19.05.2007
Yine Bir Terbiye, Yeni Bir Terbiye... Siz Hiç Doymayacak Mısınız?

Galatasaray 1-2 Fenerbahçe

Türkiye Süper Ligi’nin 33’ncü haftasında Şampiyon Fenerbahçemiz yeni bir terbiye için Sami Yen deplasmanındaydı. Doymak bilmeyen ezikleri bu sezon bir defa daha terbiye eden sporcularımız futbol, basketbol ve voleybol branşlarındaki gs galibiyetleri serisini 14-0’a getirerek 100 yılın terbiye seanslarını noktaladı.

İstanbul’un su sorununu çözecek kadar su harcandı bu gece Sami Yen’de. Karşılaşmanın başından sonuna kadar sahaya su şişesi yağdıran gs taraftarları iğrençliklerini sergilemek için bununla da kalmadılar. Su şişelerine, maytaplarla, ses bombalarıyla, çakmaklarla, pillerle, taşlarla, meşalelerle ve koltuklarla takviye yaptılar. Bütün bu iğrençliklere ilk yarı boyunca kayıtsız kalan Bülent Demirlek, devre arasında “Kör müsün sen? Naapıyorsun böyle?” ikazlarına maruz kalmış olacak ki, ikinci yarıda olaylara müdahale etti. Oyuna ikinci yarıda verilen 15 dakikalık araya rağmen gs taraftarının terörist görüntüsü değişmedi ve koltuk yağmuru altında oynanan karşılaşma Fenerbahçemizin 2-1’lik üstünlüğü ile 110’ncu dakikada sona erdi.


2006-07 Turkcell Süper Ligi Şampiyonu

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!


SÜRÜNEDUR !

Gs taraftarları şampiyon Fenerbahçemizin sahaya çıktığını gördükleri andan itibaren iğrençlik adına yapabilecekleri her şeyi yaptılar. Bir haftadır basının anlamsız bir şekilde devam ettirdiği “gs şampiyon Fenerbahçe’yi alkışlamalı mı, alkışlamamalı mı?” sorusunun cevabını gs taraftarları “çekemiyoruz ki Fenerbahçe’nin başarılarını, nasıl alkışlayalım?” diyerek veriyordu adeta. Stadıyla, takımıyla, yönetimiyle Türkiye’nin tek büyüğü olarak sivrilen Fenerbahçe’yi alkışlamak, ona imrenerek bakanların kolay kolay yapabileceği birşey değildi. Gs’liler Fenerbahçe’nin gün geçtikçe büyümesini sindiremiyor, gs’nin de gün geçtikçe daha da küçülmesiyle iyiden iyiye ezilmişlik duygusuna kapılıyorlardı.

Eziklik duygularıyla yüklü Galatasaray taraftarları bir gün önce de basket takımlarının Fenerbahçemize yarı finalde 3-0’la elenmesine tanık olunca, hafta boyunca yaşanan alkış tartışmalarını zihinlerinden çıkaramadılar ve “Şampiyon Feneeer, En Büyük Feneeer, alkışlayın ... ” tezahuratı kulaklarında çınlayarak Sami Yen’e geldiler.

Ligin ilk yarısında oynanan karşılaşmada Mondragon’un yanında patlayan ses bombası ve Gerets’in başına isabet eden bozuk para dışında doğru düzgün sahaya bir müdahale olmamasına karşın kulübümüz 3 maç ceza almıştı. İki karşılaşmayı karşılaştırdığımızda Sami Yen’de yaşanan olaylara verilmesi gereken cezanın ne olması gerektiğini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Sami Yen’de oynanan karşılaşma normal şartlar altında hükmen galibiyetimizle sonuçlanması gereken bir karşılaşmaydı. Bakalım bütün bu çirkinliklerin karşılığında gs’nin mükafatı ne olacak!

galata 1-2 Fenerbahçe :

Fenerbahçemiz; kızı ve eşi sağlık sorunları yaşayan Alex ile sakat Appiah’tan yoksun gitti Sami Yen’e. İki hafta önce İnönü’de Beşiktaş’ı devirerek şampiyonluk kapısını ardına kadar açan ve geçtiğimiz hafta İzmir’de Trabzon’la berabere kalarak şampiyonluğunu ilan eden Fenerbahçemiz şampiyonluğunu taçlandırmak için bu karşılaşmayı da almak istiyordu şüphesiz.

Ama asıl motivasyon; Serdar, Önder-Edu-Lugano-Ümit, Serkan-Deniz-Aurelio-Tuncay, Tümer, Kezman onbirinden oluşan Fenerbahçemiz seramoni için şeref tribünü önüne geldiğinde Sami Yen’in Numaralı Tribünü tarafından sağlanıyordu. Şeref tribünü önünde yapılamayan seramoni orta sahada yapılacakken Tuncay maç konuşmasını yapıyor ve yumak halindeki Fenerbahçeliler galibiyet yemini ediyordu. Seramoni öncesi yedek kulübesine giden Deivid’in kafasına atılanlar, dünya futbolunun unutulmazlarından Zico’ya karşı sergilenenler de bu karşılaşmada türlü örneklerini izlediğimiz gs kültürünün ürünleriydi şüphesiz !

Deplasmanda olmamıza karşın karşılaşmaya süratli başlayan biz olduk. Serkan’ın deparıyla girdiğimiz ilk pozisyon Serkan’ın Orhan tarafından ceza sahasında indirilmesiyle sona eriyor ve “kör Bülent Demirlek” sahaya atılan onca yabancı maddeyi görmediği gibi bu pozisyondaki müdahaleyi de görmüyordu. Pozisyonun hemen ardından karşılaşma boyunca sertlikleriyle öne çıkan Cihan, Tuncay’ı ceza sahasına girerken yaka paça indiriyor, ancak bu pozisyon da Demirlek’in körlüğüne kurban gidiyordu.

Sahada Fenerbahçemizin baskısı devam ederken, gs tribünlerinde de cephanelikler tazeleniyor, sahaya su yağdırmaya devam ediliyordu. Ancak frikik kullanırken sahaya attıklarıyla Tümer’e motivasyon vereceğini unutan ultravestiler adeta ilk golümüzün asistini yapıyor ve bu dakikada Lugano gerçek Fenerbahçeli oluyordu (24’).

Ayhan’ın Aurelio’nun ayağına kasıtlı olarak basmasını görmezden gelen “kör” hakem, Lugano’nun normal bir faulünü, Serdar’ın topu yerine diktiği normal bir pozisyonu acımasızca sarı kartlarla cezalandırıyordu. Demirlek’in körlüğü Song’un Kezman’a arkadan tekme attığı pozisyonda da devam ediyor ve saha dışından oyuna müdahalelerin artmasıyla birlikte oyun iyice çığırından çıkıyordu.

Bu dakikalarda Ayhan’ın şaklabanlıkları, taraftarlarımızın gs tezahuratları ortasına girerek Sami Yen’i “Fenerbahçem Benim” sesleriyle inleterek gs’lileri dumura uğratmaları da olmasa maç izlenecek gibi değildi.

Tribünlerin iğrençliklerine Bülent Demirlek’in seyirci kalmasından güç alan gs’liler zayıf gördükleri Demirlek’i fırsat bilerek sertliklerini arttırıyorlardı. Cihan’ın Tuncay’a sakatlarcasına girdiği bir pozisyonda kazandığımız frikikte Edu’nun golüyle farkı 2’ye çıkarmamız da iğrençlikleri azaltmıyor (39’), futbolun kara gecesi ilk yarısında yaşananların görmezden gelindiği iğrenç bir karşılaşma olarak hafızalarda yerini alıyordu.

İlk yarı boyunca yaşananlara rağmen Bülent Demirlek’in soyunma odasına gitmeyi düşünmemesinin bir açıklamasını yapabilmek gerçekten mümkün değil !

Aziz Yıldırım'ın başarıları gs'lileri sinir hastası yaptı.

Lugano ÇAKTI.

Edu 2'ledi.

Tümer alkışıyla "siz kaşındınız" dedi.

Tuncay dalga geçti.

İSTEMİYORUZ !


İkinci Yarı :

Fenerbahçemiz ikinci yarıya kontrollü bir şekilde başlarken, hakem Bülent Demirlek saha dışından yapılan ilk müdahalede oyunu durduruyor ve ikazlarını yapıyor, ikinci müdahalede de soyunma odasına giderek oyunu 15 dakika durduruyordu.

İlk yarı boyunca yaşananlar karşısında Metin Şentürk gibi davranan Bülent Demirlek’de ikinci yarıda yaşanan bu değişim belli ki bir ikazın sonucuydu. Aynen gs tribünlerinin de Demirlek’in soyunma odasının ardından değişmesi gibi.

Değiştiler ama “Can çıkar, huy çıkmaz” misali çok geçmeden yine sahaya pislik yağdıran görüntülerine döndüler. Karşılaşmanın ilk yarısında 2-0’ı yakalamamızda 6 Kasım 2002 günü akıllarına gelen gs’liler o günün benzeri bir geceyi yaşamamak için ikinci yarıda da ellerinden geleni yapmaya devam ettiler.

Karşılaşmanın son dakikalarında Zico önce Tümer-Kemal (83’), ardından Serkan-Mehmet Yozgatlı (101’) ve son olarak da Tuncay-Deivid (108’) değişikliklerini yaparken futbol oynanmasına izin verilmeyen gecenin bir an önce bitmesini bekliyordu.

Karşılaşmanın son dakikasında yediğimiz gole Kezman’la girdiğimiz pozisyonda karşılık veremeyince gs’yi Sami Yen’de sadece 1 farkla yeniyor ve belki de tarihi bir farkı yakalayacağımız geceyi gs’nin küçük bir mağlubiyetle kapatmasını sağlıyorduk.

Karşılaşma sonrası, “demirin nemden, insanın gamdan” çürüdüğünü unutan gs’liler üzüntü içerisinde Fenerbahçemizin saha içerisindeki kutlamalarını izlerken akıllarınca sahaya bayrak dikilmesini önlemek için bekliyorlardı. Aslında onlar da çok iyi biliyordu ki biz bayrağı çoktan dikmiştik bile. Ama taraftarları onların beklemesini istiyordu işte. Edu ve Lugano’nun diktiklerini yerinden çıkarmak mümkün değildi ki artık...

Fenerbahçemiz bu gece bir defa daha öğrendi ki; domuzdan post, gavurdan dost olmaz. Bu federasyon bize gavur ! Senelerdir olduğu gibi... Şampiyonluğumuzu ilan ettikten sonra bile !

Gerçek Sorumlu :

Türk futbolunun geldiği bu noktanın sorumlusu; suçluları cezalandırmayan ve hatır gönül işi yapan PFDK ile Tahkim Kurulu’nun adaletsiz kararlarına senelerdir çanak tutan Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’un bizzat kendisidir ! Geçen sene Denizli’de, bu sene de Sami Yen’de rezaletlerle dolu karşılaşmalarla ligi tamamlıyoruz. Artık DEFOL ULUSOY ! Bizler futbol izlemek istiyuruz. Futbol oynanmaması için her türlü pislik yapanlara daha fazla seyirci kalınmasını istemiyoruz. Bu görüntüleri seyretmeye devam etmek İSTEMİYORUZ ! Seni daha fazla o koltukta görmek İSTEMİYORUZ !


A.Polat :

Karşılaşma sonrası gs yöneticisi ezik A.Polat’ın açıklamalarıyla yazıyı tamamlıyor ve bugün bu mutluluğu yaşarken Fenerbahçeliliğini hatırlayanların, kötü günde de takımının yanında olması gerektiğini hatırlatıyoruz.

''Yönetim olarak elimizden geleni yapıyoruz. İçinde bulunduğumuz durum da ortada. Büyük bütçeler karşısında rekabet etmek kolay değil. Mali yapımızı düzeltmeden bu rekabetin içinde olmamız çok zor. İmkansızlıklar içinde bu kavgayı veriyoruz ve camiamızdan destek bekliyoruz.'' 19.05.2007

Adnan Polat’ın bu söyledikleri sene içerisinde yaşadığımız 1-2 puan kaybının ardından “Yönetim Bu Takım Senin Eserin” diye böğürenlere KAPAK OLSUN !


Copyright © 2006 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™