02.08.2009
Beşiktaş 0-2 Fenerbahçe
Alex küçük takımlara karşı çok acımasız.
Daum Kupayla Döndü
"Fenerbahçe ne Türkiye Kupası'nı kazandı ne şampiyon oldu, burada ne işleri var?". "Süper Kupa maç
oynanmadan Beşiktaş'a verilmeli". Bu laubali cümleler Beşiktaş camiasının yöneticilerinden taraftarına kadar herkesin diline dolanan cümlelerdi. Rakibimiz
bu tarz muhabbetlerle kendini tatmin ederken Fenerbahçe rakibine saygıda kusur etmeyen ve işini yapıp Süper Kupa'yı hakkıyla müzesine
götüren taraf oldu.
Şüphesiz rakip takım cephesinde dillerden düşmeyen bu aşağılayıcı ifadeler bedavadan şampiyonluklarla yıldız takmayı veya Nobre'yi Türkiye'de 3 yılını tamamlamadan
bakan oğlu kontenjanından Türk yapmayı içine sindiren bir takımdan beklenendi.
Rakibe yönelik bu ifadelerin yanı sıra Beşiktaş İspanya'da düzenlenen Barış Kupası'na katıldığı için federasyondan sezon başında tarihi belirlenen bir maçın
ertelenmesini isteyecek kadar çıkarcı olabiliyordu. Zira söz konusu kupaya önce Fenerbahçe çağırılmıştı. Yönetimimiz turnuvanın hem Avrupa Ligi maçlarının arasına
denk gelmesi, hem de final maçının Süper Kupa'yla çakışması nedeniyle daveti geri çevirmişti. Organizasyon yetkilileri bizim yerimize Beşiktaş'ı çağırınca Beşiktaş
bu çakışan fikstüre rağmen turnuvaya katılmayı kabul etmişti. Üstüne üstlük federasyondan Süper Kupa'yı ileri bir tarihe ertelemesini talep ederek utanmazlıkta
sınır tanımadıklarını gözler önüne serdiler. "Bizim turnuvamız var, ucunda da para var, bu maçı erteleyelim" diyerek adeta federasyondan para dilendiler. Bu kadar
yaygaradan sonra Beşiktaş'ın Fenerbahçe karşısına PAF takımla çıkarız muhabbetlerine girmelerini bekledik ancak ne Barış Kupası'nda finale çıkabilecek bir takım ne
de ona cesaret edebilecek yürek bulunabildi.
•
•KENDİ
YORUMUNU GÖNDER!
Tokat Geliyor
İşte maça bu havada hazırlanan bir Beşiktaş vardı. Geçen sezon aldığı iki kupayla kendisini Türkiye'nin üstünde görmeye başlayanların yerini bildirip en azından
Avrupa'da yeni sekizlik destanlar yazmalarının önüne geçmek amacıyla bizim de göstereceklerimiz vardı şüphesiz. Beşiktaş bu kibirle ve geçen senenin iskeletini
koruyan bir takım olarak maça özgüvenli ve hızlı başladı. Fenerbahçe savunmasında yardımlaşmalarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle Beşiktaş yaptığı ikiye bir
paslaşmalarla çok rahat pozisyonlar buldu. Ancak bu hızlı başlangıç gol getirmeyince dakikalar ilerledikçe sıcak havanın da etkisiyle Beşiktaş'ın temposu düştü.
İlk dakikalarda karşılık veremeyen Fenerbahçe ilk yarının ortalarından itibaren özellikle kontra ataklarla rakip kalede tehlikeli oldu. Güiza'nın yaptığı koşularla
Beşiktaş kalesinde pozisyonlar bulan Fenerbahçe Güiza'nın hazırladığı pozisyonda Alex ile karşı karşıya pozisyondan yararlanamadı. Yine Alex ilk yarının sonlarında
Vederson'un ortasına dokunamayınca kendi ağlarla buluşurken topu yanına alamadı.
Sessiz ve Derinden
Birçok yeni transfer ve kabus gibi geçen bir sezonun ardından gelen yeni teknik direktörle takımın bir anda şahlanması beklenemez. Fenerbahçe de başta savunma
kurgusundaki zaaflar nedeniyle zaman zaman aksadı. Ancak bunu bilerek oynanamız bizi bir adım öne taşıdı. Fenerbahçemiz sezonu kupayla açmak için ayağını yere
sağlam basan ve dakikalar ilerledikçe artan rakibin hatalarından faydalanmaya çalışan bir yapıdaydı. Hata kollayan Fenerbahçe'nin imdadına Beşiktaş barajında
ikinci kaleciliğe soyunan Sivok'un ceza sahası içinde yaptığı elle müdahale yetişti. Alex'in Rüştü'yü ters köşeye yatırmasının ardından daha rahat oynamaya başladık.
Deivid ile farkı ikiye çıkarıp maç boyunca Beşiktaş sempatizanı olduğunu adeta bağıran FOX spikerini susturma şansını teptik ama uzatmalarda Güiza'nın müthiş
ortasına Alex'in yaptığı mükemmel kafa vuruşu Beşiktaş'a 2 gollü tarifeyi tekrarladı.
4'üncü kez düzenlenen Süper Kupa'yı iki kez kazanarak en çok kazanan takım olan Fenerbahçemiz için Beşiktaş karşısında alınan bu galibiyet özgüven ve moral kazanmak
açısından önemliydi. Şimdi Macaristan'dan turla dönüp lige de güzel bir başlangıç yapmaya çalışacağız.
Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™