26.04.2007
Fenerbahçe "gerektiğinde tavrını ve davranışlarını ortaya koyacaktır."
Fenerbahçe 1-1 bjk
Türkiye Kupası Yarı Final rövanş karşılaşmasında Beşiktaş’la karşılaşmayı umarken Ulusoy’un maşalarından Dereli’yle karşılaşan Fenerbahçemiz, “’hakem’ kelimesinin utancı” olan sayın Dereli tarafından kupa dışında bırakılırken; geçtiğimiz sezon aldığı kupayla, kupayı kendisine sunan Ulusoy ailesini ziyarete koşan tüpçü’nün takımı yine itekleniyor ve finale çıkarılıyordu.

Fenerbahçemizin tüm engellemelere rağmen rakibini sahadan sildiği ve sezonun en güzel futbolunu oynayarak Beşiktaş’ı kendi yarı sahasından çıkamaz hale getirdiği karşılaşmayı bitiren gol Selçuk Dereli’nin asistinde Nobre’den geldi. Karşılaşma boyunca Fenerbahçe ataklarına karşı direnen Dereli, özellikle Baki ve Mehmet Sedef’in savunduğu kanatlardan Fenerbahçe’nin geliştirdiği ataklarda inanılmaz bir performans sergileyerek takım arkadaşlarının sahada kalması için var gücüyle çalıştı ve taraftarlarının kalbinde taht kurdu. Deplasmanda atacakları bir golün değerini çok iyi bilen Dereli attıkları golün turu getirmesinin mutluluğunu uzatma dakikaları boyunca yaşarken, Türk futbolu ise ne yazık ki tarihinin en karanlık gecesini yaşıyordu!

"Hırsızlar, şerefsizler, emeğimizi çaldılar."
Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN
KENDİ YORUMUNU EKLE!
"Ben pisliğin tekiydim, yine olabilirim."

Bu yuvayı yıkacağız...

Alemci Selçuk...
Bir önceki hafta Beşiktaş’ın Sakarya deplasmanında aldığı beraberliğin ardından Runje’nin Sakaryaspor tribünlerine yaptığın hareketin, benzerleri 5-6 ay ceza alırken, sadece 2 maçla cezalandırılmasıyla başlayan bu karşılaşmanın hazırlıkları, ardından; hemen aynı gün Runje’nin cezasının 2 maçtan bir maça indirilerek Fenerbahçe karşısında Beşiktaş’ın kalecisiz kalması engellenerek devam ediyordu. Karşılaşmanın hazırlıkları bu şekilde devam ederken; “hırsızlık yapanın yaptığı hırsızlıkların yanına kar kaldığı, hata yapanların ödüllendirildiği” bir ortam halindeki Türkiye futbolunda, karşılaşma içinde karşılaşacaklarımız da yavaş yavaş kendini belli ediyordu. Adaletten ve tarafsızlıktan söz etmenin mümkün olmadığı yönetimleriyle senelerdir Fenerbahçe taraftarlarını çığırından çıkaran, en son olarak geçen sene ligin finalinde Denizlispor’a karşı sahada futbol oynayamamamız için dışarıdan yapılan her türlü müdahaleye seyirci kalan sayın Dereli’nin bu kritik karşılaşmaya atanması karşılaşmanın önemli hazırlıklarından bir diğeri olarak gerçekleşiyordu. Geçmişte yaptıklarının karşılığında devamlı olarak ödüllendirilen Dereli, bu iğrenç karşılaşmanın ertesi gününde “Fenerbahçe-Galatasaray maçında da Galatasaray’ın penaltısını vermemişti” diye savunulma gereği duyuluyorsa, yaptıkları yine yanına kar kalacak demektir. Ama Türk futboluna bu yapılanların hesabı birgün elbet sorulacaktır.

Zincirlikuyu önlerinden geçerken kafanı kaldırıp etrafına bakmanı ve “her canlı ölümü tadacaktır” satırlarını okumanı dilerim. Zira Fenerbahçe taraftarları senin de bir gün eninde sonunda o yazıdaki günle karşılaşacağını düşündükçe seni “Hırsızlar için yaşasın cehennem!” diyerek anıyorlar. Çünkü “kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse” sıfatıyla çıktığın sahada verdiğin kararlarla senelerdir insanların emeklerine tecavüz ediyor, kurumların haklarını gasp ediyorsun. Bir şirketin çaycısı, bir belediyenin çöp işçisi bile onurlu olur, gururlu olur. Yaptığı işin hakkını vermeye, aldığı parayı hak etmeye çalışır. Kuralları uygulatmak için para alan bir insan kural tanımıyorsa, işte bu kuralsızlık ortamı terörü doğurur. Türkiye’de tribünlerde futbol terörü var deniliyorsa, futbolcular tekme-tokat birbirlerine girdiler deniliyorsa, yöneticiler ortamı geriyor deniliyorsa bütün bunların asıl sebebi ADALET’in, HAK ve HUKUK’un olmamasıdır.

Eğer adaleti sağlaması gereken insanlar, kural tanımazlıklarıyla devlete bile kafa tutar hale geliyorlarsa, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı dahi, futbol çevresi içerisinde kendi mafyasını oluşturmuş bu insanlara karşı birşey yapamıyorsa artık Fenerbahçe’nin “tavrını ve davranışlarını ortaya koyma” zamanı gelmiş demektir ! Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tavrını ve davranışlarını ortaya koyma adına vereceği her türlü karar, milyonlarca taraftarı tarafından sonuna kadar desteklenmektedir. Başta Ulusoy ve MHK, PFDK ve tahkim kurulu komedyenlerinden oluşan saz arkadaşları, Türk Futbolu’nun bugün bu hale gelmesinin tek sorumlularıdır. Türk Futbolu’ndan yedikleri ekmeklerin; Ali Koç’un “şerefsizler, hırsızlar” diye tanıttığı kişilerin boğazlarını tıkadığını görmek, Fenerbahçe taraftarlarının 100’ncü yıldaki en büyük mutlululukları olacaktır.

"Ben, onun seviyesine inip cevap da vermek istemiyorum. Eski günlerime de dönmek istemiyorum. Eski günlerdeki gibi, Haluk Ulusoy konuşmaya başlarsa, bunun altından ne Ali Koç, ne de başka biri kalkabilir.” şeklinde, kısaca; ‘ben pislik biriydim’ diye alenen açıklama bile yapabilen bu insanlar Türk insanlarının utanç kaynağı olması gereken insanlardır. Ne yazık ki işte bu rezil insanlar Futbol Federasyonu Başkanlığı mevkiindeler. Acınacak haldeyiz!

“Fenerbahçe- Beşiktaş maçını televizyondan izleyen MHK üyeleri, telefonla yaptıkları görüşmeler sonucunda Dereli'nin Beşiktaş'tan Baki Mercimek ve Mehmet Sedef, Fenerbahçe'den ise Uğur Boral'a kırmızı kart göstermesi gerektiği görüşünde birleştiler. Kurul üyelerinin yardımcı hakem Erdem Bayık'ın Baki ve Mehmet'e kart göstermesi için uyardığı Dereli'nin bunu görmezlikten gelip büyük bir hata yaptığını belirttiler. Kurul üyeleri Fenerbahçeli Uğur'un "karate" yapar gibi Beşiktaşlı Ali Tandoğan'a faul yaptığını ancak Lugano'ya gösterdiği kırmızı kart nedeniyle etki altında kaldığını ve cesaretli olmadığı görüşünde birleştiler.” Bu satırlar Sabah gazetesinden aynen alınmıştır. Senelerdir Selçuk Dereli hakkında bizler bas bas bağırırken; “hata canım bunlar, futbolda olabilir böyle şeyler” diyerek milleti enayi yerine koyanlar, şimdi Dereli ölçüyü kaçırdı diye kendisini topun ağzına koymaktalar. Balık baştan kokar. Bu durumun oluşmasının tek sorumlusu; SOYSUZdur.
Fenerbahçe 1-1 Beşiktaş

Türk futbolunun arınması gerektiği pisliklerden kısaca bahsettikten sonra Fenerbahçemizin Beşiktaş’ı adeta sahadan sildiği karşılaşmaya gelelim. Şunu en başta söylemek istiyorum. Fenerbahçemizin bu gece izlediğimiz futbolu bize şampiyonluğu getirecek futboldur. Bu takımın bu futbolla İnönü’den mağlubiyetle ayrılma ihtimali yoktur.

Fenerbahçemiz sahaya Serdar, Önder-Edu-Lugano-Ümit, Tuncay-Deniz-Aurelio-Tümer, Alex, Kezman onbiri ile çıkarken sakat olan Appiah kadroda yer alamadı. Hafta sonunda Antep deplasmanında olduğu gibi yine sağda Tuncay, solda Tümer dizilişi ile sahaya çıkan Fenerbahçemiz Beşiktaş’ı adeta sahadan sildiği bir karşılaşma çıkardı.

İlk yarıda Tuncay’ın ortasında Alex’le kaçırdığımız pozisyonun ardından 90 dakikalık süre içerisinde beşiktaş’ın girdiği tek pozisyonu Ümit’in hatalı pasında 11nci dakikada kalemizde gördük. Bu dakikadan sonra 90 dakikanın sonuna kadar üstün olan Fenerbahçemizin, ilk yarıda yakaladığı en tehlikeli pozisyon 18nci dakikada önce Lugano, ardından da Önder tarafından topun boş kaleye gönderilememesiyle boşa gitti.

Fenerbahçemiz ikinci yarıya fırtına gibi başladı. 47’de Kezman’ın ortasında Tuncay’ın direkten dönen şutu, 49’da kaleciyle karşı karşıya kalan Alex’in yararlanamadığı pozisyon gelecek golü işaret ediyorlardı.

Derken Fenerbahçemiz 56’da Tuncay’ın sağdan ortaladığı topta Tümer’le golü buldu. Fenerbahçemizin baskısı golün ardından da durmak bilmezken, Fenerbahçemiz; Edu (61’), Kezman (77), Alex (79’) ve Aurelio (89’) ile golle burun buruna gelmesine karşın farkı ikiye çıkaramıyordu.

Fenerbahçemizin kurduğu baskıya Baki’yi ve Mehmet Sedef’i yardımcı hakemin ikinci sarı karttan atması yönünde yaptığı uyarılara rağmen atmayan, Gökhan Zan’ın ceza sahasında eliyle topu kesmesine seyirci kalan denen adam; Beşiktaş’ın adeta 12’nci, 13’ncü ve 14’ncü oyuncuları olarak da sahada yer alıyordu. Baki‘nin; başta kontraatağa çıkarken yaptığı hareket olmak üzere Tuncay’ı indirdiği onca pozisyonda ve Nobre’nin golünden sonra topu tribünlere diktiği pozisyonda “duymadım, görmedim” rolleri oynayan bu aşağılık insan, Beşiktaş’ın sıkıştığı anlarda topu Fenerbahçe yarı sahasında tutabilmek için öylesine insafsız fauller çaldı ki, 3 yıllık suskunluğun ardından Kadıköy’ü hakeme edilen küfürlerle inletmemek elde değildi. Nitekim Beşiktaş golü de Dereli’nin yaratıcılığından yararlanarak buldu.

Bobo’nun Edu’ya yaptığı faulü çalmayan Dereli, bu pozisyonda Beşiktaş’a korner vererek dakikalar sonra ilk defa Beşiktaş’lıların Fenerbahçe ceza sahasına girmesini ve kullanılan kornerle de tura uzanmayı başarıyordu.

Karşılaşmanın ilerleyen dakikalarında oyuncuların saha içindeki hareketlerine de seyirci kalarak adeta maçın bitmesini iple bekleyen Dereli, tam bir idareci hakem kimliğindeydi. Beşiktaş’a turu getirdi, ama 120nci dakikada Ali Tandoğan’a uçan tekme atan Uğur Boral’ı da görmesine karşın atamadı. Çünkü o EYYAMCININ KRALI !

Tümer Beşiktaş savunmasını deldi.

Alex neler kaçırdı...

"Rakiplerimiz 14 kişiden oluşuyor."

Fenerbahçe - Denizlispor :

Fenerbahçemizin önünde kalan dönemde oynayacağı çok öenmli karşılaşmalar var. Ancak önümüzdeki 2 karşılaşma sadece hesapların görüleceği karşılaşmalar olarak değil, şampiyonluk yolunda 2’de 2 yapmamızın taşıdığı değer açısından da çok önemli. Zira Fenerbahçemiz sırasıyla Denizli, Beşiktaş (D), Trabzon, Galatasaray (D) ve Ankaragücü ile oynayacakken, şu anda 4 olan puan farkının Beşiktaş maçının ardından 9’a çıkması ve İnönü’de tur atılmaması için hiçbir sebep yok.

Türk futbolunun kan ağladığı bir geceyi yaşadık. Bunun bir başkasını geçen sene finalde yaşamıştık. O zaman piyon Bülent Demirlek’ti. Şimdi Dereli oldu. Geçen sene ligin son maçında da yaşamıştık hakem Dereli’ydi, Allah bilir şimdi de İnönü’deki Beşiktaş maçına Demirlek’i hazırlıyorlardır !

Kalan bütün maçlara; Zico'nun dediği gibi rakiplerin 14 kişilik kadrolarla mücadele ettiklerini unutmadan çıkacak ve "Ziko Ziko" şampiyon olacağız !

Copyright © 2006 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™