18.10.2010
Dev Uyanıyor

Konyaspor 1-4 Fenerbahçe

Sezon başından beri iki ileri, bir geri giden futbol takımımız, milli takım arası verilmeden önce aldığı iki galibiyetle kapanışı güzel yapmıştı. Aranın ardından açılışı Konya deplasmanında yaptık. Camianın hafta açılırken Galatasaray maçı öncesi moral bulma hedefiyle yaklaştığı maç 8'inci haftanın diğer maçlarında Bursaspor, Beşiktaş ve Galatasaray'ın puanlar kaybetmeleri neticesinde farklı bir anlam kazandı. Zira alınacak bir galibiyet 4'üncü haftanın sonunda ligde 9'uncu sıraya kadar gerileyip şampiyonluk yarışındaki bütün rakiplerine geçilen Fenerbahçemiz'i son 4 haftada aldığı 10 puanla ilk 4'e; lider Bursaspor'un 4 puan gerisine yerleştirebilirdi.

Güçleniyoruz

Milli maç arasında Niang ve Alex'in sakatlık haberleri hepimizi endişelendirdi. Niang kısa sürede oynayacak durumu gelse de, Alex Konya'ya gidemedi. Bu durum takımın Alex'in yokluğunda yapabileceklerini ve eldeki alternatifleri görebilmek için önemli bir fırsattı. Maça Volkan, Gökhan-Lugano-Yobo-Caner, Dia-Mehmet-Özer-Emre-Stoch, Niang ilk 11'iyle başlayan Fenerbahçemiz ilk haftalardaki benzer denemelerin aksine topa daha hakim gözüktü. Savunmadaki aksaklıklar devam etse de hücumda daha aklı başında, düzenli ve sabırlıydık. Bunda takımın haftalar ilerledikçe yükselen kondüsyonunun payı olduğunu düşünüyorum.

Açılışı Emre yaptı.

KENDİ YORUMUNU GÖNDER!


"Birinci ve öncelikli durum Alex'in tekrar sağlığını kazanmasıdır."

Pozisyonlar aldatmasın, Yobo alışıyor...


Sezon başında takımın fiziksel açıdan yerlerde süründüğü dönemde alınan kötü sonuçları Alex'in sahadaki varlığına bağlamak ne kadar yanlışsa, Konyaspor maçında ortaya konan olumlu gelişmeleri Alex'in olmamasına yormak o derece hatalıdır. Alex'i bir forvet oyuncusu olarak kabul etmemiz gerekiyor. Kaptanın yerine Konyaspor maçında Özer Hurmacı forma şansı buldu. Ancak henüz 15 dakika geçmeden Konyaspor'un sert futbol anlayışına kurban gitti. Daha önce kırılan tarak kemiğine aldığı darbeyle oyun dışında kalan Özer'in yerine Semih oyuna dahil oldu. Bu şablonda Semih Alex'in rolüne daha yatkın bir oyuncu oldu haliyle. Ancak altı çizilmesi gereken önemli bir nokta maç içerisinde Niang, Semih, Dia ve Stoch 4'lüsüyle uzun süre mücadele etmemize rağmen Konyaspor karşısında orta saha hakimiyeti konusunda hiçbir sıkıntı çekmedik. Bunda orta sahanın ortasında görev alan Mehmet Topuz ve Emre'nin üstün gayretleri, Semih, Dia ve Stoch'un yardımları, takımın oyunu daha dar bir alanda oynayıp daha az yorulması ve muhtemelen de haftalar ilerledikçe futbolcularımızın form tutmaları yatıyor.

Hücumdaki hareketlilik ve kaybedildiğinden endişe ettiğimiz topa sahip olan takım kimliği, maçı beklediğimizden kolay bir hale soktu. Normalde rakip kaleye fazla yaklaşmayan Emre'nin Niang ve Semih'e yakın oynaması, Dia ve Stoch gibi forvet oyuncularının da kanatlardan verdiği destek hücumdaki alternatifleri arttırdı. Emre ceza sahasına verkaçlarla girip şık bir golle takımını öne geçirdi. Fenerbahçe kalesine dürbünle bakan Konyaspor'un cevabının hemen gelmesi savunmayla ilgili ilk soru işaretiydi. Ancak Dia'nın sağdan getirdiği topu penaltı noktası civarından gole çeviren Genç Semih yenilen golün takım üzerinde etki bırakmasına fırsat vermeden skoru Fenerbahçemiz lehine çevirdi, 1-2. Stoch seri paslaşmalarla ceza sahasını zorladı. İlk denemesinde kaleciyi geçemeyen Slovak futbolcu ikincide golü bularak devre bitmeden maçı bitirdi.

İkinci yarının başından itibaren tıpkı az önceki cümlede benim ifade ettiğim gibi düşünen futbolcularımız hücumda keyif aldıklarını belli ederek oynasalar da savunmada Konyaspor'un oyuna ortak olmasını sağlayacak pozisyonlar verdiler. 64'te Emre'nin kullandığı duran top organizasyonunda kaleye doğru süzülen topla hem saçlarını tarayan, hem de topa tam köşeye gidecek kadar temas eden Lugano Konyaspor'un ipini çekti.

Maç başına 3 gol ortalamayla çizilen parlak görüntünün yanında kalemizde gördüğümüz 11 gol üzerinde durulması gereken en önemli husus. Hücumdaki iştah ve hareketliliği koruyup orta sahada ve savunmada yardımlaşarak çok daha iyi bir konuma gelebiliriz.


Aykut Hoca için sancılı haftaların geride kalmış olmasını ümit ediyorum. Takımın oyunundaki olumlu gelişmeleri görmek hem camianın, hem de takımın özgüveni için gerekli. Ancak şimdi önümüzde ciddi bir sınav var. 4 puan gerimizde 9'uncu sırada yer alan Galatasaray çalkantılı günler geçiriyor. Bizde ise üst üste gelen galibiyetlerin getirdiği iyimser bir hava hakim. Unutmamak gerekir ki, halen liderin 4 puan gerisindeyiz. Lige yapılan berbat giriş ve kaybedilen puanların ardından alınan galibiyetler aslında sadece bize havlu atmak üzereyken nefes aldırdı. Ligdeki durumumuz halen çok hassas. Avrupa Kupası'ndaki kader maçlarındaki rakiplere ve geride kalan 8 haftada Trabzonspor, Kayserispor, Beşiktaş gibi üst sıraları hedefleyen hiçbir takıma diş geçirememiş olmamız Galatasaray maçında ispatlanması gereken bir husus daha çıkarıyor ortaya. Son 5 yılda derbilere ambargo koyan Fenerbahçemiz'in sancılı dönemi geride bıraktığını ispat etmenin zamanıdır.

Copyright © 2010 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır.