09.03.2008
Meydan Boş Kalmayacak...
Fenerbahçe 4-1 Manisaspor
Türkiye'nin Avrupa'daki tek gurur kaynağı Fenerbahçemiz 120 dakikalık yoğun Sevilla mesaisinden sonra lige bomba gibi bir dönüş yaptı. Şampiyonlar Ligi'nde önümüzdeki maçların ligi etkileyeceği endişesini taşıyan Fenerbahçeliler'i bir nebze rahatlattı takımımızın ortaya koyduğu futbol. Kalan 9 haftalık sürede futbolcularımız biraz yorulacaklar muhakkak ama her maça kazanmak için çıkacağız. Nefes nefese yarış havası futbolcularımız kadar taraftarlarımızı da sarmaya başlamalı.

Manisa karşısında tribünlerimizde son haftalarda gördüğümüz boşlukların azalmış olmasını, tezahüratların daha bir coşkulu yapılmasını ilerleyen haftalar için olumlu bir işaret olarak algılamak istiyoruz. Avrupa'nın devleriyle tezahüratlarıyla atışan taraftarımızın neşelerinin yerinde olduğunu belli. Nasıl olmasın? Sonuna haklıyız, sevincimiz büyük. Ama bize bu tarihi mutluluğu yaşatan futbolculara da bir özür, bir teşekkür borcumuz olduğu unutulmasın. Manisa maçındaki coşku Sevilla maçının sevinci olarak kalmasın.

Türkiye'de Fenerbahçemiz milyonları peşinden sürüklerken dünyanın diğer ucunda ABD'nin Rochester şehrinin Türk Cemiyeti'nde de Fenerbahçe coşkusu bu renklere gönül verenleri mesafe tanımaksızın bu sevgi seline katıyordu. Üniversitelere bahar arası nedeniyle ara verildi. Adı bahar arası olsa da ilk günlerde bahar adına alabildiğimiz tek işaret kar fırtınasından sonra açan güneşti. İşte böyle sert hava koşullarında ziyaret ettiğimiz Rochester Türk Cemiyeti (Turkish Society of Rochester) Manisaspor maçında bizleri ağırladı.

  Fenerbahçe Rochester Türk Cemiyeti'nin Onur Kürsüsünde
"Avrupa'nın Yeni Devi"

Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN...
KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Kezman istekli oyununun karşılığını iki golle aldı.

Alex asistlerini konuşturdu.

ABD'deki en eski Türk topluluklarından (1969) biri olan bu cemiyetin bölgedeki Türklerin yardımlarıyla geldikleri durum gerçekten gurur vericiydi. Kuzey Doğu Amerika'nın soğuk iklim koşulları Fenerbahçe maçını izlemek için bir araya gelen 20 civarında Türk'ün sıcaklığıyla yerini bahar esintisine bırakıyor. Fenerbahçeli olsun olmasın Rochester'dan geçme durumu olanlara Rochester Türkleri'nin yaptıklarını yerinde görmelerini tavsiye ederim. Çok da güzel mutfakları var, bilginize.

İşte böyle bir ortamda biraz geç de olsa maçı izlemeye başladık. Meğer 4 gün önce bir boğayı yerle bir eden Fenerbahçe hızını alamamış, biz oraya varana kadar gol atmamak için kendini zor tutmuş. Maçın izlendiği salona ayağımızı atar atmaz gelen gol bizim de yüzümüze bir tebessüm getiriyor, "ayağımız uğurlu geldi sanırım" diyerek kendimize pay çıkarıyoruz.

Mehmet Aurelio'nun Alex'in ortasında bulduğu golden sonra gollerin arkası kesilecek gibi değil. Önce Kezman sonra Selçuk ile ilk yarıda fark 3'e çıkıyordu. Ortaya çıkan fark cemiyetteki rakip takım taraftarlarının da umutlarını tüketip maçın kalan kısmını izlemek için bütün isteklerini alıp götürüyordu. Tabi gollere kulp takma çabaları Türkiye'deki muhabbetlerden farksız. Aurelio'nun golünde inatla ofsayt olduğunu iddia edenler Kezman'ın golünün tekrarını izlemeden temelini attıkları tezlerini sakat desteklerle güçlendirmeye çalışanlar, 3. golde Deivid'in faul yaptığına kendilerini inandırarak çileden çıkanlar maçın geri kalan bölümünde muhabbete dalıyorlar. "Bu maçtan hayır yok." Her ne kadar küçüklüklerinde birilerinin tuzağına düşüp bir yanlış yol seçmiş olsalar da onlar da bu işin tadı tuzu.

Büyük bir istekle oynayan takımımızda öne çıkan oyunculardan Kezman fırsatçılığını konuşturup açık futbol oynayan Manisa defansı arasından ikinci golünü buluyor. Tribünlerde son haftalardaki tatsız, coşkusuz topluluk yerini İspanya Zaferi'nin de yarattığı iyimser havayla gerçek taraftarlara bırakmış gibiydi. Maçın ikinci yarısı her iki takım adına atılan birer golle geçiliyor biz de kebaplarımızı alıp Türk Cemiyeti'nden tekrar görüşmek üzere ayrılıp evimizin yolunu tutuyoruz.
Sevilla maçı ardından lige dönüşü de güzel yapmamız sevincimizi katlayıp, umutlarımızı yeşertti. En azından Türkiye Ligi'ndeki mücadelenin hafife alınmadığını bize hissettiriyorlar. İnşallah taraftarıyla, takımıyla, camiasıyla herkes başta lig olmak üzere mücadele ettiğimiz iki kupanın da ciddiyetinin farkındadır. Avrupa'daki başarılar daha önce tatmadığımız lezzetleri bizlere sunuyor. Bu heyecan verici serüvende önümüzdeki yıllarda da benzer zaferler ve daha büyük coşkular yaşayabilmek için Türkiye Ligi'nden Şampiyonlar Ligi vizesi almamız gerekiyor. Ancak Türkiye Ligi şampiyonluğunun kaybedilmesi de neresinden bakarsanız bakın Avrupa'da alınan dereceye gölge düşürecek bir sonuç olur. Bu nedenle Fenerbahçeli taraftarların yerel başarılara karşı duyarsızlık lüksü bulunmuyor ki, Fenerbahçe 'diğerleri'ne üstünlüğünü her yerde devam ettirebilsin.

Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™