacak.
Maç Öncesi :
Üzüntümüz büyük olduğu için bu maçla birlikte
kaybettiklerimizden önce kazandıklarımızdan bahsetme ihtiyacı duydum. Kısaca
züğürt tesellisi yaptım…
Appiah mücadelesiyle alkış aldı.
|
|
•
|
•
KENDİ
YORUMUNU EKLE!
|
Kerim ilk yarıdaki tutukluğunu golden sonra attı.
Kadıköy'de gece ateşli başladı.
Sahadaki 2. yabancımız Alex kaçırdığı golle şaşırttı.
Semih Kiev savunması arasında ezildi.
Gerçi maçtan önce de, Fenerbahçemizin durumunu gören çoğu Fenerbahçeli bu
gecenin sonunda böyle bir sonuçla karşılaşabileceğimizi tahmin edebiliyordu.
Nitekim 2-2 berabere kalabilecekken, verilmeyen golümüzle Kiev’de aldığımız
3-1’lik mağlubiyet Şampiyonlar Ligi kapılarını bizlere büyük oranda
kapatmıştı.
Ama yine de; maç öncesi Şükrü Saracoğlu’nda tribüne çıkan her
Fenerbahçelinin içinden “biz bu takımı burada eleriz” düşüncesi geçiyordu
şüphesiz. İçinde biraz da olsa bu düşünce olan taraftarımızın oluşturduğu
sinerji ile büyüleyici bir atmosfere bürünen Şükrü Saracoğlu Stadı, adeta
Fenerbahçemizi Şampiyonlar Ligi’ne uğurlamak ister gibiydi.
Fenerbahçemiz :
Ancak tribünler ne kadar isterse istesin
gözle görünen bir gerçek vardı ki; sahada 2 yabancıyla (Alex, Appiah) yer alan
Fenerbahçemiz, Ukrayna’dan 3-1’lik avantajla Türkiye’ye gelen Dinamo Kiev’e
görev tura uzak olan taraftı.
Rüştü, Kerim-Önder-Can-Ümit,
Appiah-Aurelio-Tümer, Alex, Semih-Tuncay onbiri ile sahaya çıkan Fenerbahçemizin
kadrosunda hafta sonunda Rizespor’u 2-1 yenen kadrodan farklı olan tek isim;
Mehmet’in yerine bu maçta kadroda olan Appiah’dı.
Avrupa Kupalarının
tecrübeli bir ekibi karşısında 3-1’lik skoru çevirmenin zorluğunu ve hafta sonu
sergilediğimiz futbolu bir araya getirince turu geçmenin zorluğunun farkına
varmamak mümkün değildi.
Bu zorluğu belki tribünler bozabilirdi, ancak o
da olmadı…
İlk Yarı :
Karşılaşmaya baskılı başlamak isteyen
Fenerbahçemiz, Ukrayna’daki hatasını burada da yaptı ve 5.nci dakikada yediğimiz
golle bizleri maça 1-0 geride başlattı.
Golün ardından dengesi kaybolan
Fenerbahçemiz, yediğimiz golün ardından bir topun da direkten dönmesiyle kendine
geldi.
Semih’le, Alex’le girdiğimiz çok net pozisyonlarda inanılmaz
şekilde golü çıkaramazken, Appiah’ın yaklaşık 25 metreden attığı gol ile
ümitlerimizi yeşerttik. Bir gol daha atarak devreyi önde kapatmayı planlarken,
attığımız golün 5 dakika sonrasında 2nci golü ağlarımızda gördük.
Defansta yapılan yerleşme hataları, kontrataklara karşı zaafı olan bir
sistemle mücadele etmemiz ve hücum organizasyonlarımızdaki zayıflılık ikinci
yarı için ümitleri artık iyice söndürdü.
İkinci Yarı
:
İkinci yarıya, ilk yarıda heyecanına yenik düşen sık sık zor anlar
yaşayan Kerim’in muhteşem golüyle başlayan Fenerbahçemiz ne yazık ki başka gol
bulamadı ve 2-2’lik beraberlikle Şampiyonlar Ligi’ne kapısından veda
etti.
Karşılaşmanın İngiliz orta hakemi ve yardımcılarına karşı da
mücadele eden Fenerbahçemiz ikinci yarıda daha da durgun bir futbol sergiledi.
Sol kanadı tek başına Ümit’e, sağ kanadı da tek başına Kerim’e emanet eden Zico,
dilerim oyun dizilişini bir daha gözden geçirir. Nitekim şimdi artık UEFA
Kupası’nda mücadele edecek Fenerbahçemizin kanat organizasyonlarından mahrum bir
futbol sergilemesi rakibin kapandığı dakikalarda gol üretmekte ilerleyen
zamanlarda da büyük sıkıntılara sebep olacaktır.
|
|
Türkiye’nin en fazla orta yapan oyuncusu, en isabetli orta yapan 3 oyuncusundan
biri ve rakibi en fazla durduran beş oyuncusundan biri olan kaptanımız Ümit
Özat’a “Fenerbahçe seyircileri” tarafından yapılan saygısızlıkla sona eren
karşılaşma, bende elenmemizden çok yaşadığımız bu dakikalar nedeniyle üzüntü
yarattı.
Neyse ki, Maraton Üst’te Ümit Özat’a sahip çıkan bir kısım
vardı da, gerçek Fenerbahçe taraflarından bir kısım onlara eşlik etti ve
taraftar Ümit’e itibarını iade etti. Ancak bu bile senelerdir ilk defa gördüğüm
bu protestoyu örtemez. Kaptanımız Ümit’e sabır diliyor, kendisi sahada verdiği
mücadeleden emin olduğu sürece yuhlayanları takmadan oynadığı futbola bakmasını
diliyorum.
Maç Ertesi :
Ukrayna’da düşen Rus uçağında
ölenler anısına yapılan saygı duruşu ve ardından İsrail aleyhine atılan
sloganlarla başlayan karşılaşma, ne yazık ki Ukrayna ekibinin alkışlanmasıyla
sona erdi.
Ümit Özat günah keçisi oldu.
|
|
Elendiğimiz her takımı alkışlayan, bunu Beşiktaş gibi bir şeref yoksunu bir
takım bizi 4-3 yendiğinde bile yapma ezikliğini gösteren seyirci grubuna sahip
bir takımız. Sahadaki futbolcuların yaptığı her hatada yuhalayan, teknik
direktörü şampiyonluklardan şampiyonluklara taşırken basın onu sevmiyor diye
onun hiç arkasında durmayan bir seyirci topluluğu…
Daum’u sadece Aziz
Yıldırım yollamadı, onu Şükrü Saracoğlu’nda ona sahip çıkmayan taraftarımız da
yolladı. Bugün bu turu Zico kaybetmedi, yüzüncü yıla girerken teknik direktör
değişikliği isteyenler kaybetti. Tuncay’ı sol kanatta oynatıyor diye, Semih’e
şans vermiyor Daum’a yüklenenler kaybetti. Ama biliyorum ki onlar
kaybettiklerini unuttu bile, artık yeni hedefler arıyorlar. Kısaca;
Fenerbahçemiz kaybetti.
Lig biterken Fenerbahçemizin göstermekte olduğu
gelişmeden dizleri titreyenler şimdi ne kadar rahatlar tahmin edebiliyorum. Ben
de işte o kadar huzursuzum. Bir teknik direktör yetiştiriyoruz, geç futbolcular
yetiştiriyoruz. Tamam bunları yapalım ama peki biz bunları gerçekten 100ncü
yılda mı yapmalıydık? Zaten 3 senedir bu yıla hazırlanmıyor muyduk? Bunun için
genç milli takımından oyuncularla mücadele etmiyor muyduk?
Dün Daum’u
harcayanlar, kısa bir süre içinde de Zico’yu harcamaya çalışacaklar. Başkanımız
Aziz Yıldırım, dilerim teknik konularda ona akıl verenlere uyduğunda başına
gelenleri oturup bir daha düşünür. Ve tabi Fenerbahçemizin başına gelenleri de…
Geçen sene Anelka-Nobre ikilisi gibi bir forvete sahip Fenerbahçemiz
varken, şimdi Tuncay-Semih ikilisi forvetimiz. Kısaca; forvetsiz bu
kadar…
Fenerbahçemiz Şampiyonluğu kaybettiğimiz günün ertesinden beri
kurumsallaşma yolunda çok gerilere gitti, dilerim artık bu süreci bitirir ve
yeniden yükselişe geçeriz.
Zor günler başlıyor…
Copyright © 2006 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™