29.07.2009
Beşer Beşer Başladık

Fenerbahçe 5-1 Boluspor, Fenerbahçe 5-1 Honved

Kötü geçen bir sezonun ardından teknik direktör değişikliği ve yeni transferlerle futbol takımında ciddi bir hareketlenme göz çarpıyor. Bu hareketlenme de camiadaki heyecan ve coşkuyu arttırıyor. Hazırlık maçlarının ardından erken başlayan Avrupa mesaisiyle Temmuz sonunda taraftar tribünün yolunu tuttu. Fenerbahçemiz Honved provası olarak çıktığı Boluspor maçından 5-1'lik skorla ayrılırken, Honved maçında da provada çalışılanlar aynen uygulanınca tarife değişmedi.

Fenerbahçemiz Honved karşısında sahaya Volkan, Gökhan-Önder-Bilica-Carlos, Kazım-Cristian-Emre-Santos, Alex, Güiza ilk 11'i ile çıktı. Daum'un tabiriyle şu andaki en formda oyunculardan oluşan kadro ilk dakikadan itibaren oyunu Honved kalesine yıktı. Futbolcuların gerek Boluspor maçında gerekse Honved maçında gösterdikleri mücadele azmi ve iştahlı oyun gelecek için en büyük umut kaynağı. Defansta verilen pozisyonlar, kaptırılan toplar, kaçan goller olabilir ama mücadele birçok şeyi telafi ediyor. Henüz bu tempoyu 90 dakika kaldıramasak da ilerleyen haftalarda havalarında serinlemesiyle fiziksel açıdan devamlılığı olan bir takım izleyebiliriz.

Daum evine döndü.

Fenerbahçe - Honved Maçından Fotoğraflar için TIKLAYIN...
Fenerbahçe - Boluspor Maçından Fotoğraflar için TIKLAYIN...
KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Carlos golüyle sevindirdi, sakatlığıyla üzdü.

Guiza yeni sezona farklı başladı.

Honved maçının adamı Emre seçildi.

Geri Dönüş

14 Mayıs'ta türlü oyunlarla hiç edilen şampiyonluk ve kaosa sürüklenen Fenerbahçe camiasının günah keçisi olan Daum, aradan geçen 3 senenin ardından evine döndü. Sözlü olarak olmasa da Daum'un hakkının teslim edildiği anlamına gelen bu geri dönüş, savaşan Fenerbahçe'ye duyulan özlemin bir yansımasıdır. Bağcı dövme niyetinde olanlar kelimelere takılıp Daum'un getirilişinin revizyon ifadesiyle ters olduğunu, aksine bunun bir gerileme olduğunu iddia etseler de Daum Fenerbahçe camiasının aradığı kandır. 2006'da takımda kalması için yeterli özveri gösterilmedi ve iniş çıkışlı bir 3 yıl geçti. Bu dönemde Zico'yla tarihteki en büyük Avrupa başarısına da ulaştık, kazanma alışkanlığını kaybeden bir takım haline de geldik. Büyük sevinçlerimiz ve üzüntülerimiz oldu. Ancak İnter karşısındaki Fenerbahçe'nin iştahını Boluspor karşısında görememenin sıkınıtısını yaşadık. Aziz Yıldırım'ın 10 yıllık başkanlık tecrübesinin neticesinde futbol takımındaki karakter arayışını tamamladığına inanıyor, Fenerbahçe'de istikrarın "savaşan takım" temeli üzerine inşa edileceğini düşünüyorum, en azından böyle olmasını umuyorum.

Carlos'a nazar değdi

Daum'un oyun anlayışının en önemli unsurlarından biri olan kanatlarda I.Daum döneminde sağ ayaklı sol kanat oyuncuları ve bal yapmayan arılar bulunuyordu. Bugün Daum'un elinde Gökhan ve Carlos gibi iki kaliteli ve ideal bek oyuncusu bulunuyor. İlerleyen yaşına rağmen fark yaratan Roberto Carlos, Honved karşısında takımı 1-0 üstünlüğe taşıyan muhteşem golü atarken sakatlandı. 2 hafta olarak açıklanan iyileşme süreci umarım Sevilla maçından sonraki iki hafta kadar uzun olmaz.

Güiza Farklı

Geçen sezon 14 milyon euro bonservis ödenerek transfer edilen ve toplamda 14 gol atan Güiza son haftalarda açılsa da camiada büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Daum geldiği günden beri onu yücelten açıklamalar yapıyor. Kimileri Daum'un Güiza'yı pazarlamak için bu ifadeleri kullandığını düşünse de Daum onu bir Avrupa Kupası maçında oynatarak açıklamalarında daha samimi olduğu izlenimini verdi. Zira onu transfer edecek takım Ocak ayına kadar Avrupa Kupaları'nda ondan faydalanamayacağı için transfer edilme ihtimali düştü.

Diğer taraftan Güiza topu alıp savunma oyuncularını bir bir çalımlayıp, uzaktan sert ve isabetli şutlarla rakip kaleyi bombardımana tutacak bir oyuncu değil. Güiza yetenekleri daha kısıtlı ama mücadeleci, fırsatçı, uçan ve kaçan türünden bir futbolcu olduğu için Daum'un hücum presi yapan ve bol pozisyon bulan takımında geçen sene olduğundan daha faydalı olabilecek bir oyuncu. Aslında bu tarz bazı özellikleriyle sürekli "upgrade" edilmeye çalışılan yetenekleri kısıtlı ama canla başla mücadele eden, yırtıcı santrafor Nobre'yi anımsatıyor. Aralarındaki fark birisi Fenerbahçe'ye sıfır maliyetle gelirken diğer tarihte ödediğimiz en yüksek bonservis bedellerinden birine maloldu. Ama oyunun rakip kaleye yakın oynandığı bir takımda, ceza sahasında daha çok topla buluşan bir Güiza takipçiliğiyle rakip savunmaların başına bela olabilir.

50-60 dakikalık bölümde arzulu oyunuyla umut verse de Fenerbahçe henüz hazır değil. Ancak umut verici olan geçen sezon sıkıntısını bolca yaşadığımız alternatifsiz orta saha yerini Mehmet Topuz, Özer, Deniz gibi oyuncuların yedek kaldığı kadro derinliğine bıraktı. Ayrıca gerekli bölgelere yapılan Cristian ve Andre Santos transferleriyle eksikler olabildiğince kapatıldı. Savunmada verilen pozisyonlar ve son yabancı kontenjanının ne olacağının halen netlik kazanmaması soru işaretleri. Onlar da takımın birlikte oynamaya alışmasıyla zamanla ortadan kalkacaktır. İnşallah bu uyum sürecini kısa zamanda atlatıp ligde özlediğimiz şampiyonluğa, Avrupa'da da gidebildiğimiz yere kadar gideriz.

Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır.