22.11.2008
Başkent'ten Gol Sesi Yok

Ankaragücü 0-0 Fenerbahçe

Kadıköy'de aldığımız iki galibiyetle yakaladığımız seri yine bir deplasmanda bozuldu. Kupada Semih'in tek golüyle mağlup ettiğimiz Ankaragücü karşısında yine gol pozisyonu açısından kısır bir maç oldu. Bulduğumuz az sayıdaki fırsatı değerlendiremeyince Ankara'da iki puan bıraktık. Orta sahada sakatlıktan yeni çıkmış olmalarına rağmen büyük umutla beklenen Alex,Emre,Deivid üçlüsü hücumda beklenen üretkenliği gösteremeyince maç bir orta saha mücadelesinden öteye gitmedi. Ancak olumlu olan taraf bu oyuncuların takıma katılmış olması ve en azından orta sahada herhangi bir fiziksel zaafiyet yaşamadan oyunun savunma yönünü idare ediyor olmaları. Zamanla onlar da form tutunca üçünün birden beklentinin altında kalacağı maçların sayısı azalacaktır. Roberto Carlos, Semih ve Uğur Boral'ın maç kadrosunda yer almadığı karşılaşmada savunmanın solunda Vederson, sol kanatta Emre, hücumda da Güiza görevlendirildi. (Volkan, Gökhan-Lugano-Edu-Vederson, Deivid-Selçuk-Josico-Emre, Alex, Güiza) Emre soldan çizgiyi etkili bir şekilde kullanamadığı için daha çok sol iç oyuncusu gibi oynadı. Bu durumda Vederson'a binen yük ağırlaştı. Bu nedenle maç boyunca hücumlarımız daha formda olan Gökhan'ın bulunduğu kanattan geldi. Alex'in de tam hazır olmaması Güiza'nın yalnızları oynamasına ve neticede haklı bir beraberliğe neden oldu.

Alex durgundu.

•KENDİ YORUMUNU GÖNDER!
Lugano Beşiktaş'a da takacak, görünen o.	Kaybedilen puanlar olabilir. Deplasmanda belli bir ritim yakalamak yeni bir teknik ekip için kolay değildir. Bu durumda içerideki maçlarda saha avantajını takıma hissettirebilecek taraftar desteğine ihtiyaç var. Önümüzde de çok önemli maçlar var. Önce Porto, ardından Beşiktaş maçları taraftarın izlemekten ziyade söküp alacağı maçlar olmalı. Takıma katılan sakatların form tutması, sakatlıkları bulunan oyuncularımızın takıma tekrardan katılmasıyla çok daha etkili bir futbol oynayacağımıza inanıyorum. Bu arada Ligtv'nin maçın özet görüntüleri arasında yer verdiği Lugano'nun sarı kart istediği pozisyon da ilgi çekiciydi. 3 dakikalık özet görüntünün içine girecek kadar önemli kabul edilen bu görüntü yayıncı kuruluşun ne kadar küçük hesapların peşinde olduğunun, Fenerbahçe'deki en ufak kıpırdanmanın bu kadar kötü bir başlangıç yaptığımız sezonda bile bazılarını ne kadar korkuttuğunun ispatıdır.