24.11.2007
KrALEX'den SAMBA !  
Fenerbahçe 4-2 Ankaraspor
Milli Takımımızın Euro 2008 elemelerindeki Norveç ve Bosna Hersek maçları nedeniyle liglere verilen 1 haftalık aranın ardından Fenerbahçemize 4 gollü bir galibiyetle kavuştuk. Milli takımımızın başında Galatasaraylılığını bir türlü bir kenarı bırakmayan Fatih Terim varken, insan milli takımdan bile soğuyor istemeye istemeye. Hafta sonundaki Norveç maçını almamızın ardından grupta ikinciliğe yükselirken Fatih Terim'in ağzından "bu maça seyirci değil, taraftar gelsin" lafları dökülüyordu. Ama ne hikmettir ki, maça gelmeyi düşünen taraftarın ısıtma sistemleriyle donatılmış 50bin kişilik Saracoğlu'nda ağırlanmalarını değil, adeta bir bataklığı andıran 25bin kişilik Sami Yen'de ağırlanmalarını uygun görüyordu. 

İşte Türk insanına bu kadar değer veren insanlar futbolumuzu yönetiyor. Kış günü oynanacak bir karşılaşma. Bir tarafta; bırakın tribündeki taraftarı ısıtacak ısıtma sistemlerini, yağmurdan koruyacak bir çatısı bile olmayan Sami Yen, diğer tarafta 4 yıldızlı otel kalitesinde Şükrü Saracoğlu! Sayın Fatih Terim; maça geleceklerin taraftarlık yapmasını istemişti. Bunu istemeden önce kendisinin o tribünleri dolduranlara biraz olsun değer vermesi gerekmez mi? Ama bir insan "küçük dağları ben yarattım" havasına kapıldı mı bir kere, onun için kendisi dışından canlı yoktur o saatten sonra! Son olarak diyorum ki; "İnsana değer vermeyenler futbolu mu yönetecekler? Hadi ordan be !"

Gönül isterdi ki, milli takımın başında "ben ders almam, ders veririm"ci bir Fatih Terim yerine başka bir insan olsaydı da, hem Bosna maçının ardından kendisini havaya kaldırmak için etrafına topladığı "talebeleri" onu havaya kaldırırken zorlanmasalardı, hem de 2008 yılı Haziran ayını büyük bir hevesle bekleyebilseydik. Şimdi yine bekleyeceğiz, Haluk Ulusoy acaba bu galibiyeti yine babasına mı hediye edecek, yoksa sayın Terim "işte yine ben başardım" diye mi böbürlenecek. Neyse ki kendilerinden en azından Haziran'a kadar uzak kalacağız, rahatız! 

Hafta içinde İstanbul'a gelen Pele'yle buluşan Alex maçta Pele'lik yaptı!

Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!


Sayın Ulusoy'u üstteki resimdeki formasını milli formayla kamufle etme gayretinde gördük bu aralar. 

Onder attığı enfes şutun dışında zayıf bir görüntü sergiledi.

Genç Semih :) istikrarlı futbolunda ısrarlı...

Roberto Carlos'tan İtalya'daki ilk galibiyetimizi yaşatmasını istiyoruz.

Milli takımımız Euro 1996 ve Euro 2000'in ardından bir defa daha Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılma hakkı kazanmışken, ne acı ki seyirci olduğumuz olaylar mutluluğumuzu yaşayamamamıza sebep oluyor. Mutluluk yaşayanlarınsa çoğunlukla şahsi çıkarlarını sağlama almanın mutluluğuyla nara attıklarını görüyoruz. "Birlik, beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu şu günlerde" gazıyla, futbolun vatan-millet meselesi havasına sokulmaya çalışıldığına ve en kötüsü milli takımı yönetenleri eleştirenlerin neredeyse vatan haini olarak nitelendirilebildiğine tanık oluyoruz. Kadıköy'de oynanan Dünya Kupası eleme karşılaşmasında İsviçre'li futbolculara bütün dünyanın gözleri önünde tekmeleri sallatanlar ve sallayanlar ile bütün o çirkinlikleri organize edenler ise bugün heryerde karşımızdalar; fedakar vatanseverler!

Duygu sömürücüleri anlaşılan ligdeki arayı çok iyi değerlendirmiş ki milli takımdan, milli maçtan ve maç ertesinden bahsetmekten Ankaraspor maçına hala geçememişiz. Futbol Federasyonu ile ilgili üzerinde çalışılan kanun değişikliğinin yeni bir seçim sürecini şart koşmasını umut ederek ve Ulusoy'un "yapılacak ilk seçimde aday olmayacağım" sözünü bir kenara kaydederek gelelim Ankaraspor maçına. 

Fenerbahçe - Ankaraspor :

Geçen haftalarda Trabzon deplasmanında kırmızı kart gören beşiktaşlı Rüştü'nün kırmızı kart cezasının PFDK tarafından iptal edilmesinin bir başka örneğini, bu hafta Edu'yla yaşadık. Türkiye Ligi'nde geçen senelerde de Samsun'daki bir maçımızda kaleciyi geçen eski futbolcumuz Nobre'nin kendisini yere bırakması nedeniyle Samsun'lu kalecinin gördüğü kırmızı kartın daha sonra iptal edildiğine tanık olmuştuk. Anlaşılan bu uygulamaların devamını izleyebileceğiz. Peki aynı maçta görülen 2 sarı kartın sonucunda gelen bir kırmızı kart varsa kartları inceleyenler, sadece tek kart olduğunda o kartın doğru bir kararla verilip verilmediğini de PFDK'da konuşacaklar mı? Bana hakemin böylesi kararlarının maçtan sonra değiştirilmesi doğru gelmiyor! Nitekim hakem hatalıydı da ne oldu? Edu atılmadan önce 1-0 önde olan Fenerbahçenin 3 puanı çalınmış olmadı mı? O halde Edu'nun o pozisyonunda hakemi aldatan Kayserispor'lu futbolcuların da sahtekarlıkları nedeniyle cezalandırılması gerekmez mi?

Verilen karar sonrası Edu'yu da kadroya alan Zico; Gökhan Gönül ve Lugano'yu ağrıları nedeniyle bu karşılaşmada dinlendirirken sahaya; Volkan, Önder-Yasin-Edu-Roberto Carlos, Deivid-Aurelio-Tümer-Vederson, Alex, Semih onbirini sürdü. 

Oyuncularımız ısınırken tribünler büyük miktardaki boş koltuklarla göze çarpıyordu ki, başlama düdüğü sırasında durum nispeten iyileşti. "Orada, Burada, Her Yerde" pankartının gelmediği migros tribün az miktardaki Genç Fenerbahçeli ile sesini duyurdu gece boyunca. Maraton üstte yükü çeken E blok'a A blok'da katılınca, Telsim'de UNIFEB'in şovlarıyla güzel bir gece yaşandı tribünde. 

Tribündeki güzel görüntüler erken gelen golle başladı. Deivid'in ara pasıyla kaleciyi çalımlayan Alex 3'ncüdakikada topu boş kaleye yuvarlarken biz daha Alex kaleciyle karşı karşıya kaldığında golün sevincini yaşamaya başlamıştık bile. 

Fenerbahçenin baskılı futbolu vardı ilk dakikalarda. Solda Vederson, Roberto Carlos, ortada Alex-Deivid iyi işler yapıyordu. Gökhan'ın yerine forma giyen Önder de görsel şova uyum sağlıyor uzaktan attığı enfes şutla tribünlerden İngiltere Ligi maçlarındaki gibi bir sesin çıkmasını sağlıyordu; "uwwwww"... 

Aurelio'nun muhteşem ortasında topun Semih'e doğru gitmeye başladığını gören herkes sevinmeye başlamıştı bile. Bu muhteşem bir duyguydu. Bilardo gibi futbol oynuyordu Fenerbahçe. Topun üzerinden atlayanlar, zıplayanlar; topuğuyla paslayanlar, uzaktan şutlayanlar, verip kaçanlar, bilek hareketleriyle bizlere Anelka'yı hatırlatanlar... 

2-0'ın ardından vites düşürse de oyundaki hakimiyetini sürdürdü Fenerbahçe. Güzel futbolla birlikte goller de erken gelince hemen iştahımız açıldı tribünde, 8-0 olur mu dedik birbirimize :) Anlaşılan her gelen erken golde akıllara gelecek skor 6-0 değil, 8-0 olacak bundan böyle.

Eski gs'li Emre ve Necati'nin yanısıra bizden de Bilal Kısa'nın kadrosunda bulunduğu Ankaraspor'da Mehmet Yılmaz yedek kulubesinde Hikmet Karaman'ın yanındaydı ilk yarı anlamsızca. 

Devre :

Devre arasında Antu-Fenerlist 2006-2007 sezonu ödül töreni yapıldı. Çeşitli kategorilerde; Aziz Yıldırım ile Yönetim Kurulu Üyeleri, Alex De Souza, Mateja Kezman, Halil Akkaş, Gizem Papila, Murat Aslan, Özlem Özçelik, Damir Mrsiç, Cappie Pondexter, Ülker Holding İcra Kurulu Başkanı Murat Ülker, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Asbaşkanlarımızdan Ali Koç, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün kurucuları Ayetullah Bey, Ziya Songülen ve Necip Okaner, Basri Dirimlili, 100. Yıl Komitesi'nden Ender Alkaya, Fenerium Genel Müdürü Bahadır Türkay, Kadir Çöpdemir, Selçuk Yula, Abdullah Kiğılı, Kıraç, Funda Arar, Edis İlhan, Athena ve Fazıl Say, Fenerbahçe Televizyonu'nda yayınlanan "Taraftar Programı", Aydın Örs, Tuncay Şanlı, Ümit Özat, Fenerlist'ten Mehmet Çığırıcı ve antu'dan Hürol Yücel'in taraftar oylarıyla ödüle layık bulunduğu gecenin sunuculuğunu yapan Feryal Pere tarafından açıklandı ve törene katılanlara ödülleri verildi ve 100'ncü yılın törenlerine bir yenisi eklenmiş oldu. 

İkinci Yarı :

Fenerbahçemiz ikinci yarıya ilk yarıdaki kadroyla çıkarken, Ankaraspor tarafında ise Bilal Kısa-Mehmet Yılmaz değişikliği vardı.

Hafta arasındaki Inter maçını düşünerek oyunu rölantiye alan Fenerbahçemiz Roberto Carlos'un soldan getirdiği topta 49'ncu dakikada penaltı noktasında topla buluşan Vederson'un topu telsim kale arkası tribünü ikinci katına atmak istemesinin ardından Ankaraspor'u kendi yarı sahasına kabul etmeye başladı. 58'de Mehmet Yılmaz'ın yerden yaptığı vuruşla ağları bulmasına engel olamadık ve ilk yarısında harikalar yarattığımız maçın ikinci yarısında farkın 1'e inmesine sebep olduk. Bu dakikalarda "yine mi son dakikaları sıkıntılı izleyeceğiz" endişesi başlayacakken üstüste gelen 2 golle bir anda skoru 4-1'e getiren Fenerbahçemiz oyunu kopardı. 

Önce duran Vederson'un soldan kullandığı duran topta Selçuk'un kafayla vurduğu topu takip ederek, ardından da Vederson'un aşırtma vuruşunda Semih'in önüne düşen topun direkten dönüşünü takip ederek 2 gol bulan ilk yarıdaki klas hareketlerini üstüste gollerle süsleyerek alternatifsiz "man of the match" oldu. 

Çalımı bastıkça hızlanan, golleri koydukça coşan Alex'in 4'ncü gol sevinci ise fizik kurallarına takıldı. İkinci yarıda Mehmet Yılmaz'ın oyuna girmesiyle defansını da orta sahaya çok yaklaştıran Ankaraspor, kalecisini de bir defans gibi kullanmaya başlamıştı. İşte bunun ürünü olarak bulduğumuz pozisyonlardan bir başkasında kaleci Senecky'nin attığı pasta araya giren ve aşırtma bir vuruşla Ankara kalesini yoklayan Alex, kale çizgisini geçmeden top yere vurunca üzerindeki falsoyla topun dışarı kavis yapmasını üzüntü içerisinde seyrediyor, 4'ncü golü güme gidiyordu :)

Buna karşın arkadaşlarının Alex'le gol sevincini paylaşması görülmeye değerdi. 83'de Tita'nın ortasında M.Yılmaz'ın kafasından yediğimiz golle skor 4-2'ye gelirken pankartlar çoktan sökülmeye başlanmış, akıllar; hafta arasındaki Inter maçına ve hatta; içerideki bir sonraki maça; galatasaray maçına gitmişti bile... Artık; Alex, Deivid, Roberto Carlos ve zaman zaman Vederson'un da katıldığı Brezilya futbolundan örnekler izlediğimiz görsel şovu İtalya'ya da taşımak niyetindeyiz. 

Inter Milan (Giuseppe Meazza, 27 Kasım 2007 Salı 21.45)
Panathinaikos (Abdi İpekçi Spor Salonu, 29 Kasım 2007 Perşembe 20.15)

Futbol takımımızın bu dönemde yapacağı önemli karşılaşmalar kadar, basketbol takımımızın da bu dönemde önemli maçları başlıyor. Bu hafta arasında her iki branşta da Avrupa Şampiyonları Liglerinde en üst seviyedeki takımlarla karşılaşıyoruz. Her iki karşılaşmada da her türlü sonucu normal karşılamak gerekli. Ancak Avrupa'da hedefleri olduğunu iddia eden bir takımın kendisini göstermesi için böylesi karşılaşmaların ne kadar önemli olduğunun da farkında olmak gerekli. 

Bu nedenle belki İtalya'da takımımızın yanında olamayacağız ama Basketbol'da Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden ve ilk iki maçında aldığı mağlubiyetlerin ardından üstüste 3 galibiyet alarak çıkışa geçen basketbolcularımızı Yunan rakibi karşısında kesinlikle yalnız bırakmamalı, 15bin kişilik Abdi İpekçi'yi tıklım tıklım doldurmalıyız. 

Başarılarla dolu bir hafta dileğiyle...

 
En boş hali bile diğerlerine fark atıyor.

Alex : "Semih ile oynamak keyif verici."

Başarının mimarları...

Zico : "Inter maçına 3 puan için çıkacağız."



Copyright © 2007 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™