3 kırmızı kartla 8 kişi tamamladığımız karşılaşmayı Cüneyt ÇAKIR'ın Galatasaray'ı 2-1 önde bitirdi ve yarı finale yükseldi. 

Karşılaşmanın başından sonuna kadar sergilediği sinir bozucu yönetimle futbol dışında sahada her şeyi izlememizi sağlayan Cüneyt ÇAKIR'a yeni seçilen Futbol Federasyonunun ve Merkez Hakem Komitesinin bakışının nasıl olacağını merakla bekliyoruz !

Karşılaşmanın ardından GS başkan adayı Adnan Polat'ın yaptığı açıklamada söylediği "Fenerbahçe'ye karşı şanssızlık zincirini ancak böyle saçma sapan bir karşılaşmada kırabilirdik." cümlesi; karşılaşmanın iğrençliğini ortaya koymak için yeter de artar bile aslında! 

  Sen harbiden dayaklıksın 
Cüneyt ÇAKIR ! 

Zico : "Erkekler gibi mücadele ettik." 

Alex: "Sahada futbol kazanmadı."

Volkan : "Yüreği yetiyorsa dışarıda da söylesin."

Gökhan: "Zaman kazanmak için yapmadım."

Deivid varını yoğunu ortaya koydu.

Özdemir: "Bu tip hakemler Türk futbol tarihinden silinmelidir."

Feldkamp: "Hakem gösterdiği gereksiz kartlarla işi çığırından çıkardı."

17 Mart 2007 tarihinde yönettiği Vestel Manisaspor-Sakaryaspor karşılaşmasında Türk futbol tarihinin bir başka fiyaskosunun yaşanmasına ve karşılaşmanın yarım kalmasına; karşılaşmanın ardından Vestel'in Manisaspor'a olan desteğinin bitmesine neden olan C.Ç.'nin o zaman ne kadar uyduruk bir hakem olduğunu anlayamamıştık. Hakeme fiili taarruz söz konusu olduğu için saldırının sebeplerini gözardı ederek belki de Cüneyt Çakır'a yediği dayaktan ötürü acımıştık.

Bu gece anladık ki; acımamak lazımmış! Meğer Cüneyt Çakır o kadar kompleksli bir insanmış ki; o günün ardından söylenen "hakem böyle şeyleri bir Fenerbahçe maçında yapabilir miydi?" sözüyle bir senedir bileniyormuş da haberimiz yokmuş ! Meğer o gün bu adam tokat değil, sağlam bir dayak yemeliymiş !

2004-2005 sezonunda 8 maçta 7 kırmızı kartla oyundan en fazla oyuncu atan hakem ünvanını elde eden C.Ç., bu maçla birlikte anlaşıldı ki kendisine FIFA kokartı getiren o ünvanına yeniden göz dikmiş.  

90 Dakika :

Aslında Galatasaray gerçekten taraftarını da arkasına alarak hızlı başladı karşılaşmaya. Daha 15'nci saniyede Hakan'la ilk pozisyonu, 4'ncü dakikada da golü buldular. Galatasaray var gücüyle pres yapacak karşılaşmanın başında yapabildiği kadar yapacak sonra duracaktı. Kondüsyonları elverinceye kadar...

6'ncı dakikada ceza sahası yayında Selçuk'un hareketine verdiği faul kararıyla Galatasaray ilk duran topunu kullanırken hakem de rengini belli ediyordu yavaş yavaş. Galatasaray'ın baskısının uzun süremeyeceğini biliyordum. Ama hakemin tutumunun maçın başında nasılsa, devamında öyle olacağını bildiğim için Çakır düdük çaldıkça maçın gidişatıyla ilgili endişelerim daha da artıyordu.

Bu dakikalarda Kezman'ın ceza sahası sol çarprazından şutu, Alex'in frikiğinde Aurelio'nun kafasını sıyıran top üstüste pozisyonlarımız olurken, Mehmet Topal'ın dengesizce ayağından fazla açtığı topun auta çıkacağını anlamasıyla yere atladığı pozisyonda Lugano uyduruk bir sarı kart görüyor, kartlarla dolu gecenin perdesi uydurukça açılıyordu.

Lugano'ya uyduruk bir pozisyonda kart veren Çakır, Kezman'ın ceza sahasına girerken sol çaprazda indirilmesini kartsız geçiştirmekten hiç çekinmiyordu. Çünkü gecenin rengi belliydi; sarı-kırmızı ! Uçuşan kartlar geceyi önce sararttı, sonra da kızarttı !

Dakikalar 26'yı gösterirken Çakır Lincoln'un ceza sahamızın hemen dışında yere atlamasına yine alışıldığı üzere faul verince Lugano'nun yaptığı gözlük hareketiyle takımımız 10 kişi kalmıştı bile. Lugano'nun bu yaptığı Çakır için eşsiz bir nimetti. Ancak hesapları pek de tutmadı Çakır'ın, galatasaray 26'ncı dakikadan ilk yarının sonuna kadar 11'e 10 oynamasına karşın bir tek Hakan Şükür'le bir pozisyon yakalarken, Fenerbahçe de Alex'in frikiğinde Aykut'un kalesinde bir tehlike yaratıyordu.

Galatasaray için durumun vehametini anlayan Çakır yanlı düdüklerine devam ediyor, 34'ncü dakikada kendisine faul yapılan Selçuk'un düşürülmesi karşısında Galatasaray lehine bir faul çalıyor, ardından da gs'li oyuncunun fair play'den yoksun davranışına karşın Selçuk'a sarı kartını gösteriyordu. Düpedüz Fenerbahçeli oyuncuları zıvanadan çıkarmaya çalışıyordu Cüneyt Çakır. 45'nci dakikada Volkan'a gösterdiği sarı kartı verirken de amaçladığı gibi... Bu sırada gs'li Volkan'a verdiği sarı kart da gerçekten komikti... Aklınca dengeli olduğunu göstermeye çalışıyordu Cüneyt efendi... 

İkinci Yarı :

Fenerbahçemiz ikinci yarıya kontrollü başladı. Volkan'ın yatarak Ümit'in ayaklarından aldığı topun ardından Fenerbahçemizin baskılı dakikaları başladı. 10 kişi oynayan takımımızda Selçuk çıktı, Semih girdi; Deivid, Alex, Kezman, Semih birlikte sahadaydı. Ama sahada sivrilen Gökhan oldu. Yükselen yıldızımız Gökhan bu dakikalarda önce bir ikaz atışı yaptı, 4 dakika sonra da sağ çaprazdan uzak direk dibine muhteşem bir şut çıkardı ve skoru 1-1'e getirdi. 

Attığı golle birlikte hakem Çakır'ın dikkarini daha fazla çekmeye başladı Gökhan Gönül. 24'ncü dakikadan beri 10 kişi oynayan Fenerbahçemiz 75'nci dakikadan itibaren de 9 kişi kaldı sahada. Çünkü hakem Çakır o muhteşem gole kıl olmuştu ve Gökhan'ı atmak için mazeret arıyordu ! Saha içindeki topu almak üzereyken top toplayıcının kendisine attığı topu almadığı için oyundan atıldı Gökhan ! 

10 kişi kalınca Uğur'u çıkarıp Yasin'i oyuna alan Zico, 9 kişi kalınca skor üstünlüğüyle Kezman'ı çıkarıp Önder'i oyuna aldı. Sahada tüm futbolcuları canını dişine takarak mücadele eden bir Fenerbahçe vardı. 

Deivid ve Alex devamlı olarak pres yapıyor, Aurelio'yu orta sahada yalnız bırakmıyorlardı. Kezman 25'den beri 10 kişi olan takımımızda ileride yalnız kalınca etkisiz bir karşılaşma çıkarmaktan kurtulamıyordu.

Gökhan'ın da atılmasının ardından Nonda'yı oyuna süren galatasaray Cüneyt Çakır'ın beklediği golü 90+1'de Ümit Karan'la atıyordu. 

Karşılaşmanın hiçbir zaman kontrolünü eline alamayan Cüneyt Çakır yediğimiz golün ardından, kalecimiz Volkan'ın Lincoln'den yediği küfürlere tekmeyle gereken karşılığı vermesini de kırmızı kartla cezalandırıyor ve Fenerbahçemiz sahada 8 kişiyle, kalede de Yasin'le kalıyordu.  

Maçın Ardından :

Bu maçın ardından çok da fazla konuşmaya gerek yok aslında. Kalli'nin maç sonrası; "Hakem bu akşam oynanan karşılaşmanın ağırlığını taşıyamadı. Gösterdiği abuk sabuk kartlarla oyunun kontrolünü kaybeden hakem karşılaşmayı adeta katletti. Rakibimizin eksik kalması fazla birşey değiştirmedi. Çünkü güçlü bir ekiple oynuyorsunuz. Tedbirli olmak zorundasınız! Rakibimizin eksik kaldığını hissetmedik." şeklinde yaptığı açıklamalar nasıl bir karşılaşma yaşadığımızı daha iyi açıklar diye düşünüyorum.

Fenerbahçemizin şimdi önünde Galatasaray maçından çok daha önemli karşılaşmalar var. Hafta sonu oynayacağımız Ankaragücü ve önümüzdeki hafta oynayacağımız Sevilla deplasmanları ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde gelecek planlarımız açısından çok önemli iki karşılaşma... 

Dilerim; sinirlerimiz bozularak geçirdiğimiz bu karşılaşmayı ilerleyen haftalara taşımaz, bir sonraki karşılaşmada Sami Yen'de 11'e 11 oynayabiliriz !