27.04.2008
Koymuşum Kupasına, Şampiyonluğuna  
Galatasaray 1-0 Fenerbahçe 
Türkiye Süper Ligi'nde finişe 3 hafta kala averajla lider gittiğimiz Ali Sami Yen'de liderliği Galatasaray'a bıraktık.

Zico, deplasmandaki Chelsea maçına benzer bir taktikle sahaya sürmüştü Fenerbahçemizi: Volkan, Gökhan-Edu-Lugano-Uğur, Maldonado, Kazım-Aurelio-Deivid, Alex, Kezman. Belki de en büyük hata buradaydı. İçerideki Chelsea maçında Kazım'ın sonradan oyuna girmesinin ardından Deivid'in sola kaymasıyla başlayan ve o gün Deivid'in soldan ortaya kayarak savurduğu şutla galip gelmemizi sağlayan bu diziliş Zico'nun aklında yeni şimşekler çakmasına sebep olmuş belli ki ! 

Deivid'in cezalı olduğu için oynayamadığı deplasmandaki Beşiktaş maçında kadroda yer bulan ve o günkü performansıyla Zico'nun vazgeçemediği bir oyuncu haline gelen Kazım; sonradan girdiği Chelsea maçında olduğu gibi deplasmandaki Chelsea maçında da sağ kanatta, Deivid ise sol kanatta yer almıştı... Bu gece de öyle oldu. Bu gecenin devamı da aynen İngiltere'deki maçtaki gibi oldu; Beşiktaş maçındaki Kazım'ı yine sahada göremedik. Solda Vederson'u, sağda Deivid'i aradık! Bunlara ilave olarak orta sahada da Selçuk'u...

  Konu Fenerbahçe lehine penaltı çalmaksa futbolun kuralları bir anda değişiverir.

Ligin İlk Yarısındaki Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN...
KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Volkan'ın tek hatası mağlubiyeti hazırladı.

Aurelio her yerdeydi.

Maldonado bir türlü beklenen görüntüyü sergileyemedi.

  Başkanın emeklerine saygısı olan şu durumda terbiyesizlik yapmaz ! 

Fenerbahçe taraftarları Avrupa'da tarihinin en büyük başarısını elde eden Fenerbahçe'sinin seneyi kupasız kapatmasına hazırlanıyor. Acı olan durum da bu ne yazık ki. Yıllarca "Türkiye Ligi'nde şampiyonluk zaten kolay, önemli olan Avrupa'da başarı" safsataları ile şişirilenler şimdi Türkiye Ligi'nde gitmekte olan şampiyonluğun ardından neler düşünüyorlardır kimbilir. 

Avrupa maçlarında elde ettiği başarılarla bizlere bu sene büyük gururlar yaşatanları Galatasaray maçına kadar alkışlıyor idiysek, Galatasaray maçından sonra kalan 2 haftada da alkışlamasını bilmeliyiz. Kezman'ın etkisizliği, Maldonado'nun gereksizliği sene sonunda Zico tarafından değerlendirilecek konular. Zico'nun performansı da yönetim tarafından...

Bu güne kadar bu oyuncularla geldik, ligi de bu oyuncularla bitireceğiz. Gençler maçına gelip bize bu sene büyük gururlar yaşatanlara yuh çekmeyi aklından geçirenleri Allah ıslah etsin diyorum! Öyle davranacaklara da Allah bir daha Avrupa'da böyle başarılar yaşatmasın inşallah!

Önce bu senenin mutluluklarla dolu tarafından bahsedeceğim. Bu rakiplere karşı böyle yüksek bir galibiyet oranını Zico'dan başka bir isimle elde edemezdik herhalde. Yabancıların büyük çoğunluğunun Brezilya'lı olması Zico'yla takımın bütünleşmesini, bu bütünleşme de büyük maçlarda büyük başarılar elde edilmesini beraberinde getirdi. 

Avrupa'da Anderlect'i içeride 1-0, dışarıda 2-0, Inter Milan'ı 1-0, PSV Eindhoven'ı 2-0, CSKA Moskova'yı 3-1, Sevilla'yı 3-2, çeyrek finalde Chelsea'yi 3-2; Türkiye liginde "3 büyükler", "4 büyükler", "5 büyükler" denilen takımlardan ilk yarıda Sivasspor'u 1-0, Beşiktaş'ı 2-1, Galatasaray'ı 2-0, Trabzonspor'u 3-2, ikinci yarıda Sivasspor'u deplasmanda 4-1, Beşiktaş'ı deplasmanda 2-1 yenen takımımız bir tek Galatasaray mağlubiyetinin ardından liderlikten oldu. 

Çünkü Zico'nun teknik direktörlüğünde kenetlenen takımımız "Türkiye liginin kolay", önceliğin "Avrupa'da başarı" olduğu düşüncesine kapılmıştı. Bu düşünce bizlere daha ilk haftada bir Belediyespor mağlubiyeti yaşatmıştı. İkinci bir Belediyespor mağlubiyeti de ligin ikinci yarısındaki karşılaşmada son dakikalarda önlenmişti. Ama sonuçta sadece bu takıma toplam 5 puan verdik. Ligin ilk yarısında Bursa'da 2 puan verdiğimiz rakibi kaale almayıp Sevilla zaferi ertesi Kadıköy'de oynanan karşılaşmada yedeklerle sahaya çıkmamız bu defa da 3 puana mal olmuştu. Sadece Belediye ve Bursa gibi içeride dışarıda rahatlıkla yenilebilecek rakipler karşısında toplamda 10 puan bırakmış Fenerbahçemiz. Böyle kayıplarla gitmekte olan şampiyonluğun ardından açıkçası söylenecek tek söz var: "Yazık oldu." 

Şampiyonluğu kaybediyor olmak üzücü. Şu andan itibaren sene sonunda sonucun ne olacağı artık beni zerre kadar ilgilendirmiyor. En çok merak ettiğim yönetimimizin alacağı karar. İki önceki paragrafta yazdıklarımı yaşatan kişiyle "yola devam" mı, yoksa bir önceki paragraftaki kişiyle "buraya kadar" mı ! "Alim unutmuş, kalem unutmamış". Biz yazalım da, unutan varsa hatırlasın... 

Peki onca büyük maçı kazanan takımımız bu maçta bunu neden başaramadı?

Fenerbahçe'ye bir maçta beraberlik yetiyorsa birinci sıkıntı orada başlıyor demektir. Oyuncularımız her ne kadar beraberlik için değil galibiyet için gittiğimizi söyleyerek Sami Yen'e gitseler de; maç başlayınca anlaşıldı ki futbolcularımızın kafasında galip gelmek değil, şampiyonluk için yeterli olan beraberliği alıp Sami Yen'den dönmek vardı. 

Bizimkilerin bu düşünce yapısında olduğu karşılaşmaya Galatasaray da "şampiyonluk için mutlak galibiyet" parolasıyla çıkınca ilk yarım saatini ne olduğunu anlamaya çalışarak geçirdiğimiz bir karşılaşma seyrettik TV başında. 

Bu düşünce yapısına ilave olarak; Kazım'ın sağda, Deivid'in solda oynamasının bir sonucu; kanatların da sadece Gökhan ve Uğur'a bırakılması; kanatların etkili bir şekilde çalışmamasını, oyunu rakip sahaya yıkamamamızı ve böylece gol için kontraatakları beklememizi beraberinde getirdi. 

Bu tabloya karşın 26'ncı dakikada Ümit Karan'ın direkten dönen şutu Galatasaray'ın ilk yarıdaki en tehlikeli pozisyonuydu. Daha kötü oynayan Fenerbahçemiz ise 28'nci dakikada Lugano'nun Servet tarafından çekildiği pozisyonda bir penaltısı verilmeyen ve ilk yarının son dakikalarında da Alex'le iki net pozisyondan yararlanamayan taraftı. 

Belki daha kötü oynuyordu Fenerbahçemiz ama şampiyonluk için yeterli olacak skoru alabilirdi ikinci yarıda. Lugano'nun 43'ncü dakikada sakatlanarak oyun dışında kalması, Volkan'ın da ilk yarının ortalarından itibaren sekerek oynaması Zico'nun ikinci oyuncu değişikliği yaparken tereddüt etmesini beraberinde getirdi. 

İkinci yarıya daha net pozisyonlar bularak başladı Fenerbahçe. Kazım'ın soldan ortasında Deivid, Gökhan'ın sağdan ortasında Kezman rakip kaleyi yokladılar. Zico ikinci yarıdaki ilk değişiklik hakkını 58'de Kazım-Semih değişikliği ile kullandı ama bu değişikliğin ardından Semih orta sahada görev yaptığından olacak ki bu değişikliğin etkisini göremedik bir türlü. 

Son çeyrek saate girilirken Uğur-Vederson değişikliği ile son değişiklik hakkımızı da kullandık. Son 10 dakikaya girerken Vederson'un verdiği topta Alex'in rakip kaleyi tutmayan şutunun ardından "şampiyonluk gidiyor mu yoksa" soruları kafalarda canlanmaya başladı. Ardından; önce Ümit'in çirkeflikleri, ardından; "kutlu doğum haftasına yakışır bir maç olsun" şeklindeki spekülatif açıklamasıyla hafta boyunca konuşulan Hakan'ın Yasin'e attığı dirsek, daha sonra da; şişirme toplarla tehlikeler yarattığımız dakikalar derken dakikalar 90 oldu... Kalan dakikalar da korner direğinin etrafında geçince Fenerbahçemiz Sami Yen'den liderliği bırakarak döndü. 

Bundan sonra ne olur? 

Bu saatten sonra liderin değişmesi 40 yılda bir olur. Fenerbahçeli her taraftarın aklına Denizli'de kaybettiğimiz gibi bir şampiyonluğu şimdi de Galatasaray'ın kaybetmesi düşüncesi geliyor şüphesiz. Kimi inanarak söylüyor bunu, kimi hayal ederek bekliyor. Ligin bitmesine 2 hafta var ama bence şampiyonun belli olması için sadece 90 dakika var... Sivas'tan puanla dönerse Galatasaray şampiyon olur. Ligin ilk yarısında 2-0 yenilen Sivas bu defa skor avantajı sağlayarak GS'ı yenmeyi başarırsa tarihinde ilk defa şampiyonlar ligine katılmaya hak kazanır. 

Bu saatten sonra hedefimiz ligi ikinci bitirerek Şampiyonlar Ligi'ne gitmek için kalan 2 maçımızı da mutlaka almak olmalı. Ki; Fenerbahçemizi önümüzdeki sene de devler arenasında yaşattığı başarıların devamını elde ederken seyredebilelim. Biz kalan 2 maçımızı alırken diğer maçlardan lehimize bir sonuç çıkarsa oh ne ala, çıkmazsa da sağlık olsun... 

Ve taraftar geçinen hayvanlar :

Maçın ardından; 2004 yılından beri Galatasaray'a lig yarışında ilk defa yenilen, bu sene bizlere bunca gurur yaşatan takımımızın futbolcularına saldırma hayvanlığını gösteren taraftarlar çıktı ortaya Samandıra'da. Korktuysam işte bundan korktum hep. Mağlubiyetten değil; taraftar geçinen hayvanlardan. Gerçek taraftar Sami Yen'deki mağlubiyetin ardından önümüzdeki hafta Saraçoğlu'nda "bu sene yaşattığı mutluluklar için" takımını alkışlamaya gelendir. Samandıra'daki çirkinliğe cevap da işte böyle verilir... Ama böyle taraftarlardan ne kadar kaldı orasını hiç kestiremiyorum !

 "Erken öten horosun başını keserler" atasözünün doğru çıkma ihtimali bizlere önümüzdeki 90 dakikayı bekletiyor. Ama kimler için? Taraftar geçinen bu hayvanlar için mi? Hayırlısı...


Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™