27.01.2008
FB'den Önce, FB'den Sonra 
Sivasspor 1-4 Fenerbahçe
Ligin ikinci yarısına Büyükşehir Belediye karşısındaki tutuk futboluyla giriş yapan Fenerbahçemiz o maçta 3 puan getirmemiş olsa da son 10 dakikadaki şahlanışını sürdürüyor. Ligde deplasmanda oynadığımız Antep maçında 5-0'lık bir galibiyet elde ederken kupada da Urfa karşısında alınan galibiyete, 10-3'lük Alanya zaferinin eklenmesi moralleri tekrardan yerine getirdi. Zico Alanya maçı sonrası "Liderlik için gol gerekiyordu" derken adeta rakibinden af diliyor, inceliğini gösteriyordu. "Böyle olsun istemezdik, ama lider olmamız gerekiyor, ruhumuzda var!"

Aurelio (2), Kezman (4), İlhan (2), Kemal ve Kazım'ın golleriyle rakibi karşısında 10 gol bulan Fenerbahçemiz Beşiktaş'ın 10-0'lık Çorluspor galibiyetiyle elinde tuttuğu bir maçta en çok gol atan takım olma rekoruna ortak olurken, 91-92 sezonunda oynanan 8-4'lük Antep-FB maçını geçerek en gollü resmi müsabakada yeni bir rekora imza atmış oldu. Birbirinden güzel 4 golle müthiş bir dönüş yapan Kezman'daki kıpırdanma ise taraftarlar arasında heyecan yaratıyor şüphesiz.

İşte yükselişe geçtiğimiz bu dönemde şampiyonluk yolunda ciddi ama kırmak istemediğimiz bir rakip vardı karşımızda. Sivasspor hafta boyunca yapılan yayınlarla adeta bu maça bilendi. Herkes Sivas'ın soğuğunda Fenerbahçe'nin çaresiz kalacağından, Sivasspor'un içerdeki son 10 maçındaki yenilmezliğinden, sadece 3 gol yemiş olduğundan bahsederken unutulan şey Fenerbahçe'nin de maça çok ciddi baktığıydı ki Fenerbahçe'nin ciddiye aldığı maçlardaki başarısı da ortada. Fenerbahçe'yle oynamadan ünvan takınanların hali de...

  Kezman Zico'nun kafasını karıştırmaya başladı.

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Alex 1 gol 1 asistle yine başroldeydi.

Gökhan sağ kanatta etkiliydi.

Semih'i tatlı bir rekabet bekliyor.

Gol kaçınılmaz

Volkan, Gökhan-Lugano-Edu-Carlos, Deivid-Aurelio-Selçuk-Uğur, Alex, Semih 11'i ile çıktığımız Sivas 4 Eylül Stadı zeminine Norveç'ten getirilen özel kramponlar, kulakları korumak için bantlar, taytlarla çıkan takımımız basındaki propagandanın onları maça hazırlamaktan öteye gitmediğini gösterircesine maça fırtına gibi başladı. Bülent Uygun sol kanadımıza önlem aldığından mı yoksa sağ kanat güneşli olduğundan mıdır, ataklarımız sağ kanattan geliyordu. Deivid'in yine aynı kanattan topla içeriye yaptığı koşular Sivasspor'un dengesini bozuyordu. Birkaç pozisyonda kaleyi yoklayan Fenerbahçemiz nihayet üstünlük sayısını Deivid'in sağ kanattan gönderdiği ortaya Alex'in yaptığı düzgün kafa vuruşuyla buluyordu. Bu dakikaya kadar rakip kaleye yüklenen Fenerbahçemiz Sivasspor'un gaflete düşüp üstüne gelmesini beklemeye başladı. Spor programlarında uzun zamandır pohpohlanmanın getirdiği gazla haddi olmadan taarruza geçen Sivasspor değil tehlike geliştirmek iki top çeviremeden topu kaptırıyor, dönen toplarda da geniş boşluklar veriyordu. Bu ortam bize yaradı ve yine sağ kanattan gelen bir ortayla Semih farkı ikiye çıkartıp hem bizi hem Sivas'ı rahatlatan golü atmış oldu.

İkinci yarıda Sivasspor'un oyun anlayışında bir gelişme göremedik. Defans veya orta sahadan Fenerbahçe savunmasının kucağında top bekleyen Mehmet Yıldız ve Cvetkov gibi oyunculara atılan şişirme toplardan medet uman bir futbol ancak bir kaza golüyle sonuç verebilirdi. Sivasspor bildiği gibi oynamaya çalışırken Fenerbahçe savunmasından dönen toplar tehlikeli pozisyonlar doğuruyordu. Önce Alex sonra Deivid ile, attıklarımızdan daha kolay, karşı karşıya pozisyonlardan sonuç alamayan Fenerbahçemiz benim gibilerin şom ağzından nasibini alıyor ve "atamayana atarlar" kaidesinin bir örneğini gösteriyordu. Böyle bir sahada tek farklı üstünlük rakip kim olursa olsun tehlikeli oluyor, üstelik deli kurşun gibi gelen şişirme topların da yüreğimize inmesi an meselesi olabilirdi. Ancak fazla geçmeden hamleler geldi. Önce Uğur yerini Vederson'a bıraktı, ardından da Semih'in yerine Kezman sahadaki yerini aldı. Önce topa sahip olmaya çalışan takımımız oyuna girdiği süre içinde tutuk gözüken Vederson'un ortası, Kezman'ın golüyle farkı tekrar ikiye çıkardı. Farkın ikiye çıkmasıyla üzerindeki stresi atan, rakibin de direncini kıran Fenerbahçemiz yine Kezman'ın attığı golle maça son noktayı koydu.

Kezman Geri Dönüyor

Kezman'ın attığı ilk golden sonra Zico'ya gönderdiği teşekkür öpücüğü ve ardından da uzun bir deparla Fenerbahçe tribünleriyle kucaklaşması Sırp futbolcunun beklenen performansını yeniden kazanması için taraftarları umutlandırıyor. Fenerbahçeli taraftarları transfer sevdasından kurtarır mı bilinmez ama en azından Kezman'ın olmayan bir futbolcudan daha fazla iş yapacağını görmemizi sağlaması yeterli olur. Sevilla maçı hedef gösterilip transferler yapılırsa sonucunda oluşacak beklentiyle üzüntümüz de büyük olabilir. Zira 1 haftada bir futbolcunuzu gönderip, yeni bir futbolcuyu kadronuza katıp ondan da kısa sürede size sınıf atlatmasını beklerseniz sonuç hüsran olur. Üstelik bunun arkasında gerçek bir ihtiyaçtan ziyade bir açgözlülük ve karşı konulamaz bir hırs yatıyorsa sonuçlar daha da sarsıcı olabiliyor. Bunların en yakın örneklerine Nobre ve Luciano gibi futbolcuları "upgrade" edeceğiz niyetiyle gözden düşürdüğümüzde şahit olduk. Sonuçta eldeki değerlerin kıymetini bilmekte fayda var. Kezman şimdiye kadarki performansıyla bekleneni verememiş olsa da, hücum hattımıza bir zenginlik katan, takımla beraber oynamaya alışmış bir futbolcumuz.
Fenerbahçemiz Sivas'ta özellikle de rakiplerinin dikkatle sarı-lacivertlilerin puan kaybını beklediği önemli maçtan net bir skorla ayrılarak maç fazlasıyla liderliğe yükseldi. Galatasaraylı futbolcular da eğer Sivas'a haddinden fazla bel bağlamışlarsa bunun hayal kırıklığı Ankaragücü karşısında onları etkileyebilir, umarız etkiler.

Maçın hakemi hakkında da birkaç kelam etmeden geçmeyelim. Kabul etmek gerekir ki, bu sahada maç yönetmek çok dengeli olmayı gerektirir. Kulandığı kartlar ve sakatlığa meydan vermemek için sertliğe göz yummayan yönetimiyle dikkat çekti. Ancak işi abartıp avantaj kuralını her iki takım için de çok az kullanması maçı yavaşlattı. Yan hakemler ise hatasızdı.

İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı kaybedilen 2 puan nedeniyle sıkıntı verici ama son 10 dakikadaki uyanışımızla umut verici bir karşılaşma olmuştu. O kısa sürede takımımızın verdiği ışığın bu zorlu ve soğuk deplasman virajında bizi ısıtacağını umuyorduk. Dilediğimiz gibi oldu. Kazasız belasız yolumuza devam ediyoruz, inşallah önümüzü açık...

Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™