22.12.2007
Mutlu Yüzyıllar
Fenerbahçe 3-2 Trabzonspor
Türkiye Süper Ligi'nde ilk yarının son haftasında Kadıköy'de Trabzonspor'la karşılaşan Fenerbahçemiz rakibini Deivid, Semih ve Alex'in golleriyle 3-2 mağlup etti ve ligin ilk yarısını aynı puandaki Sivasspor'un ardından gol averajıyla ikinci sırada tamamladı.

Kurban bayramının ikinci gününde çekilen Şampiyonlar Ligi kuralarında çeyrek final öncesi son eleme turunda Fenerbahçemize İspanya'nın güçlü ekiplerinden Sevilla çıktı. İşte kuranın bir gün sonrasında oynadığımız Trabzon karşılaşmasında herkesin dilinde Fenerbahçe-Sevilla eşleşmesi vardı.

Bir taraftan Sevilla ile eşleşmesin artıları ve eksileri konuşulurken, bir taraftan da ligin son haftasında oynayacağımız ve artık sıradan bir maç haline gelen Trabzon karşılaşmasından alacağımız bir galibiyetle ilk yarıyı lider tamamlama hesapları yapılıyordu. Fenerbahçemizi Kadıköy'de en son 1993 yılı Mart ayında yenmeyi başarabilmiş bir takımla karşılaşıyorduk. Fenerbahçemiz ise bu sezon Kadıköy'de oynadığı bütün önemli maçları kazanmış bir takım olarak sahaya çıkıyordu: Anderlecht (1-0), Sivasspor (1-0), Inter Milan (1-0), Beşiktaş (2-1), PSV Eindhoven (2-0), Galatasaray (2-0), CSKA Moskova (3-1) 'lik skorlarla Fenerbahçemize boyun eğmişti. Dolayısıyla merak ettiğimiz; bu maçı kazanıp-kazanamayacağımız değil, kaç farklı kazanacağımızdı...  Trabzonspor (3-2) 'u da bu seriye ekleyerek 2007'yi galibiyet serisi ile kapatmak yeni yıla zirvede girmek istiyorduk.

  Semih ilk yarıyı 10 golle gol krallığında zirvede bitirdi.

Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN...

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Deivid fena çaktı. 

Alex
3'ü yazdı, maçı bıraktı ;)

Ali Bilgin varlık gösteremedi.

Roberto Carlos Sevilla'nın işine bakar ;)

Rakibimiz
SEVILLA !

Fenerbahçe & Trabzonspor :  

Son iki haftada Gökdeniz'in performansındaki yükseliş ile çıkışa geçen ve aldığı galibiyetlerle heveslenen Trabzonspor; Ersun Yanal'ın da felsefesini ilk onbirine yansıtması ile forvette Umut, forvet arkasında da Gökdeniz, Ceyhun, Yattara üçlüsü ile sahaya çıkıyor ve düpedüz galibiyet hesapları falan yapıyordu.

Cezalı Edu ve Lugano'dan yoksun Fenerbahçemiz ise Volkan, Gökhan-Önder-Yasin-Roberto Carlos, Selçuk-Aurelio, Deivid-Alex-Uğur Boral, Semih onbiri sahaya çıkıyordu. Her iki takımın hücum hattını oluşturan dörtlüleri karşılaştırdığımızda "Genç Semih, Kral, 23"ün Umut'a karşı bu seneki performansıyla üstün olduğunu rahatlıkla söylemek mümkün: devreyi Semih'in 10, Umut'un 5 golle tamamladı.

Gol krallığında Semih'le birlikte zirvede yer alan 10 gollü Gökdeniz ve Ceyhun takımın diğer skorerleri olarak dikkat çekerken, Yattara da asistleriyle Trabzonspor'a hayat veren oyuncu.

Fenerbahçe-Sevilla eşleşmesinden bahsederken Sevilla'nın hücum hattının güçlü olduğundan, buna karşın defansının ise Şampiyonlar Ligi'nin devlerinin defansları gibi sağlam olmadığından bahsediyorduk ki, Trabzonspor'un da Sevilla tipine küçük bir örnek olduğunu fark ettik.

Türkiye Liginde belki de Fenerbahçeden sonra en kuvvetli hücum hattına sahip bu takımla oynanacak karşılaşmada Edu ve Lugano'nun da olmaması bol gollü bir karşılaşma olacağının sinyallerini veriyordu açıkçası.

Bakış :

Bir bayram günü olmasına karşın ve hava sıcaklığının 3-4 derece civarında olmasına karşın stadı doldurmuştu Fenerbahçe taraftarları. Adeta 2 gece önce UEFA Kupası grup karşılaşmasında Sami Yen'de ölüm kalım mücadelesi verien bir takımın stadı boş bırakan taraftarlarına mesaj verircesine... GS taraftarlarının bu tutumuna sadece Fenerbahçe taraftarları değil, Kalli de bir mesaj veriyordu besbelli: Fenerbahçe-Trabzon maçının ertesi günü GS Ankara deplasmanına giderken Kalli ise uçağına binmiş Almanya'ya uçuyordu. Anlaşılan; her ne kadar puan olarak Sivas kadar, Fenerbahçe kadar iyi durumda görünse de Galatasaray'dan bir halt olmayacağını Kalli hoca anlamış, taraftarın UEFA Kupası karşılaşmasında bile takımını yalnız bırakmasından sonra evinin yolunu tutmaya karar vermişti. 

İlk Yarı :

Fenerbahçemiz karşılaşmaya fırtına gibi başladı. Ceza sahasına yaklaşan Aurelio'dan aldığı topla daha dakikalar 4'ü gösterirken sağ çaprazdan Trabzonspor kalesine bir füze gönderen Deivid de Souza geçen sene İzmir'de attığı golün ardından Trabzonspor ağlarına ikinci golünü gönderiyordu.

İlk dakikalarda ileride Gökdeniz ve Umut'un seriliğinden, orta sahada da Ayman ve Hüseyin'in sertliğinden yararlanmaya çalışan Ersun Yanal'ın taktiği 17'nci dakikada Hüseyin'in geri pasında araya giren Semih'in golünde çökecekti ki, Trabzonspor'un imdadına Aurelio'nun yerde kaldığı bir pozisyonda topu taça atmayarak oyunu devam ettirmeleriyle buldukları gol yetişti. Centilmence davranılmayı hak etmeyen bir görüntü çizdi bu golde Trabzonspor.

Attıkları golün öncesindeki o pozisyonun dışında Gökdeniz'in de Ceyhun topa vurmadan önce ofsayt pozisyonunda olması Alex'i çileden çıkardı ve 33'ncü dakikada Gökhan'ın uzun taç atışından gelen topta Semih'in asistini güzel değerlendirerek farkı tekrar ikiye çıkardı.

Hava soğuktu ve yağmurlu değildi, ama goller yağmur gibiydi. Edu ve Lugano'nun olmaması da gol yağmurunu şiddetlendirdi. Attığımız golün bir dakika sonrasında; ilk golde Yattara'nın ortasında golü bulan Ceyhun bu defa Umut'un yerden pasında topu ağlara gönderiyordu. Yasin ne yazık ki ceza sahasında topu ayağında bekletmesinde bu gole davetiye veren oyuncumuz oldu.

Dakika 34'te durum 3-2 olunca ikinci yarıda skorun 5'lere, 6'lara kadar gideceği konuşuluyordu ki...

İkinci Yarı :

Hiç de beklendiği gibi olmadı. İlk yarı bitmeden hemen önce Alex'in sakatlığının nüksetmesi üzerine Fenerbahçe adeta el frenini çekiyor ve skoru 3-2'ye kilitliyordu. El frenini çeken Fenerbahçemizin Semih'le, Ali Bilgin'le bulduğu cılız pozisyonlar gol getirmeyince karşılaşmanın skoru ilk yarıdaki gollerle belirlenmiş oluyordu. İkinci yarıda Trabzonspor'un 60'ncı dakikada Gökdeniz'le yakaladığı ve ancak üst ağlarda kala aşırtma pozisyonu akıllarda kalan tek heyecanlı an oluyordu adeta.

Hakem Bülent Yıldırım'ın Fenerbahçemizden Aurelio, Deivid, Selçuk, Volkan ve Roberto Carlos'a kartlarını gösterirken sahip olduğu cesarete Trabzonlu oyunculara karşı sahip olamaması Ayman'ın, Hüseyin'in, Erdinç'in ve Çağdaş'ın karşılaşmanın uzun bölümünde istedikleri gibi tekmelerini kullanmasına imkan sağlıyordu. Ama ne fayda...

06 Ocak 2008 Pazar, Kayserispor-Fenerbahçe (TK) :

Bu galibiyetle sahasındaki yenilmezliğini 32 maça çıkaran Fenerbahçemiz yeni yıla mutluluk içinde giriyor. Sene başında ligde kaybedilen puanların ardından, devamlı olarak Avrupa'da alınan galibiyetlerle teselli bulan Fenerbahçemiz devrenin sonu yaklaştıkça derbilerin de sıklaşması ile formunun zirvesine ulaştı ve hem ligde hem de Şampiyonlar Ligi'nde zirveye ulaştı. 06 Ocak'ta Türkiye Kupası'nda Kayserispor'la karşılaşacağımız grup müsabakasına kadar ara verilen ligde Fenerbahçemiz şüphesiz yine en büyük şampiyonluk adayı.

Fenerbahçemizin derbilerde ve Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarında ligin ilk yarısında sergilediği performansı ligin ikinci yarısında da sürdürdüğü takdirde sadece Türkiye'deki Kupaları toplamakla kalmayacağına ve Avrupa'da da Sevilla'yı eleyeceğine inanıyorum.

Fenerbahçemizin devre arasında kadrosunda yaşayacağı değişiklikler Sevilla'dan sonraki hedeflerin belirleyicisi olacaktır...

Mutlu Yıllar, Mutlu Yüzyıllar...  

Copyright © 2007 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™