Daum gelene kadar "sezon ortasında teknik direktör değiştirmek yarardan çok zarar verir" düşüncesi yerleşti.
Teknik direktör değişikliği sancılıdır, bunu şişirilmiş hedeflerle bu sene bir kez daha gördük.
Başkan 10+3 için yetki istiyor.
|
Aziz Yıldırım Döneminde Değişen ve Değişemeyenler; Teknik Direktör İstikrarı
Fenerbahceliyiz.biz Blog sayfalarında son haftalarda seçimle ilgili başlattığımız yazı dizisinde Resmi Faaliyet Raporları kaynak gösterilerek Aziz Yıldırım dönemiyle
ilgili bazı tespitler ve eleştirilerde bulunduk. Genel olarak Amatör Branş, Tesisleşme ve Ekonomik Büyüme konusundaki adımlar takdir toplarken futbol takımının transfer
politikası başlıca eleştiri konusu olmuştu. Teknik Direktör tercihleri ve istikrarı için cesur kararlar alınamadığı, şampiyon olamayan teknik direktörle yolların
ayrılması veya devam etmek için yeterince taviz verilmediği noktasında bir tıkanma yaşandığı gerçektir. Başkanın Löw pişmanlığından sonra Daum ve Zico konusunda
kendisine göre haklı sebeplerle yola devam etmemesi sorumluluğu yönetimin sırtından almıyor elbet. Kafalardaki soru şu; neden Fenerbahçe 11 yılda kendi Alex Ferguson'unu
bulamadı. Bu sürecin ilk 5 yılında yani Daum'a kadar "sezon ortasında teknik direktör değiştirmek yarardan çok zarar verir" düşüncesi 2000 ve 2003 müsibetleri
neticesinde yerleşti. Sonraki dönem "teknik direktör istikrarının önemi" konusunda çok ciddi dersler içermektedir. Yeni dönemde bu hususa dikkat edilmesi
gerekir.
Alınan ve alınması gereken derslerden bahsetmişken Aziz Yıldırım'ın yazının başında belirttiğim endişesiyle ortaya koyduğu gereksiz hedeflerden de bahsetmeden olmaz.
3 yıl üst üste şampiyonluk. Bu hedef muhtemelen büyük bir revizyon geçirecek takımı ilk senesinde yeni teknik direktör, yeni futbolcularıyla büyük bir baskı altına
alıp, camiada beklentileri olmadık yere artırmaktadır. Önümüzdeki sezon ikinci olursak ne olacak? Yeni sezona yine yeni teknik adamla mı başlayacağız? Bu açıklamalar
sezon başında yepyeni bir hocayla yola çıkmasına rağmen Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanmayı hedefleyen bazı
yöneticilerimizin vaatlerini çağrıştırdığı için endişe veriyor. Not düşmekte yarar var.
Kongreyi kulübe başkan atayan kurum, başkanı da branşlara yetkili atayan atanmış kişi olarak ele alırsak; Aziz Yıldırım'ın şimdiye
kadar teknik direktör konusunda oturtamadığı istikrar kongre tarafından başkanlık konusunda sağlanmıştır. Yönetim istikrarı kulübün genel
gidişatı için ne kadar yararlıysa, futbolda teknik direktörün istikrarı da Aziz Yıldırım'ın en çok eleştiri aldığı branş olan futbol
takımının başarısı için o kadar önemlidir. Bu tablo aslında bu kulübün asıl sahipleri olan kongre üyelerinin kulübün başına uygun gördüğü Aziz Yıldırım ile şu ana kadar
bir yönetim istikrarı sağladığını gösteriyor. Böylece müthiş bir ekonomik büyüme, tesisleşme ve SPOR kulübü hüviyetine bürünmemizi sağlarken oturmamış bazı taşlar
olabilir. Aziz Yıldırım'ın da kendi altında istikrarlı bir yapı oluşturması, taşların oturması için onları yerinden oynatmaktansa tahammül ve sabır göstermesi
başarının temelinde yatıyor.
Futbolda başarısız sonuçlanan bir sezonun sonuna rastlayan seçimde kongrenin Aziz Yıldırım hakkında bir karar vermesi bekleniyor.
Umuyorum ki, Aziz Yıldırım'ın teknik direktör istikrarını korumakta gösteremediği cesareti, kongre yönetim istikrarını sürdürerek gösterecektir. Çünkü 11 yıl ve
sarfedilen çaba gözardı edilemez. Yönetim istikrarı Fenerbahçe Spor Kulübü'nün bir branşında yapılan hatalarla kırılacak kadar basit değildir. Bu Fenerbahçe
Aziz Yıldırım'a bağımlıdır anlamına da gelmiyor. Aziz Yıldırım'ın teknik direktörüne tahammül göstermesi isteniyorsa bence Aziz Yıldırım bir şansı, yani
kongre tarafından tahammül gösterilmeyi fazlasıyla hakediyor.
Şadan Kalkavan'ın Projeleri
Bunun da ötesinde tek aday olan Şadan Kalkavan'ın seçim vaadi olarak ortaya somut hiçbir şey koymaması olası bir bayrak değişiminin çözümden çok soru işareti
doğuracağını gösteriyor. Zamanında Selim Soydan ile birlikte Fatih Terim'i hoca olarak Fenerbahçe'ye getirmeye çalışan Şadan Kalkavan kulüp iyi yönetilmediği için
aday olduğunu söylüyor. Hangi soruna nasıl çözüm getireceği hakkında en ufak bir ipucu yok. Çıkıp Fatih Terim'i getireceğim dese, katılmam ama o da bir adımdır.
Fikir verir. Fakat yapılan sadece hasar tespiti. Ortada ya ciddi bir tanıtım problemi var
ya da sunacak birşey yok, tamamen "Aziz Yıldırım'ı sevmeyen bize atsın" mantığından yola çıkarak atılan bir adım. Maalesef ikinci alternatif gerek Aziz Yılmaz'ın
kişisel husumeti nedeniyle başlattığı grupçuluk faaliyetleri ve gerekse Şadan Kalkavan'ın "Aziz Yıldırım'dan memnun olmayanların oylarını bekliyoruz" açıklamalarıyla
oldukça güçlendi. Oysa ki, başkanlık koltuğu ancak kongreyi Aziz Yıldırım'dan daha iyi başkanlık yapabileceğine ikna etmekle hakedilir. Buna Aziz Yıldırım'dan memnun
olanlar da dahil. Öyle projeler, çözüm önerileriyle ortaya çıkılır ki, Aziz Yıldırım'dan memnun olan da en azından "Kalkavan da bu işi Yıldırım kadar
yapabilir" diyebilir. Maalesef ortada kulak kabartılacak bir rakip yok, tek endişe değişim vaadeden bir başkanın eski bir alışkanlık olduğunu sandığımız grupçuluğu
hortlatarak hiçbir proje ortaya koymadan yönetim istikrarını baltalamasıdır.
|