01.12.2007
Horoz'u Kestik, Kedi Yusuflamakta !  
Denizlispor 0-1 Fenerbahçe 
Hafta arasında önce Salı akşamı fubol takımımız İtalya'da İnter Milan'a 3-0 mağlup oldu. Ardından Avrupa Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarında Çarşamba akşamı bayan voleybol (Fenerbahçe Acıbadem 0–3 Winiary Bakalland) ve bayan basketbol takımlarımız (CSKA Moskova 109–69 Fenerbahçe); Perşembe akşamı da erkek basketbol takımımız (Fenerbahçe Ülker 64–83 Panathinaikos) rakiplerine teslim oldular. 

Fenerbahçe camiası olarak 100'ncü Yıl Organizasyonları çerçevesinde düzenlediğimiz Bilim ve Spor Kongresi dışında kötü bir hafta arası geçirmiştik ki, tüm bunların üstüne liderin 6 puan gerisinde girdiğimiz hafta sonunda karşımıza deplasmanda oynayacağımız Denizlispor karşılaşması çıktı. Alex sarı kart cezalısı, Deniz sakat, Appiah tam olarak form yakalayamamış, Lugano önümüzdeki hafta oynayacağımız galatasaray karşılaşması öncesi 3 sarı kart sınırındaydı. Son 3 maçında 9 puan toplayan Denizli'de de amaç, bu çıkışlarını Fenerbahçemiz karşısında da sürdürerek basının dikkatini çekmekti.

Hafta arasında alınan skorların sadece futbol takımımızda değil, bütün camiamızda yarattığı moral bozukluğuna karşın Fenerbahçemiz Denizli'den 3 puanla dönmesini bildi. Bu sene deplasmanlarda yaşadığı puan kayıplarıyla dikkat çeken ekibimizin özellikle karşılaşmanın ilk yarısında sergilediği göze hoş gelen futbol Denizlispor kaptanı Yusuf'u çileden çıkarırken, önümüzdeki hafta ağırlayacağımız kediciklerin de yusuflamasına sebep oldu.  

  Ali Bilgin formayı giydi, golünü attı.

Panathinaikos Karşılaşmasından (EUROLEAGUE 6'ncı Hafta) Fotoğraflar için TIKLAYIN

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

 Panathinaikos dolmayan salonda rahat bir galibiyet aldı.

Uğur Boral yeteneklerini mantıklı kullanabilse Türkiye'nin şüphesiz en iyi sol kanadı olur...

Deivid Alex'in yokluğunda oyun kurucu oynadı.

Yasin başarılıydı ama az kalsın kendi kalesine yazıyordu.

 Kafestekiler! Sizleri de bekliyoruz!


Fenerbahçe Ülker 64–83 Panathinaikos :

Ne İtalya'da İnter Milan karşılaşmasında, ne de Abdi İpekçi'de Panathinaikos karşısında aldığımız sonuçlar anormal değildi şüphesiz. İstanbul'da İnter Milan'ı yenen Fenerbahçemiz gidip üstüne bir de İtalya'da yenebilse o zaman biz zaten Şampiyonlar Ligi'nde şampiyon olalım! Euroleague 2007 Şampiyonu Panathinaikos'u Abdi İpekçi'nin o boş tribünleri önünde yenebilsek o zaman da Euroleague'i alalım, önce bir kaç sene Final Four'larda oynaya oynaya pişmeden. 

Ne yazık ki bu işler yorumlarda söylendiği kadar kolay olmuyor. Aynı zamanda bir Yunan takımı olan son Avrupa Sampiyonunun geldiği karşılaşmada daha Abdi İpekçi'yi bile dolduramıyoruz. Bahsettiğimiz Abdi İpekçi, normal Abdi İpekçi de değil üstelik; perdelerle kapasitesi yarı yarıya azaltılmış bir Abdi İpekçi. Dolu olan tribünlerin de eğer ki büyük çoğunluğu sahadaki oyuncular ve hakem üzerinde baskı kuracak hareketlerde bulunacağına sahadaki oyunla alakasız bir şekilde devamlı olarak şarkı söylüyorlarsa biz Panathinaikos'u nasıl yeneceğiz? 

Euroleague'de gruptaki en güçlü rakibimizle olan karşılaşmamıza taraftarlarımızın ilgisizliği açıkcası beni şaşırttı. Kimse buna "Aydın Örs tavrı" falan diye mazeret uydurmasın. Umarım önümüzdeki karşılaşmalarda taraftarımız Abdi İpekçi'nin yolunu bulur, bizleri Avrupa'ya karşı daha fazla utandırmazlar. 

Fenerbahçemiz ilk yarının büyük bölümünde karşılaşmayı önde götürdü. Devre biterken öne geçen Panathinaikos üçüncü çeyreğin başlamasıyla da farkı bir anda çift rakamlı sayılara taşıdı ve bu çeyrekteki performansıyla maçı aldı götürdü. Fenerbahçemiz bu sonuçla 6 maçta aldığı 3 galibiyet ve 3 mağlubiyetle 8 takımlı grubunda Panathinaikos, Barcelona ve Real Madrid'in ardından dördüncülüğe yerleşti. Önümüzdeki maçını 6 Kasım'da deplasmanda Partizan'la yapacak Fenerbahçemize başarılar diliyor ve futbola dönüyoruz... 

Denizlispor 0-1 Fenerbahçe :

Alex, Deniz, Lugano, Kezman, Appiah, Serdar kadroda yok. Ama sonuçta sahaya bir Fenerbahçe çıkacak. İşte çoğu kişiye göre bir derinlik olmayan Fenerbahçe kadrosundan böyle sıkıntılı bir durumda sahaya bir onbir çıkıyor ve Fenerbahçemiz bu onbirle senelerdir sıkıntılar yaşadığı Denizlispor deplasmanında oyunun hakimi oluyor, belki de senenin en başarılı deplasman performansını sergiliyor. 

Volkan, Gökhan-Yasin-Edu-Carlos, Ali Bilgin-Aurelio-Selçuk-Uğur, Deivid, Semih onbiriyle çıktığımız karşılaşmada özellikle ilk yarıda sergilediğimiz futbolla 3 puanı alırken attığımız golde imzası olan oyuncularımız da sırasıyla Uğur, Yasin ve Ali Bilgin oluyordu. 

Özellikle sol kanattan Roberto Carlos-Uğur ikilisiyle gerçekleştirdiğimiz etkili ataklarla ilk yarıda baskılı bir oyun sergileyen, Roberto Carlos'la, Semih'le, Deivid'le ve Selçuk'la golle burun buruna geldiği pozisyonlar yakalayan Fenerbahçemiz aradığı golü; 35'nci dakikada ceza sahası dışında kontrol ettiği topu sol ayak içiyle Yasin'e ortalayan Uğur'un ortasında gelişen pozisyonda buldu. Yasin'in içeri çevirdiği topa dokunan Ali Bilgin Fenerbahçemize 3 puanı getiren golü atarken aynı zamanda 28 Eylül'deki Ankaragücü karşılaşmasının ardından Fenerbahçe formasıyla ikinci golünü atmış oluyordu.

İlk yarıda ceza sahasına ortalanan bir topun Denizlispor'lular tarafından elle kesilmesine devam diyen Bülent Yıldırım, ikinci yarıda ise önce Ali Bilgin'in ceza yayında düşürülmesine devam kararı vererek bir frikiğimizi; ardından da Roberto Carlos'un kendisiyle aynı hizadaki Kazım'a çıkardığı topta ofsayta hükmederek Denizlispor kalesindeki net bir pozisyonumuzu yedi. Hakem Yıldırım, bütün bu saçmalamalarının sonuncusunu da kalecimiz Volkan'ı hiçbir uyarıda bulunmadan zaman geçirdiği gerekçesiyle sarı kartla cezalandırarak yaptı. 

Bütün bu saçmalamalarında Bülent Yıldırım'a "okey" diyen Denizlispor'lular 85'nci dakikada ofsayttan attıkları bir gol sayılmadı diye böylesi bir hakeme veryansın ettiler. 

Fenerbahçemiz ilk yarıdaki oyununun karşılığı olan skoru elde edebilse farklı kazanabileceği bir maçı, ikinci yarıda kontrollü bir oyunu tercih edince 1-0'lık galibiyetle kapatmış oldu. İlk yarıda kalemizde yaşadığımız en büyük tehlike Selçuk'un kale sahamız önünde gereksizce ayağında tuttuğu toptan geldi. 

Yasin'in ters kafa şutuyla kalemizde önemli bir tehlike yaşadığımız ikinci yarıda da genelde Uğur ve Carlos'un kullandığı sol kanattan etkili olmaya çalıştık. Kontralarda Uğur'un ve Carlos'un hızından iyi faydalanan Fenerbahçemiz rakip kaleye kadar indiği pozisyonlarda özellikle Semih'le girdiği pozisyonlardan yararlanamadı ve ikinci golü bulamadı. 

Ali Bilgin'in yerine Kazım'ın (70'), kendisini bir pozisyonda yaptığı hata nedeniyle uyaran Edu'ya karşılık veren Uğur'un yerine Vederson'un (78') ve Semih'in yerine Appiah'ın (87') oyuna girmesi de skoru değiştirmedi ve Fenerbahçemiz 8 Aralık 2007 günü 19.00'da başlayacak galatasaray karşılaşmasını beklemeye başladı.

08 Aralık 2007 C.tesi - 19.00,         Fenerbahçe-galatasaray,
12 Aralık 2007 Çarşamba - 21.45, Fenerbahçe-CSKA Moskova :

Sıradaki iki karşılaşmamız ligdeki ve Avrupa'daki geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. Fenerbahçemiz Kadıköy'de bu iki karşılaşmayı üstüste kazanacak güce ve kapasiteye sahip. Şimdi herkes takvimlerin önce 8 Aralık'ı ardından da 12 Aralık'ı göstermesini bekleyecek. 

Fenerbahçemiz Saracoğlu'nda senelerdir galatasaray'a yenilmiyor. En son yenildiğimiz maçı hatırlıyorum, o maçta da tribündeydim. 1999 yılı Aralık ayı rüzgarlı ve soğuk bir kış günü hakem Muhittin Boşat'ın Moshoeu'ye yapılan penaltıyı vermediği bir karşılaşma sonucu eski stadımızda galatasaray'a yenilmiştik. Yeni stadımızda galatasaray'a karşı devam eden yenilmezliğimiz Saracoğlu'na geldiklerinde galatasaray'lıların ayaklarının titremesinin en önemli sebebi. 

O günün ardından 07 Şubat 2001'de (4-4, Penaltılarla 3-2 {Türkiye Kupası}), 06 Mayıs 2001'de (2-1 {Süper Lig}, Yeni Açık Tribün açılışı), 16 Şubat 2002 (1-0 {Süper Lig}, Maraton Tribün açılışı), 06 Kasım 2002'de (6-0 {Süper Lig}), 29 Şubat 2004'de (2-1 {Süper Lig}), 22 Mayıs 2005'de (1-0 {Süper Lig}, Şampiyonluk Maçı), 08 Mart 2006'da (2-1 {Türkiye Kupası}), 22 Nisan 2006'de (4-0 {Süper Lig}, Fenerium Üst açılışı) ve son olarak 03 Aralık 2006'da (2-1 {Süper Lig}) olmak üzere terbiye üstüne terbiye yapan Fenerbahçemizden tüm camia önce gs'ı, ardından da PSV karşısında forvetsiz sahaya çıkarak bize kelek atak CSKA'yı terbiye etmesini; ligde ve Avrupa'da tırmanışını sürdürmesini bekliyor.

Şüphesiz onlarda terbiye edilmeyi !

 2007-2008 sezonunun terbiyesi 08 Aralık 2007 C.tesi 19.00'da...

Copyright © 2007 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™