Fenerbahçe 1-1 Çaykur Rizespor | |
Milli maçlar için liglere verilen aranın ardından lige Çaykur Rizespor maçıyla dönüş yaptık. Hafta içinde milli takımda sakatlanan Deniz, sakatlıkları süren Appiah, Serdar ve Tümer'in yer almadığı karşılaşmaya Volkan, Önder-Lugano-Edu, Ali Bilgin-Aurelio-Selçuk-Carlos, Alex, Kezman-Deivid 11'i ile başladık. LickTv'den inciler Licktv spikerinin maçtan yarım saat önce yaptığı olağan saha içi röportajında dillendirdiği "Fenerbahçe taraftarı takımını bugün yalnız bırakmış gibi gözüküyor." sorusuna alışılagelmiş cevapların gelmesi bunun Ligtv ekibinin hafta içi antrenmanda çalıştığı bir replik olduğunu düşünmeme neden oluyor. Ne hikmetse her hafta olduğu gibi maçın başlamasıyla sadece biletli taraftarların yerlerini aldığı Migros'ta boşluk kalıyor. Yine toplasan en az 30 bin kişi. Ramazan ayındaki ilk maçımızda 3 gün sonra İnter maçı olmasına rağmen tribünlerdeki doluluk kabul edilebilir seviyedeydi. Kombineli taraftarlarımız sağolsunlar, maça geldiklerinde zaten İnönü Stadı'nı tıklım tıklım dolduracak, Ali Sami Yen'i doldurup çevre binalar ve katlı otoparkın nezih noktalarından insan manzaraları sunacak kapasiteye erişiyoruz. Bundan iyisi can sağlığı... Maçtan önce ve maç esnasındaki genel muhabbet hafta içinde Zico'nun sistemde yaptığı değişiklik etrafında dönüyordu. Doğrusu Türkiye Ligi'nde 3-5-2 veya 3-4-1-2'nin, her neyse, bir sorun yaratmayacağını düşünenlerdenim. Kağıt üzerinde defanstan bir oyuncunun eksiltilip ikinci bir santraforun eklenmesiyle bu sistemin daha hücuma yönelik bir hal aldığı konusuna katılmak ise mümkün değil. Üstelik santrafor olarak eklenen oyuncu Deivid olunca sistem 3-6-1 gibi bir hal alıyor ister istemez. Bu da Kezman'ın yalnızları oynamasına engel olmuyor. |
|
• | |
•KENDİ YORUMUNU GÖNDER! | |
|
Sistem Aslında Hiç Değişmedi
4-4-2 dizilişi bek oyuncularının hücuma katılımı sağlandığı takdirde 3-5-2'den daha ofansif bir oyun şeklidir. Rizespor karşısında da Fenerbahçemiz'in Oftaş maçına nazaran biraz daha etkili gözükmesinin başlıca nedeni daha çok mücadele etmesiydi kanımca. Oftaş maçındaki sönük futboldan sonra hangi maç gelse bir canlılık beklenir zaten. Üstelik sahada diziliş açısından bir değişiklik olmadığı da söylenebilir. Şöyle ki, Fenerbahçe savunması 4lü oynarken Carlos,Edu,Lugano ve Önder'den oluşuyor, hücuma sık sık katılan R.Carlos öne çıkıyor; Önder, Lugano ve Edu ise genelde çakılı oynuyordu. İleride ise Kezman bir o yana bir bu yana koşu yapıp destek bulamayınca ya da gücü yetmeyince topu kaybediyordu. Çaykur Rizespor karşısında tablo ilk dakikalarda 3-5-2'yi andırır bir görüntü verse de, zamanla sol kanattan Carlos'un ileri geri bindirmelerine, sağ kanatta Ali Bilgin'in ayak uyduramaması ve Deivid'in ikinci santrafor olamaması sahadaki kurguyu eski haline çevirdi. Sağ kanat savunmasında aksayan Ali Bilgin'in arkasında doğan boşlukları doldurmak için Önder stoper oynamaktan çok sağ bek oynamaya başladı. Bu dönüşümün gerçekleştiği dakikalarda elimize geçen tek şey ise kalemizde gördüğümüz gol oldu. 3-5-2'ydi, falandı filandı derken orta sahada kaptırdığımız bir topun ardından gelen gol takımımızı geriye düşürdü. İzlerken takımımız adına kötüye giden bir şey olduğunu düşünmedim açıkçası. Sahadaki sistem aynı sistem, oyuncular aynı oyuncular, yeterince istekliydiler de. Nitekim ilk yarının sonlarına doğru artan baskımız golü getirdi, ikincisini de bulabilirdik ama olmadı. Günün çalışkan isimlerinden Deivid'in ortasına, yine birşeyler yapabilmek için yırtınan Kezman'ın yaptığı şık kafa vuruşu Kadıköy'deki maçımızda bize ancak 1 puan getirebildi. İkinci yarıda baskımız sonuç vermedi. Aurelio, Alex, Kezman ve Kazım ile çok net pozisyonlardan yararlanamadık. 73. dakikada yorgun düşen Ali Bilgin yerini Colin Kazım'a, Selçuk ise Gürhan'a bıraktı. 83. dakikada ise Deivid yerini Semih'e bıraktı. Neticede hanemize sadece 1 puan yazdırabildik. Kezman çalışkanlığının karşılığını, Carlos, Alex ve Deivid üçlüsünden aldığı güzel paslarla aldı. Bunlardan ancak birini gole çevirebildi. Diğerlerinde ya kötü vuruşlar yaptı, ya da topla buluştuğunda kaleye çok uzak kaldı. Kadromuz bu dizilişi kaldırır mı? Hafta boyunca tartışılan ve tahminim bir süre daha tartışılacak olan sistem değişikliği konusu ise benim açımdan daha fazla üstünde durulmaması gereken bir konu. Elimizdeki oyuncu yapısıyla, olayı daha bireysel ele alırsak Ali Bilgin'in sağ kanadında yer aldığı bir dizilişle, bugün olduğu gibi maç içerisinde eski oyun tarzına dönmemiz kaçınılmazdır. Geçmişle fazla uğraşmanın faydası yok ama böyle bir sistemi deneme düşüncesinde isek bugün Serkan Balcı'nın sağ kulvardaki görev için takımda tutulması çok akıllıca bir hamle olurdu diyebilirim. Zira bugün kadromuzda Ali Bilgin'in bugün üstlenmeye çalıştığı rolü taşıyabilecek bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Alışılagelmiş dizilişimizle devam edip Türkiye Ligi'nde ciddiyeti elden bırakmadan, savunma oyuncularının daha fazla oyuna katılımıyla tekrardan bol pozisyonlu, bol gollü maçlar yaşayabiliriz diye düşünüyorum haddim olmadan. |
Çaykur Rizespor'un maç içerisindeki sertliklerine müsamaha gösterip, sahada da Fenerbahçeli futbolculara suçlularmış gibi yaklaşan ve polis üniforması taşıyormuşcasına tavırlarını sürdüren hakem Bünyamin Gezer ve yardımcılarından Alper Ulusoy hakkında diğer hakemlerimizden farklı olarak söylenecek birşey yok. İnşallah takımımız bir an önce sistem karmaşasından kurtularak karşısına çıkanı maymuna çeviren o istekli ve baskılı futbolu oynamaya başlar ve İnter'i de alnının akıyla İtalya'ya puansız gönderir. Basının oyunuyla hayati bir maç havasına sokulmaya çalışılsa da bence kaybedilecek birşeyimiz olmadığı için rahat çıkmamız gereken bir maç. Dünya'nın bir ucundan dualarımız sizinle... |