08.12.2006
"Halis" Ulusoy Hakemi
Ankaragücü 0-1 Fenerbahçe
Ligin ilk yarısının kapanış maçında Ankaragücü deplasmanındaydık. Geçen hafta Kadıköy'e gelen kedilere kötü davrandığı için Selçuk Dereli tarafından sarı kartla cezalandırılan Edu dışında kadroda değişiklik yoktu. Onun yerine Can Arat forma giydi. Ankaragücü'nün cezası nedeniyle İzmir'de oynanan maçta Volkan, Önder-Lugano-Can-Uğur, Appiah-Deniz-Aurelio-Tuncay, Alex, Kezman 11'i ile sahaya çıktık.

Zaman zaman oyunu rakip sahaya yıkarak, zaman zaman ise üstümüze çektiğimiz rakibin hatalarından faydalanıp hızlı hücumlarla, özellikle Tuncay ve Uğur'un olağanüstü gayret gösterdiği sol kanattan gelen pozisyonlar bulduk. Daha önce Kezman ve Tuncay'la gole yaklaşan takımımızı ilk yarının 37. dakikasında Tuncay'ın nefis pasıyla hareketlenen Appiah öne geçirdi. Bir hareketle iki defans oyuncusunu atletizm pistine gönderen Appiah'ın vuruşu direkten ağlarla buluştu.

Appiah çocukları bakkala gönderdi.
KENDİ YORUMUNU EKLE!

Uğur günün en başarılı isimlerinden biriydi.


Macera peşindesin Büdü!
Halis'ten cacık olmaz...


Sedat lavuğu Anelka gidince ortalığı boş buldu.

Tamamen kontrolümüzde geçen ilk yarıyı rakibimiz Ankaragücü attığı birbirinden etkisiz ve isabetsiz 4 şutla, kalemizin 40 metre çevresine yaklaşamadan kapattı.

Karşılaşmanın ikinci yarısında izleyenleri Ulusoy'un Türk futboluna son hizmeti Halis Özkahya'nın sahne aldığı bir gösteri bekliyordu. İpleri eline alan ve ikinci yarıya baskılı bir şekilde başlayan takımımıza ilk müdahale gecikmedi. Tuncay'ın pasıyla Ankaragücü kalecisi Serkan'la karşı karşıya kalan Alex Serkan'ın kör göze parmak misali tekmesiyle kendisini yerde buldu. Kaleci Serkan sebep olduğu penaltı ve kırmızı kart için üzülmeye başlamıştı ki Halis Alex'e gösterdiği kartla gidişatı toparladı.

Ankaragücü pozisyon bulamıyor, Volkan'ın eline doğru düzgün top değmemiş. Bir de üstüne Fenerbahçe sahada 1 kişi fazla kalır, fark da ikiye çıkarsa Fenerbahçe'nin puan kaybetmesi için Selçuk Dereli, Bülent Demirlek ya da süpermen olmak gerekebilirdi. Oysa son model Ulusoy'un özellikleri tam olarak oturmuş sayılmazdı. Onun da kendine has özellikleri vardı elbette ama büyükleri ona maçta kontrolü kaybetmemesi konusunda uyarıyorlardı.

Neyse, skor korundu. Üstelik 58'de Kezman "muhabbet kart"ını gereksiz bir müdahaleyle kırmızıya çevirdi. Halis Özkahya maçın seyrini değiştirmiş oldu. Ankaragücü bu dakikadan sonra ilk defa kalemize gelmeye başladı. Orta sahadaki direncimiz Ankaragücü'nün işini zorlaştırsa da Fırlama Halis olur olmaz kararlarla Ankaragücü'ne pozisyonlar hazırlıyordu. Kanattan bindirme yapacak mecali olsa onu da yapardı ama duran toptan gole sebebiyet vermek daha zevkli olmalı.

Fenerbahçemizde Kezman'ın oyundan atılışının ardından Alex bir süre tek başına ileride gol aradı ama daha sonra yerini Deivid'e bıraktı. Hücumumuza dinamizm kazandıran Brezilyalı'nın Beşiktaş maçında olduğu gibi attığı gol yine ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Halis ve ekibi ise maçın sonlarına doğru kendilerini sorgulamaya başladılar. Maçın başından beri tüm hatlarıyla Fenerbahçe kalesine yüklenen Halis'in kırmızı gömlekli tayfası işin suyunu çıkardığının farkındayı. Biz de "bir aklıevvel bir maçın kaderini nasıl değiştirir?" sorusunun cevabını alıyorduk her geçen dakika.

3 puanı aldık almasına, 10 kişi kalması gereken rakip karşısında 2-0 öne geçeceğimiz yerde, gollerimize mani olup Kezman'ı basit bir kartla oyun dışına bırakan hakem için burada yazılanlar çok basit kaçıyor, övgü olarak dahi algılanabilir. Zira maçın sonlarına gelirken imza attığı saçmalıkların ona ne kadar ağır geldiğini gördük. Verdiği kararlar düpedüz Fenerbahçe'yi engelleme politikası görüntüsü vermeye başlamıştı. Maçın başından beri sürdürmeye çalıştığı "aman Fenerbahçe lehine hata yapmayayım" rolü inada binince iş rayından çıktı. Kontrolü kaybettikten sonra da maçın son dakikasında Can'ın müdahalesine kimsenin anlam veremediği bir karar vererek hesabı kapatma yoluna gitti. Bu kadar kasıtlı karardan sonra Fenerbahçe'nin puan kaybetmesine neden olabilecek yeni bir kararı vermeye gücü yetmedi. Kezman'a kendisiyle konuştuğu için kırmızı kart verirken, sahibi Anelka'yı sahada göremeyip kendini özgür sanan Sedat'ın Lugano'ya yumruk atma girişimini gör(e)medi. Fenerbahçe'ye veremediği iki penaltının, verdiği onca yanlış kararın altında ezildi ve saçmaladı.


Halis Özkahya'nın hakemlik mesleğiyle uzaktan yakından alakası yok, olmamalı, bu bir. Başında bulunan insanların da etkisini göz önünde bulundurursak böyle bir şahsın Türk futboluna hiçbir katkısı olamaz, iki. Bu yeteneksiz hakem baskı altında saçmalıyor, Fenerbahçe camiası büyük camiadır, adamı ezer. Türk futbolu zaten mesele değil de Halis Özkahya'dan Ulusoy'a da hayır gelmez, bu da üç. Büdü'ye hatırlatması bizden...

Son olarak, ligde en son namağlup liderliğini sürdüren Fenerbahçemiz'in 4. haftadaki maçında görmüştük Kuddusi Müftüoğlu'nu. Tuncay'la bulduğumuz tertemiz golümüz ofsayt gerekçesiyle iptal edilmiş, rakibin Okan Yılmaz ile bulduğu ofsayt olan golü verilmiş, gole giden Tuncay'ın düşürülüşüne lütfen sarı kart gösterilmiş ve hedefe ulaşılmıştı. Fenerbahçe Sakaryaspor'da 3 puan bırakmıştı. Kararlar birbirine ne kadar benziyor değil mi? Ama başroldeki kişi bu sefer Kuddusi'ydi. Kuddusi 3 puanı kazanırken, Halis avucunu yaladı. İşte tecrübe farkı burada. Bunları söylememin bir nedeni daha var. Kuddusi geçen bu uzun zamandan sonra ilk kez bir maç yönetecek. Ne hikmetse bu kadar ara vermiş veya dinlendirilmiş bir hakem doğrudan son haftaların formda takımı Bursa'nın Galatasaray'la oynayacağı çok önemli maça atanıyor. Gel de, art niyet arama...

Copyright © 2006 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™