01.02.2009
Fenerbahçe 1-1 Gaziantepspor
Güiza günah keçisi.
Gölge Etmeyin Yeter...
İstanbul'da oynanacak Trabzonspor, Antep, İBB ve Hacettepe maçlarıyla ikinci yarıya başarılı bir giriş yapmayı hedefliyorduk. Ancak
bu 4 maçlık serinin ilk iki maçında Trabzonspor ve Gaziantep karşısında galibiyete ulaşamadık. İki maçtan çıkardığımız 2 puan ve devam eden
yenilmezlik serisi oldu. Türkiye Kupası'nda gol yemeden yoluna devam eden ve çeyrek finalin ilk ayağında Bursaspor karşısında aldığı 1-0'lık galibiyetle ikinci maç
için avantaj elde eden Fenerbahçemiz ligde ise Trabzonspor ve Gaziantepspor karşısında kaybedilen puanlar nedeniyle zirve yarışında yara aldı.
Ligin ilk yarısında deplasmanda oynanan karşılaşmada ne kadar ciddi bir takım olduğunu gösteren Gaziantepspor karşısına sakatlıkları bulunan Gökhan Gönül
ve Edu'dan yoksun çıktık. (Volkan, Önder-Lugano-Yasin-Carlos, Deivid-Selçuk-Emre-Uğur, Alex, Güiza) Sağ kanatta Önder'in sınırlı katkısı ve
Deivid'in çizgideki verimsizliği nedeniyle karşılaşmanın ilk yarısında sağ kanadımız yok gibiydi. Uğur Boral ve Carlos'un da yeterince iyi olmamaları nedeniyle top
daha çok ortadan rakip sahaya taşındı. Bu da kanatları doğru dürüst kullanmayan, Tabata, Ivan de Souza, Hakan Bayraktar ve Murat Ceylan gibi en etkili oyuncularının
tamamı sahanın ortasını kullanan bir takımın ekmeğine yağ sürdü, bizim de işimizi zorlaştırdı.
Volkan yine günündeydi ama gole engel olamadı.
•
•
•KENDİ
YORUMUNU GÖNDER!
Önder Gökhan Gönül'ü arattı.
Emre kendine geliyor...
Kanatlardaki verimsizlikten kaynaklanan bu kısır devrenin faturası Güiza'ya çıktı.
Günah keçisi ilan edilan Güiza her zaman olduğu gibi paratoner gibi bütün tepkiyi üstüne çekti. İkinci yarının başlamasıyla başlayan Semih Şentürk tezahüratlarının
ardından, kendisini yuhalamak için tetikte bekleyen tribünler oyuncu değişikliklerinde Güiza'nın çıktığını göremeyince bütün negatif enerjisini bu sefer takımın
üzerine boşalttı. Böyle bir ortamda sağ çizgiyi daha iyi kullanacak Kazım'ın ismini bağırmak bile daha mantıklı olurdu. Bazılarının içindeki Güiza'yı yerden yere vurup,
Semih'i göklere çıkarma çabası tribünlerdeki bu ruh halini oluşturan en önemli etken olarak gözüküyor. Ama niyet bağcıyı dövmek olunca Fenerbahçe için yararlı
olacak şeyler düşünmekten ziyade ezbere saldırılara yöneliyoruz.
Tribünlerden eksik bilgi
Neticede 60 dakika süren kısır orta saha mücadelesinden sonra oyuncu değişikliklerinin ardından farklı bir maç başladı. Ancak tribünlerin beklediği gibi Semih'in
girmesi herşeyi çözmüyordu. Sahada oyundan alınmasına ses çıkarılabilecek fazla kimse olmadığı için Uğur ve Deivid'in çıkması da normal karşılanabilir. Ancak
'futbolu çok iyi bilen' tribünlerimiz son dakikalarda oyunu kanatlara yaymamız gerekirken belki de Uğur'un çıkmasına göz yummamalıydı. Demek ki bir dahaki sefere oyundan
çıkacak isimleri ve girmesi gerekenleri ayrı ayrı bağırarak belirtmemiz gerekecek. Madem bu işler tribünden oyuna girecek adamın ismini bağırmakla oluyor bu işi
şiar edinmiş renktaşlarımızdan bu konuya dikkat göstermelerini rica ediyoruz. Zira Aragones tribünlerin elçisi olduğu için ona bağırılanı yapmakla mükelleftir.
Lütfen ne istediğinizi tam ve net bir şekilde ona iletin...
İşin şakası bir yana, bu değişikliklerin ardından 20 dakika Kazım orta sahadaki kalabalığa kalabalık katmaktan başka birşey yapmadı. Uğur'un da çıkmasıyla kanatlarda etkisiz olacak
bir oyuncu dahi bulamaz olduk. Gaziantepspor bu orta sahayı kolaylıkla geçerek pozisyonlar bulmaya başladı. Peşinden Gaziantepspor'un Erman Özgür ile bulduğu gol
son 10 dakikanın sancılı geçeceğinin habercisiydi. Kazım da 20 dakikalık alışma süresinin ardından sağ kanada geçmesi gerektiğini anlayınca sağ kanattan ataklar
gelmeye başladı. Bu ortaların birinde defanstan seken topu bekletmeden adrese teslim eden Alex ile ümitlendik. Selçuk'un yerine oyuna giren Josico'nun iki dakika
sahada kalamadan sakatlanıp takımı 10 kişi bırakmasıyla ise kalan bölümde varlık gösteremedik.
Zarar veriyorsunuz...
Maç boyunca "isabetli" oyuncu değişikliği telkinleriyle maçın seyrini değiştiren tribünlerimizdeki bir güruh maçtan sonra Aziz Yıldırım ve yönetimi istifaya davet
ederek rengini belli etti. Maç boyunca yaptıklarıyla Fenerbahçe için pek hayırlı olmadığını gösteren bu gruptan maçtan sonra yükselen seslerle büyük resim ortaya
çıktı. Bunlar Fenerbahçeli olamazlar ya da Fenerbahçe'ye zarar verdiklerinin farkında değiller. Ne istediğini bilmeyen, tamamen kelle avcılığı
peşinde olanlar bu sezonun bu futbolcularla, Güiza ile, Aragones ile biteceğinin farkında olmaları gerekir. 100. yıl şampiyonluğunda takımın en zayıf halkası
olarak gösterilen Deivid'in Trabzonspor'da attığı golle şampiyonluğu getirmesine sevinemeyenlere benzemeyin. Nefretimizi kırıp çubukluyu taşıyan her futbolcunun
arkasında olduğumuz sürece bu takım bizi mutlu edecektir. Bu nefreti kusanlar ise kazanırken de üzülmeye mahkumdurlar.
Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™
Fenerbahçe zorlu bir dönemden geçiyor. Futbol takımının sahadaki zorlu mücadelesinin yanında başkanlık seçimleri yaklaşırken bu yarışı Fenerbahçe'yi daha
ilerilere götürmek yerine, mevcut şartları daha da kötüleştirmeye adayanlara yapılabilecek fazla birşey yok aslında. Bilinmesi gereken; Aziz Yıldırım'ın
başarısızlığı kimsenin başarısı olmayacaktır. Futbolcu yuhalamak futbolcuyu geliştirmeyecek veya geçmişte yapıldığı düşünülen hataları da düzeltmeyecektir.
Ortada yapılan bir yanlış varsa bu takıma destek olmak sizi o hatanın bir parçası yapmaz.