03.02.2008
Sakalımızı Kestiler! 
Fenerbahçe 0-0 Galatasaray
Türkiye Kupası'nda Çeyrek Final'de Galatasaray ile eşleşen Fenerbahçemiz turun ilk ayağında rakibiyle Kadıköy'de karşılaştı. Son yıllarda izlediğimiz Fenerbahçe-Galatasaray derbileriyle arasındaki benzerlik olarak sadece artık ustalaştığımız bir konu olan maç öncesi kareografi şovları gösterilebilir. Maalesef ne taraftarımız, ne takımımız, ne de resmi sitemizi yönetimimizin bir aynası kabul edersek yönetimimiz bu maçta alışılagelmiş kazanma arzusu ve ciddiyeti gösterebildiler.

Taraftarı Uyutan Cimbomlu Olsun!

Yıllardır Kadıköy'de değil kazanmak berabere bile kalamayan Galatasaray'ı aciz bırakan bir sihir değildi. Attıkça coşan taraftarımızın da etkisiyle çoğu zaman dalgamızı geçmiş olsak da bize kazanma azmimizin yanında galibiyeti getiren unsur maç öncesinde duyulan o gerginlik hissidir. Bu gerginlik de rakibe haketmeseler dahi gösterilen saygının getirdiği bir duygudur. 10 eksik, %100 yerli yakıştırmalarıyla Kadıköy'de bir ilki gerçekleştirmesi için hazırlanan Galatasaray'ın bu durumu; takımımızın formu ve derbilerdeki üstünlüğümüzün getirdiği rehavetin de etkisiyle düşündürücü bir şekilde camiada bir motivasyon kaybına yol açtı. Ancak bardağı taşıran son damla resmi sitemizden geldi. Tribünleri dolduracak onbinlerin gururunu okşamaktan öte hiçbir anlamı olmayan, son zamanlarda kavram karmaşası yaşayan taraftarımızın bilinçaltına bilerek veya bilmeyerek yanlış bir anlayış yerleştirmeye çalışan bir metine şahit olduk Fenerbahçemizin Resmi internet sayfasının girişinde.

  Kareografi şov büyüledi.

Fenerbahçe - Galatasaray maçından Fotoğraflar için TIKLAYIN...

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Resmi siteden gereksiz açıklama...

Semih sakatlanıp yerini Kezman'a bıraktı.

Selçuk Fenebahçe'nin en iyisiydi.

Dalga Bizim İşimiz!

Özetle "Bilinen bir serinin devamı için her zaman olduğu gibi hiçbir önemi olmayan rakibin yenilmekten bile gurur duyacağı bir şölene davet ediyoruz, sirke davet ediyoruz." deniyordu açıklamada. Bunun bir adım ötesinin en ideal örneği 2000 yılında UEFA şampiyonu Galatasaray'ın gaflet içerisinde "pota takacağız" diye çıktığı karşılaşmadan Johnson'un bacağıyla çıkmasıdır. Fenerbahçe Resmi Sitesi eğer Fenerbahçe taraftarlarını eğitmeyi misyon edinmek gibi bir arzu içerisindeyse yapacağı en önemli hamle rakibe saygının Fenerbahçe ve taraftarları için ne kadar mühim olduğunu, "bilinen serinin" böyle geldiğini ve de ancak böyle devam edebileceğini aşılamak olmalıdır.

Adı üstüne resmi site, resmi site üzerinden dalga geçilmez, bırak da biz geçelim dalgamızı...

Sahadaki futboldan bahsetmek istiyorum biraz ama konu dönüp dolaşıp bu tepeden inme seyircilik aşılayan anlayışa gelecek ondan çekiniyorum. Dediğim gibi televizyondan takip edebildiğim kadarıyla maç öncesindeki kareografi şovları takdire şayandı. Ancak tribünlerimiz maçın başlamasıyla iki üç zıplamayıp yerine oturan, ıslık çalmayı dahi organize bir şekilde yapamayan bir seyirci topluluğu halini aldı. Bir kale arkasından uyutucu bir davul sesinden öte doğru dürüst tezahürat duyulmadı. En gür çıkan ses Semih'in dizinden sakatlanmasına sebebiyet veren Servet'e söverken duyuldu, o da doğal olarak Musa Çözen tarafından kısıldı. Taraftarımızı hipnotize edip oraya sadece gol izlemeye getiren zihniyetin oluşturacağı atmosfer bu kadar olur.

Cimbom 0-0'a yattı

Laf arasında değinmiş olduk, Semih sakatlandıktan sonra yerini Kezman'a bıraktı. Kezman kendisini gole hazırlayıp golden sonra göstereceği tişörtü de altına giymişti ama işler istediğimiz gibi gitmedi. İkinci yarıda Uğur'un yerine Vederson'un girmesiyle biraz daha hareketlenen Fenerbahçemiz'e karşı rakip cephede de Hakan Şükür yerini Ayhan'a bırakınca Kalli'nin aklında 0-0'ı korumak Serkan Çalık gibi hızlı oyuncularla da bir ihtimal gol bulmak olduğunu anlamış olduk. Oyunu bu değişiklikle kendi kalesinde kabul eden Galatasaray Kalli'nin bir planı olan Serkanlı bir kontraatakta Lugano'nun topu elle kesip kırmızı kart görmesini sağlamış olsa da, kalan dakikalarda Hakan Şükür'ün yokluğunu bariz bir şekilde hissettiler. Galatasaray 11 kişi olmasına rağmen sahada bulunan oyuncuların karakterleri gereği garantici oynamak zorunda kaldı ve kalan dakikalarda ne biz eksik takımla düzgün atak geliştirebildik ne de Galatasaray baskı kurma cesaretini gösterebildi.

Maçın yıldızı benim takip edebildiğim kadarıyla Selçuk oldu. Selçuk'un başarısından mıdır bilinmez Mehmet Aurelio ise alışılmış oyununun aksine vasat göründü. Gökhan Gönül 10 kişi kaldığımız bölümde dahi elinden geldiğince topu ve takımı rakip sahaya taşımak için çabaladı. Aynı hareketliliği sol kanatta göremedik. Alex ise sirke gelen 10 binlerce taraftarın önünde şapkadan tavşan çıkarmadığı için hayal kırıklığı yaratmış olabilir. Ama her şeye rağmen girdiğimiz az sayıda gol pozisyonunda hep onun imzası vardı.


Sakalımızı Kestiler

İşte bir derbi maçın daha sonuna geldik. Bu sayfalardan inançla çıktığımız Galatasaray maçlarından sonra iğneleyici yazılar yazmak uzun zamandır çok eğlenceli bir uğraş oluyordu. Perşembenin gelişinin çarşambadan belli olduğu gibi bu maçta da bizleri bir tokadın beklediği açıktı. Umarım Fenerbahçe taraftarı bu beraberliği büyüklüğünün alameti olarak bir tokat kabul eder.

Neticede bugünkü maçtan yenik ayrılabilirdik ama Galatasaray'ı bu ciddiyetsizlikle dahi elleri boş gönderdik. Önemli bir kaybımız yok. Kendini maça veren bir Fenerbahçe Ali Sami Yen'den turla dönmesini bilir, inşallah da dönecektir. Ama önemli olan rakibe saygısızlıkla uyutulan bu büyük taraftarı yerinden kaldırmak, yeniden kazanmaktır.

Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™