11.04.2007
Zıplayıver Çekirge...
Beşiktaş 1-0 Fenerbahçe
Türkiye Kupası yarı final mücadelesinde Beşiktaş ile eşleşen Fenerbahçemiz ilk maç için gittiği İnönü Stadı'ndan 1-0'lık yenilgiyle ayrılırken rakibine top göstermeyen ve hakim futboluyla umudunu sürdürdü.

Zico'nun tercihleri

Fenerbahçemiz kupada yarı finale kadar gelirken 20 gol atıp 1 gol yemiş ve maçlara yedek ağırılıklı kadrolarla çıkmıştı. Fortis Türkiye Kupası'nda takımı bu kademeye taşıyan anlayıştan taviz vermeyen teknik direktörümüz Zico Beşiktaş karşısına da benzer bir anlayışla çıktı. Rakibin kalıbına uygun bir şekilde Alex, Kezman, Appiah, Mehmet gibi oyuncularını dinlendirmeyi tercih etti. İlk 11'imiz şu şekildeydi: Serdar, Serkan-Önder-Lugano-Ümit, Deivid-Deniz-Aurelio-Tuncay, Tümer, Semih.

Kendisini 3ncü büyük addeden rakibimizin sukutuhayale uğramaması ve tüm futbolcularımızın formda kalmaları yolundaki bu tercihinden dolayı Zico'yu eleştirmekten ziyade takdir etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Tümer bekleneni veremedi.
KENDİ YORUMUNU EKLE!
Semih Runje'yi avlayamadı.

Lugano Nobre'ye adım attırmadı.

Aurelio, Deniz ile beraber orta sahayı kontrol etti.
Maç boyunca tempoyu kontrol eden, Beşiktaş'a iki bireysel hata neticesinde oluşan pozisyonlar dışında pozisyon da vermeyen Fenerbahçemiz mümkün olduğunca yerden isabetli paslarla topa sahip olmayı amaçlayan bir görüntü sergiledi. İnönü Stadı'nda tempoyu yükseltecek bir Beşiktaş'ın sahadaki ofansif oyuncularının rüzgarıyla Fenerbahçe savunma hattının başını döndürmesi ihtimal dahilindeydi.

Ancak Fenerbahçemiz Aurelio-Deniz ikilisinin mücadele azmi ve soğukkanlılığı, Deivid ve Tuncay'ın defansif katkısıyla Beşiktaş'ın değil tempoyu arttırmasına topa sahip olmasına izin vermedi. Alex'in yerine forma şansı bulan Tümer Metin'in beklenmedik derecede düşük bir pas isabet oranıyla oynaması, Deivid'in hücuma yeterince katkı yapamaması ve Semih'in son vuruşlardaki beceriksizliği sonuca gidememiş olmamızın başlıca sebepleri olarak gözüküyor. Ama genel itibarıyla bir takım görüntüsü verip maçı koparacak fırsatları bulan takım olan ekibimizin Beşiktaş'a yenilmiş olmasını "Çekirgenin bir kez daha sıçramasına izin vermek" olarak yorumluyorum. Zira bu oyun disipliniyle Kadıköy'de çekirgenin zıplamasına bir kez daha izin verebileceğimizi sanmıyorum.

Hakem, Fırat Aydınus

Türk Futbolunun yönetimindeki çarpıklıklar, Fenerbahçe aleyhine giderek artan hakem kararlarına ilişkin Başkan Vekilimiz Nihat Özdemir'in yaptığı basın açıklamasının ardından bir değişiklik olmayacağı belliydi. Artık alıştığımız, takdir hakkını rakibimiz lehine kullanma durumları maçın bir saatlik bölümünde yine sahnedeydi. Ancak Fırat Aydınus, 60. dakikadan sonra hakkından çıkan "Fanatik Beşiktaşlı" iddialarını doğrularcasına fanatik kararlar vererek maçın son yarım saatinde baskısını artırdı. Serkan Balcı'ya temas etmediği halde sarı kart gösterilmesi; Tümer'in tehlikeli bir noktada yaka paça yere indirilmesine verilen "aldatmaya yönelik hareket" kararı; yine Tümer'in ceza sahası içerisinde formasından çekilerek düşürülmesine seyirci kalınması; maç boyunca artistliği üzerinde olan, hakemin yanında Semih'e diklenen ve kramponlarının altına aşina olduğumuz Koray'ın sahada kalmış olması ve Tuncay'ın cezasız kalan tekmelerle sindirilmesi Fırat Aydınus'un marifetleri olarak not edilmiştir.

Zeytin dalı, dostluk şeysi

Maçtan sonra da televizyonlarda pohpohlarla anlatılan misafirperverlik masallarına ise gülmekten başka tepki verilmesi mümkün değil. Beşiktaş'ı sahada gösterdiği mücadele ve aldıkları galibiyetten dolayı kutluyorum. Ancak ne Beşiktaş yönetimi Swissotel'de verdiği yemekle, ne de Beşiktaş tribünleri bir olaya sebebiyet vermememiş olmaları nedeniyle bir adım atmış sayılır. Fenerbahçe geçmişte birçok kez Beşiktaş yöneticilerine yemek vermiş, bundan sonra da her türlü gıda yardımında bulunmaya hazırdır. Beşiktaş taraftarının olaylara sebebiyet vermemesi ve küfürün nispeten azalması ise maç boyunca korunan umutların ve neticede olumlu bir netice elde edilmiş olmasının bir ürünüdür. Fenerbahçe taraftarı yıllardır küfürsüz ve oyuna müdahale etmeyen yapısıyla bir zeytin dalı uzatmamış da, Beşiktaş uzatmışsa buna gülerim.

Genel hal olarak bu maçtaki durum kendileri adına atılan bir adım olarak algılanabilir. İnsan hayatına adapte olmaya çalışanların bu uğurdaki şevklerini kıracak değiliz. Onlara bu gelişimlerini kısa sürede tamamlamaları için şans diliyorum. Ancak bu adımın Fenerbahçe'ye bir yakınlaşma niyeti taşıdığını savunmak hayalcilik olur. Zira iki takım arasındaki kutuplaşma bu tip yüzeysel yaklaşımlarla çözülecek boyutta değildir. Bir dostluk niyetinde olan kulübün böyle göstermelik davranışlarla uğraşacağına Fenerbahçe düşmanlığından beslenen politikalarını gözden geçirmeleri gerekir.

Fenerbahçemiz her şeye rağmen alnı açık bir şekilde önündeki maçlara bakıyor. Allah'ın izniyle Kadıköy'de alacağımız farklı galibiyetle finale kalacağız. Ama herşeyin bir sırası var. Öncelikle ligde bir galibiyet serisi yakalayıp geçen sezon kaçan şampiyonluğu telafi etmek için savaşmalıyız.

Bir Ay Sonra Görüşürüz...

Cezalı Edu, sakat Rüştü ve Appiah gibi eksiklerimize karşın Zico yedek ağırlıklı kadroyla kupa maçına çıkma alışkanlığını bozmadı ve Alex ve Kezman'ı karşılaşmanın ilk onbirine almadı. Kendisini futbolcularımıza olan bu güveninden olayı tebrik ediyorum. Gerçekten böyle bir karar verebilmek kolay değil.

Tümer kendisine böyle bir maçta verilen görevi ne yazık ki layığıyla yerine getiremedi. Hakem Fırat Aydınus'un rakiplerinin içinden geçemiyor diye Tümer'e kart vermesinin de bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. Bariz bi penaltısı yine es geçildi, ama nedendir bilinmez bu pozisyonu ne gören var, ne konuşan.

Zico kupa kadrosunu bozmadı.
KENDİ YORUMUNU EKLE!



Deniz Semih'e verdiği pasla en tehlikeli atağımızı başlattı.
Tuncay, Deniz ve Aurelio bence sahanın en iyileriydi. Tuncay sol kanatta inaılmaz toplar taşıdı, ileri-geri çalıştı. Deniz ve Aurelio orta sahada adeta set ördüler ve özellikle Deniz'in oyun kurucu ağırlıklı oyunu ile ataklarımıza yön verdiler. Bu karşılaşmada belki lig başından beri ilk defa topun kontrolünü bu kadar elinde tutan bir Fenerbahçe izledik. beşiktaş'ın top kapmasına izin vermediğimiz isabetli paslarla (Tümer hariç) çok iyi top yaptık. İlk yarıda Aurelio ve Deniz, ikinci yarıda da Semih ve Tuncay'la çok net de pozisyonlar yakaladık ama sokamadık.

Özellikle Deniz'in arapasıyla Semih'in kaleciyi de çalımladığı pozisyonda çok şey kazanabilirdik, ama Semih bu pozisyonda Runje'nin müdahalesine rağmen kendisini bırakmayı düşünmeyince elde edeceğimiz avantajı elimizin tersiyle itmiş olduk.

Fenerbahçenin ilk yarıdaki presli futbolunu görüp, ikinci yarıda kondüsyon eksikliğimizin ortaya çıkabileceğini düşünenler dakikalar ilerledikçe yanıldıklarını anladılar. Fenerbahçemizin baskısı dakikalar ilerledikçe daha da arttı. Ancak ne yazk ki oyundaki üstünlük dakikalarımızda orta sahada yaptığımız bir top kaybı bir kontraatak golüne sebep oldu.

Artık Serdar'ın kalemize iyice alıştığını söyleyebiliriz. Fenerbahçemiz bu Beşiktaş'ı aynı arzulu oyunu sergilediği takdirde hem Kadıköy'deki rövanş karşılaşmasında, hem de İnönü'deki lig karşılaşmasında parçalamasını sadece Ulusoy hakemleri engelleyebilir. Dilerim Fırat Aydınus gibi Serkan'a, Lugano'ya, Tümer'e ne sebeple kart verdiği anlaşılamayan hakemlerle bir daha karşılaşmayız.

beşiktaş'ın hevesleriyle yaşayacağı sadece iki haftası kaldı.

Copyright © 2006 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™