24.08.2009
Bize Atılan Taş Gol Yağdırır

Diyarbakırspor 1-3 Fenerbahçe

Avrupa Ligi playoff turu ilk maçında Sion deplasmanındaydık. Gol kaçırma rekoru kırdığımız maçta Andre Santos ve Kazım'ın golleriyle elde ettiğimiz 2-0'lık galibiyetle tur için avantajlı bir skor elde edip lige döndük. Perşembe günü oynanan bu maç nedeniyle Diyarbakırspor maçı Pazartesi gününe alınmıştı. Hafta sonu oynanan maçlarda Beşiktaş Gençlerbirliği'yle deplasmanda golsüz berabere kalırken Galatasaray içerdeki Kayserispor maçını 4-1 kazanarak maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu.

Cimbom kıvama geliyor...

Kayserispor karşısında Galatasaray'ı 90 dakika izleme şansı buldum. Galatasaray renktaşı karşısında pozisyon bulmakta güçlük çekerken rakip savunmanın bir duran topta adam paylaşımındaki hatası nedeniyle bedavadan bir golle öne geçti. İlk 15 dakikalık bölümde hiçbir varlık gösteremeyen Galatasaray bulduğu bu golle rahatladı. Kayserispor'un ise işi zorlaştı. İlk golde yaptıkları hatayı Makukula'nın kornerden attığı golde telafi ettikten sonra maçın ortada geçeceğini düşünürken Makukula fazla geçmeden kornerden gelen topu bu sefer kendi ağlarına göndererek takımının devreyi geride kapatmasına neden oldu. Gole sebep olan kornerin aut olması da hakem ve Makukula imzalı bir ikramı işaret ediyordu. Tıpkı Denizlispor maçının ilk yarısının son anlarında ceza sahasında topa elini uzatan Caner gibi Kayserisporlu Makukula vasıtasıyla yapılan ikramı Galatasaray geri çevirmedi. Neticede iki maçı da 4-1'lik skorla geçti. Galatasaray'ın ikinci yarıda Elano'nun ayağında bulduğu müthiş gol de Galatasaraylıları iyice keyiflendirdi.

Gökhan topu çizgiden çıkarıp karşı kaleye bıraktı...

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!

Kazım kendine geliyor.

Allah Emre'yi nazardan korusun.

Galatasaray'ın her transferini dünyada yılın transferi statüsüne koymakta bir numara olan değerli basınımız Elano'nun bu golüyle zaten havalarda olan Galatasaray camiasını iyice uçurmuş vaziyette. Rakibini skorlardan takip eden bazı Fenerbahçeliler de sonuçlara bakınca oluşan havanın yapaylığını kavramakta güçlük çekiyorlar. Ama bu hava Fenerbahçemiz'in işine yarayacaktır. Zira Galatasaray Kadıköy'e pota takma niyetiyle gelince maçlar daha bir zevkli oluyor...

Fenerbahçe cephesinde sakatlıklar şimdiden sıkıntı vermeye başlasa da artan kadro derinliği sayesinde şu ana kadar herhangi bir kayıp yaşamadık. Özellikle iki haftadır Alex'in yokluğunda belli bölümlerde istediğimiz futbolu oynayıp, galip gelmek için yeterli olacak pozisyonları buluyor olmamız mutluluk verici. Alex, Deniz, Deivid ve Mehmet Topuz'un adale sakatlıkları nedeniyle takımdan uzak kaldıkları haftada Diyabakırspor karşısına Volkan, Gökhan-Lugano-Bilica-Carlos, Kazım-Cristian-Emre-Santos, Semih-Güiza ilk 11'iyle çıktık.

Çağdışı Futbol

Karşılaşmanın ilk yarım saatlik bölümü Fenerbahçemiz açısından kabus gibi geçti. Ziya Doğan'ın daha önce çalıştırdığı takımlardan alıştığımız tam sahada adam adama savunma yaptıran çağdışı futbol anlayışı son zamanlarda gördüğüm en acemi hakem performansını sergileyen Suat Arslanboğa'nın sertliğin dozunu kaçırması nedeniyle zıvanadan çıktı. Kötü bir zeminde oynanan karşılaşmanın bir de tekmeler eşliğinde seyretmesi üç pas üst üste yapmayı zorlaştırdı. Fenerbahçeli futbolcular rakiplerinden kendilerini kurtarabildikleri sürece rakip sahada geniş boşluklar buldular. Bu boşluklar da Ziya Doğan'ın savunma anlayışının bir ürünü olarak Diyarbakırspor'a çok daha pahalıya patlayabilecekken futbolcularımızın sertlik karşısında dakikalar ilerledikçe geri adım atmalarıyla bize patladı. Defanstaki bir anlaşmazlık neticesinde komik bir gol yiyerek yenik duruma düştük. Diyarbakırspor'un bu dakikaya kadar gösterdiği oyuna bakınca takımın geri dönüşü yapacağına inanmak daha kolay oldu. Bu düşünce Gökhan Gönül'ün çizgiden çıkardığı topun ardından takımda başlayan silkinmeyle iyice pekişti. Nitekim devreyi kapatmadan geçtiğimiz sezondan beri iyi yapmaya başladığımız tek pas futbolunun bir ürünü olan çok güzel bir golle, Gökhan Gönül'ün orta şut karışımı vuruşuyla beraberliği sağladık.

Dişe Diş

Bu golün ardından Diyarbakır tribünleri çirkinleşmeye başladı. Hakemin sahada artmasına izin verdiği sertlik adeta tribünlere de yansıyor ve nedeni bilinmeyen bu nefret sahaya atılan şişe, çakmak ve taş parçalarında vücut buluyordu. Futbolcularımız tekmelerden şikayet edip hakemle veya rakiple uğraşmanın hiçbir getirisi olmayacağını hatta aksine galeyana gelmeye hazır olan tribünleri hareketlendirdiğini farkedince işin seyri değişti. Sahada daha sakin olmaya başlayan takımımız ikinci yarının başında tribünden atılan maddeler nedeniyle bir süre duran oyunun tekrar başlamasıyla gole gitti. Günün başarılı isimlerinden Emre'nin pasını sağ çaprazdan ceza sahasına girerken sert bir vuruşla gole çeviren Kazım'la öne geçtik. Bu golün ardından çözülen Diyarbakır karşısında üst üste pozisyonlara giren takımımızın Semih ile gole yaklaştı. Önce bir topu direkten sönen Semih'in ceza sahasında düşürülmesiyle kazandığımız penaltıyı yine Semih gole çevirdi ve durum 3-1 oldu. Bu dakikadan sonra Kazım'ın da bir topu direkten dönünce liderlik koltuğunu gol fazlasıyla Galatasaray'a bırakmış olduk.


Bu maça kadar hiç geriye düşmemiş olan takımımız ilk kez yaşadığı bu durumun üstesinden başarıyla geldi. Neticede oyun içinde hamle yapabilme özelliğimizi de göstermiş olduk. Takım içinde halen aksayan unsurlar ve soru işaretleri var. Sakatlıklar ve savunma uyumu bunların başında yer alıyor. Diğer taraftan geçen sezon yeterince faydalanamadığımız Kazım, Emre, Güiza gibi oyuncuların yükselen formu, takımın hücum futbolunu beklerinin de katkısıyla kısa sürede mükemmel olmasa da iyi bir seviyeye taşıması umut veriyor. Organize hücumlarla bulduğumuz tekrarlanabilen goller ve girdiğimiz gol pozisyonları takım çalışmasının ürünleri. İnşallah oyunumuzu daha ileriye taşıyarak bu hafta Galatasaray'a bıraktığımız emaneti en kısa zamanda bir daha geri vermemek üzere alırız.

Copyright © 2008 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır.