Gecenin ilk kötü haberi 19.30'da Moskova'da başlayan karşılaşmadan geldi. Wagner Love, Jo ve Krasnic gibi yıldızlarından yoksun olarak sahaya çıkan 1 puanlı grup sonuncusu CSKA Moskova, 4 puanlı PSV Eindhoven'e 1-0 mağlup olarak PSV'nin 7 puana yükselmesini ve son haftaya gruptan çıkma umutlarını yeşerterek girmesini sağladı. 

Herkes Fenerbahçe'nin daha Inter maçına çıkarken tur atlamayı kesinleştirmiş olmasını bekleyince, Moskova'dan gelen sonuç şüphesiz büyük bir çoğunluğun kafasında soru işaretlerinin oluşmasına sebep oldu. Milano'da aldığımız mağlubiyetinin ardından da bu soruların cevaplarını bulmak 12 Aralık'taki CSKA Moskova karşılaşmasına kaldı. 

Kısaca; tur 12 Aralık'ta... Ama tur atıp gruplarında lider olan takımlardan biriyle eşleşerek Şampiyonlar Ligi'nde mi yolumuza devam etmek daha iyi olur, yoksa UEFA Kupası'na katılarak Şampiyonlar Ligi'ndeki takımlara göre "çerez" sayılabilecek takımlarla UEFA Kupası mücadelesi vermek mi? İşte bunun cevabını o karşılaşmaları yapmadan bilemeyiz... 

  Alex'in yediğimiz golden 30 saniye önce kaçırdığı pozisyon maçın kader anı oldu. 

•KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Kına yak Ulusoy !  

Semih'in ceza sahasında arkadan ittirilmesine hakem Konrad Plautz seyirci kaldı.

Semih'in sakatlanmasıyla oyuna giren Kazım 2-0'ın ardından geriye çekilen İnter'e karşı varlık gösteremedi.
  Vederson : "CSKA'yı yenip gruptan çıkacağız."

Sakat olan Deniz'in yokluğunda orta sahada Selçuk'un görev yaptığı karşılaşmada ilk onbirimiz; kalede Volkan, geri dörtlüde Gökhan-Lugano- Edu-Roberto Carlos, önlerinde Aurelio-Selçuk, forvetin arkasında Deivid-Alex-Vederson üçlüsü ve ileride tek forvet Semih'ten oluşuyordu. 

Appiah'ın uzun süren sakatlık döneminin ardından henüz tam olarak formuna kavuşamaması ve Kezman'ın da sakatlığının devam ediyor olması nedeniyle; kadrosundaki 7 yabancısından 5'inden ilk onbirinde yararlanabilen Fenerbahçemizin karşısında ise; Julio Cesar, Maicon-Samuel-Cordoba-Maxwell, Zanetti-Cambiasso-Chivu-Stankovic, İbrahimovic-Cruz 'dan oluşan ilk onbirinde İtalyan futbolcu bulunmayan, yedek kulübesinde sadece 2 İtalyan futbolcu bulunan; Futbol Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy olmayan Dünya Şampiyonu İtalya'nın şampiyonu Inter Milan vardı. Sayın Haluk Ulusoy'un kanunda yapılacak değişikliğin ardından yapılacak başkanlık seçimiyle Türk futbolundan bir an önce uzaklaşmasını işte bunun için istiyor; Türk futbolunun gelişimini önleyici böylesi kısıtlamaların bir an önce kaldırılarak, takımlarımızın Avrupa'daki rakiplerine Federasyonumuzca daha fazla destek olunmamasını istiyoruz.  

Inter Milan - Fenerbahçe :

Deniz'in yokğunda onun yerinde görev yapacak oyuncunun seçiminde Zico'nun önünde üç seçenek vardı: Selçuk, Appiah, Tümer. Appiah'ın henüz formunu yakalayamamış olması nedeniyle tercihini Selçuk'tan yana kullanan Zico şüphesiz Aurelio'yu ön liberoda yalnız bırakmamayı ve orta sahadaki direncimizi arttırmayı hedefliyordu. 

Her ne kadar oyunun kontrolü genel olarak İnter Milan'da gibi görünse de Zico'nun planı ilk yarıda tuttu aslında. Cambiasso, Cruz ve Stankovic'le kalemizde pozisyonlar yakalamaya çalışan İnter karşısında Fenerbahçemizin 3'e 1 pozisyona girdiği an da oldu, kalemizde görebileceğimiz bir golü Aurelio'nun penaltı noktasında Chivu'nun ayağından topu çalarak engellediği anlar da... 

İlk Yarı Nasıl 0-0 Bitti ?

İlk yarıda izlediğimiz Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde bu sene izlediğimiz hiçbir Fenerbahçe takımına benzemiyordu. Anlaşılan maçtan önce Moskova'daki maçın sonucunu öğrenmiş olmaları oyuncularımızın motivasyonlarını olumsuz etkilemişti ve İnter takımı bundan çok iyi yararlanıyordu. 

Karşılaşmanın ilk yarısında futbol olarak çok büyük varlık gösteremeyen Fenerbahçemiz buna karşın kalesinde gol görmemek adına büyük bir mücadele vermiştir. Soldaki Roberto Carlos, Vederson ikilisine zaman zaman Aurelio'nun da destek vermesi özellikle solumuzu daha iyi kullanmamızı sağlıyor, sağ kanatta ise Deivid'in devamlı olarak içeri kayıyor olması nedeniyle Gökhan yalnız kalıyor ve İnter'in bu kanattan geliştirdiği ataklarda sıkıntılar yaşıyorduk.

Ancak gerek orta sahada yaptığımız pas hatalarını, topu kaptırdıktan sonra geride daha çok çalışarak kapatmamız ve gerekse de İnter forvetlerinin ikinci yarıdaki şanslarının ilk yarıda onlarla olmaması sayesinde ilk yarıyı gol yemeden kapatıyorduk.

Ya İkinci Yarı ?

İkinci yarı ise çok daha hareketli başladı. Önce 54'ncü dakikada Fenerbahçemiz Alex'le yakaladığı pozisyonda golle burun buruna geldi. 30 saniye sonra ise bu defa İnter Milan soldan Cambiasso'nun yerden ortasında oluşan karambolde Cruz'un golüyle 1-0 öne geçti. 

Gol atacakken yediğimiz bu gol ilk yarıdaki direncimizi de kırmış oldu. Golün ardından Zico; önce Aurelio'nun yerine Appiah'ı, ardından da sakatlanan Semih'in yerine Kazım'ı oyuna sürmek zorunda kaldı. 

54'ncü dakikada yakaladığımız pozisyonun dönen topunda yediğimiz ilk golün ardından, bir başka motivasyon kaybı örneği olarak da Semih'in yerine Kazım'ın oyuna girmesini beklediğimiz dakikada İbrahimoviç'in ayağından yediğimiz İnter'in 2'nci golüne seyirci kaldık. 

2-0'ın ardından İnter'de önce Jimenez, sonra bu gece forma giyen tek İtalyan futbolcu Materazzi ve son olarak da Suazo oyuna girerken, Fenerbahçemizde de Deivid'in yerine Tümer oyuna girdi. 

Her ne kadar yediğimiz goller motivasyon bozukluğundan kaynaklanan şanssız goller gibi görünse de; aslında bunlar ilk yarıdaki oyun tarzımızın devamında eninde sonunda kalemizde göreceğimiz gollerdi. İki takım arasındaki güç farkı ilk yarıda da ortadaydı ve ikinci yarıda sadece bu fark skora yansıdı ve Fenerbahçemiz son dakikada da Jimenez'in attığı golle sahadan 3-0'lık mağlubiyetle ayrıldı.