Fenerbahçe 2-0 Gaziantepspor | |
Maçın ardından; sahada sergilenen futboldan çok tribünlerde yaşananlar konuşuldu. Karşılaşmanın başlamasıyla birlikte Migros tribünde başlayan karışıklık ve beraberinde izlediğimiz hoş olmayan görüntüler, ne yazık ki maçın sonuna kadar devam etti. Dileğimiz bu görüntülerin önümüzdeki maçlara sarkmaması. İlk Yarı : Karşılaşmaya Volkan, Önder-Edu-Lugano-Uğur, Kerim-Kemal-Deniz-Tümer-Olcan, Deivid onbiri ile başlayan Fenerbahçemiz sahaya çıkan onbire bakıldığında ne bizleri fevkalade mutlu eden, ne de üzen bir futbol sergiledi.
|
Deivid'e yapılan "eleştiriler" sonuç getirdi!!! |
• | |
•KENDİ YORUMUNU EKLE! |
Uğur yerine alışıyor. Semih girdi, maçı bitirdi. Aurelio ile birlikte oyuna giren Tuncay canlılık getirdi. Deniz iyi oynadı. Zico başkanın takımını sahaya sürünce kazanmaya başladık!!!
Sahaya çıkan onbirimiz karşılaşmanın genelinde vasat bir oyun sergiledi. Buna
karşın, ligde Trabzon’un ardından altıncı sırada bulunan rakip Gaziantep’e
pozisyon vermeden karşılaşmayı tamamladık. |
İlk yarıyı Olcan’ın golüyle önde bitiriyoruz diyorduk ki, haftalardır takıldığımız engellerin bir yenisi tarafından golümüz geçersiz sayıldı. Hakem Aytekin Durmaz da bir Ulusoy sevdalısıydı anlaşılan. İkinci Yarı : İkinci yarının başlamasıyla birlikte Fenerbahçemiz soldan Uğur ve sağdan Önder’in bindirmeleriyle rakip kaleye yüklenmeye çalıştı. Dakikalar ilerledikçe oyunun rakip kaleye yıkılması ancak golün gelmemesi ufak bir kan değişikliği ile skorun değişeceği işaretlerini veriyordu. Dakikalar 60’ı gösterirken Zico; Kemal ve Kerim’in yerine Tuncay ve Aurelio’yu ardından da 70nci dakikada Olcan’ın yerine Semih’i oyuna sürdü. Değişikliklerle birlikte baskımız arttı ve önce 80nci dakikada Deivid’in kafası, ardından da Semih’in plasesiyle 2 farklı skoru yakaladık. Deivid’in bir dakika önce ıslıklandığı tribünlere cevap verircesine güzel yükselerek attığı kafa golünün kendisine nasıl bir moral olduğunu Deivid attığı golün hemen ardından bizlere gösterdi. “Fenerbahçe futbolcusu morali eğer attığı golden sonra bulacaksa taraftar neden var?” sorusu aklımıza gelmedi değil. Islıklamakla onun performansını arttıracağını düşenenlerden istediğim tek şey; attığı golün ardından tribünlerde adı haykırılan Deivid’in bu dakikadan sonra sergilediği performansı tekrar izlemeleri ve moral motivasyonun etkisini biraz olsun düşünmeleri... Aurelio’nun sol kanatta Uğur’a aktardığı topta Deivid’in kafasından gelen golde de, Tuncay’la başlayan kontraatakta Semih’in attığı golde de oyuna sonradan giren oyuncularımızın payları vardı. Kısaca; “yedek ağırlıklı kadro arı gibi çalıştı, aslar girdi maçı aldı”. Tribünler : Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 83ncü yılını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde, Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluşu zamanındaki Türkiye’den bahsederek Türk Gençliğine verdiği hitabesinde “şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.” ifadesiyle betimlediği şahısların aynen Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğu gibi, ne yazık ki Fenerbahçe Cumhuriyeti’nin de sorunu olduğunu gördük. Şahsi menfaatlerini Fenerbahçe’mizin çıkarlarının üstünde tutanlar her zaman vardır ve var olacaktır. Divan Edebiyatı şairlerimizden Baki şöyle der; “baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş”. Bilinmeli ki; ne yıllarını Fenerbahçe’ye veren ama bugün bir taraftar grubu tarafından kendisine sırt çevrilen başkanımız Aziz Yıldırım baki bu kubbede, ne de çıkarları için ayakta durmaya çalışan ve Fenerbahçemize sırtını dayayarak yaşayanlar. Bugün; biri yönetim düşmanı Turgay Kıran, diğeri de Aziz başkan tarafından desteklendiği söylenen iki grup aynı tribünde omuz omuza yapamadılar ne yazık ki. Bu kubbede hangi seda baki kalır? Fenerbahçe sevgisinin önüne geçen bu büyük sevgi nedir Allah aşkına? En moralsiz zamanında futbolcu yuhlayan; iki dakika sonra gol atıp moral bulunca sanki artık çok ihtiyacı varmış gibi onun adını haykıran, sahada mücadele eden takımına tribünde tepki koyan, rakip takımı alkışlayan, yanyana olduğu arkadaşıyla tribünde kimin grubunun tezahuratı duyulacak, tribünde kim daha etkin yarışına giren, tezahuratı diğer tribünlerden karşılık alınca iki hafta önce omuz omuza verdiği kişilerle “kıskananlar çatlasın” muhabbetine giren vs. vs. hepsi ama hepsi biz Fenerbahçeliler.... Lütfen aynada görüntümüze bir bakalım. Ne durduk yerde başkanın adının haykırılmasının açıklamasını yapabiliyorum, ne de tüm bu yaşananların. Şimdi söyleyin bana; bu tablodan en çok kim veya kimler, hangi takım veya takımlar yararlanır? 3 hafta sonra ligde bu sezon yaşayacağımız belki en zorlu viraja giriyoruz. Üstüste Beşiktaş, Palermo, Trabzon, Celta Vigo ve Galatasaray ile karşılaşacak Fenerbahçemiz en büyük gücü olarak gördüğü tribünlerde yaşanan bu görüntülerden mi güç alacak? Dilerim Bursa maçında ufaktan işaretlerini aldığımız ve bu karşılaşmada ayyuka çıkan bu görüntüler bir daha yaşanmasın. İnşallah dileklerimizin gerçekleştiğini görebiliriz. Aksi takdirde 100ncü yılımızdan geriye hiç bir “hoş seda” kalmayacak maalesef. |
Aris TT Bank 66-58 Fenerbahçe | |
Solomon-Mrsic-İbo-Mirsad-Kambala 5'i ile başladığımız Aris deplasmanı rakibimizi kovalamakla geçti. Rakibimizdeki tanıdık bir isim, Mahmoud Abdul-Rauf
başımıza bela oldu. Tanımayanlar için; Mahmoud Abdul-Rauf 98-99 sezonunda Fenerbahçemizin kurduğu Rüya Takımın oyun kurucusuydu ve Sacramento Kings'ten
Avrupa'ya ilk adımını Türkiye'ye, Fenerbahçe'ye atmıştı. Ardından gelişen olaylar neticesinde ayrılmak durumunda kalmış, kendisini izlemeye
doyamadan elimizden uçuvermişti.
Bugün 37 yaşında olan Abdul-Rauf ilk yarıda uzunca bir süre sahada kaldı ve özellikle ikinci periyotta yakaladığı seriyle takımının ilk yarıyı 38-26 önde tamamlamasını sağladı. İkinci yarıda Abdul-Rauf'un dinlendirilmeye başlamasıyla maçın sonlarına doğru farkı 5 sayının altına indirmeyi başardık. Ama kritik toplarda en güvenilir oyuncularımızdan Solomon'un yaptığı tercih hataları ve çok basit fırsatları elimizin tersiyle itmemiz sonumuzu hazırladı. |
Mahmoud Abdul-Rauf'un Avrupa'da forma giydiği ilk takım Fenerbahçe'ydi. |
"İbo dışına kimse gününde değildi." |
Son 3,5 dakikaya girilirken 4 sayı olan fark kalan sürede sayı bulamamış olmamıza rağmen ancak 8 olabilmiştir. Rakibimiz maçı defalarca
altın tepsiyle bize sunarken, biz fırsatları tepme derdindeydik. O atmosferde ne kadar mümkün bilemiyorum ama biraz daha sakin olabilseydik,
maçı alabilirdik. 3,5 dakikayı sayı atamadan geçirmek takımımıza yakışmadı. Rakibimizin sert savunması ve ikinci toplarda potamızda gördüğümüz
14 sayı maçın kaybedilmesindeki başlıca etkenlerdi.
Euroleague'e son torbadan katılan Aris takımını Abdul-Rauf kalite olarak biraz yukarıya çekmiş olsa da, rakibimizi bizden üstün kılan diğer etken ateşli taraftarıyla, baskı altındaki hakemleri ve kaygan zeminiyle Aris'in Alexandreio Salonu olmalı. Bu maç bizim için bir tecrübe oldu. Umarım haftaya Pau Orthez maçından başlayarak Abdi İpekçi'deki maçlara yoğun ilgi gösteririz. Omuz omuza vermiş 10.000 kişinin yaratacağı atmosferle takımımız inşallah Abdi İpekçi'deki maçların hepsini kazanacaktır. |
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|