25.08.2007
Carlos Uçtu, Uçurdu
Fenerbahçe 1-0 Sivasspor
Ligdeki üçüncü, Şükrü Saracoğlu'ndaki ikinci maçımızda Sivasspor'u 1-0'lık galibiyetle geçip puanımızı 6'ya yükselttik. Karşılaşmaya ideale yakın bir kadroyla çıkan Fenerbahçemiz'de Gaziantepspor maçında sonradan girip sakatlanan Aurelio ve henüz hazır olmayan Appiah'ın yerine orta sahada Deniz ve Selçuk'u izledik. (Serdar, Önder-Edu-Lugano-R.Carlos, Deivid-Selçuk-Deniz-Tümer, Alex, Kezman)

18.45'te başladığı için büyük bölümü gündüz maçı havasında geçen karşılaşmanın ilk yarısında takımımızın bariz üstünlüğü vardı. Ancak ikinci yarıda Sivasspor'un direkten dönen iki topu ve defansımızın dalgınlığıyla bir duran topta oluşan pozisyon oyundan biraz olsun düştüğümüzün göstergesiydi. Ligin bu bölümünde gerek hava sıcaklıkları, gerekse takımların formsuzluğu nedeniyle iniş çıkışların yaşanması normaldir. Fenerbahçemiz de enerjisini ilk yarıda etkin biçimde kullanarak ihtiyacı olan pozisyonlara girdi.


Roberto Carlos Kadıköy'deki ilk lig maçında golle buluştu.

R.Carlos'un İlk Golünü Attığı Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN
KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Maşallah

Serdar'a geçmiş olsun.

Golün pasını verdi ama Kezman son vuruşlarda bekleneni veremedi.

"Aman Fenerbahçe Lehine Hata Yapmayayım"

27. dakikada kullanılan duran topta Deivid'in kafayla ağlara gönderdiği pozisyonda ofsayt bayrağını kaldıran yan hakem, ilerleyen dakikalarda hakemlerin "aman Fenerbahçe lehine hata yapmayayım" düşüncesi içerisine hapsedildiğini ortaya koydu. FIFA, süzülmesi güç pozisyonlarda hakemlere oyunu devam ettirmelerini tavsiye ederken hakemlerimizin söz konusu takım Fenerbahçe olunca ofsayt olan, olmayan bütün pozisyonlarda bayraklarını kaldırmaları Federasyonumuzun felsefesinin dünyadaki geçerli futbol anlayışıyla ne kadar ters olduğunu gözler önüne seriyor.

Neyse ki kısa bir süre sonra Roberto Carlos soldan yaptığı inanılmaz koşuyla içeriye kıvrıldı. Kendisini defanstan kurtaran Kezman'ın ortasına uçarak yaptığı kafa vuruşuyla Fenerbahçemizi hakettiği gole kavuşturdu. Golün anonsu yapılırken, bütün tribünler "Carlos" diye inlediğinde Şükrü Saracoğlu'na ışınlanmak istedim bir an...

Appiah ve Aurelio'nun yokluğunda Selçuk-Deniz orta sahası yaratıcılık ve hücuma katkı konusunda ellerinden geleni yaptılar. Özellikle Deniz Barış'ın defansif oyundaki başarısının yanında sık sık ileriye çıkarak arkadaşlarına pozisyonlar hazırladı ve performansıyla birçok kişiyi şaşırttı.

Mehmet Yıldız Balonu

Karşılaşmanın ikinci yarısında Sivasspor'un baskısı vardı. Başrolde de Mehmet Yıldız. Geçtiğimiz sezon parlamaya başladığında, yine Kadıköy'de oynanan bir Sivasspor maçında benzer şekilde kimselerin tutamadığı, çok güçlü bir oyuncu görüntüsü veren bu futbolcu bugün de başta maçın spikeri olmak üzere birçok kişinin övgüsünü almış olabilir. Özellikle direkten dönen topuyla da ön plana çıkan Mehmet'in tamamen rakibini faulle engellemeye dayalı bir top sürüş tekniği var. Onu ilk defa izlediğimden bu yana çok uzun bir süre geçti, bu arada kendisi milli takıma da çağırıldı. Ancak tek bir basın mensubunun bu konuya dikkat çektiğini görmedim. Doğrusu Mehmet Yıldız'ın içi dışı faul. Top sürerken, saklarken her iki kolunu da aktif bir şekilde kullandığı için kimse yanına yaklaşıp veya ayağını uzatıp topu alamıyor. Bir defans oyuncusu için en önemli şeyin ayakta kalmak olduğu düşünülürse herkes sonuna kadar bekleyip son çare olarak alacağına kesin gözüyle baktığı noktada kayarak müdahaleyle topu almaya çalışıyor. Bu da Mehmet Yıldız'ı ligtv'nin "futbol otoritesi" spikerine göre Türkiye liglerinin topu en iyi saklayan futbolcusu yapıyor. Yarın Mehmet Yıldız daha göz önünde bir kulübe gelsin, bir anda değerli basınımız bu oyuncumuzu yerden yere vurmaya başlar. Ne diyelim, inşallah daha fazla parlamazsın Mehmet Yıldız...

Sivasspor'un ileri ikilisi Mehmet Yıldız ve Balili ile Edu ve Lugano'nun mücadeleleri de dikkat çekiciydi. Aydınus'un erken kartlarıyla defansımızın eli kolu bağlanmış olsa da mücadeleyi bırakmadılar. Balili'nin Lugano'ya yaptığı sert hareket defansımızın rakip oyuncuları ne kadar yorduğunun göstergesiydi. Ayrıca kart demişken Aydınus'un ilk yarıda Sivasspor'lu oyuncunun uzak mesafeden gelen topu elle düzeltmesini kartlık bir pozisyon olarak değerlendirmeyip, Selçuk'un yarım metreden yüzüne gelen topa yüzünü korumak maksadıyla temas etmesini sarı kartla cezalandırması ayrı bir soru işareti olarak akıllarda kaldı.

Bu arada karşılaşmanın ikinci yarısında Mehmet Yıldız'ın direkten dönen şutunu çıkardığı sırada sakatlanıp yerini Volkan'a bırakan kalecimiz Serdar'a geçmiş olsun diyor, biran önce sahalara döneceğini umuyoruz. İnşallah Volkan, Serdar'ın yokluğunu hissettirmeyecektir.

Neticede sahadaki oyun itibarıyla pek fazla zevk vermeyen, ani parlamalarla, özellikle Sivasspor'u hazırlıksız yakaladığı pozisyonlarda zorlayan, bulduğu duran topları da mümkün olduğunca verimli kullanarak sonuca giden bir Fenerbahçe izledik. Zico'nun, gününde olmayan Kezman'ı oyunda tutması ve taraftarlarımızın futbolcumuzu motive etmek için son dakikalarda sürekli tezahüratlarda bulunmaları örnek bir hareketti. Dileriz aynı hoşgörüyü Deniz, Selçuk, Deivid gibi genelde önyargıyla yaklaştığımız oyuncularımıza karşı da gösterebiliriz.

Şimdi önümüzde Şampiyonlar Ligi'ne katılmak için geçmemiz gereken bir Anderlecht maçı var. Belçika'dan turla dönmek dileğiyle...

Copyright © 2007 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™