ARŞİVDEN SON HABERLER: Fenerbahçe 2-1 Trabzonspor, B.B.Ankaraspor 0-1 Fenerbahçe, Fenerbahçe 5-4 Denizlispor www.fenerbahceliyiz.biz


07.05.2005
Diyar Diyar Geziyor, İki Kupaya Gidiyoruz...
Diyarbakırspor 0-2 Fenerbahçe
Ümit Özat ve Luciano'nun kart cezaları, Anelka ve Servet'in sakatlıkları nedeniyle 4 eksikle çıktığımız Diyarbakırspor karşılaşmasında çok iyi bir oyunla 3 puanı almayı başardık. Trabzonspor maçının ardından yapılan anlamsız tartışmalar ve yürüyüşlerle, Trabzonspor'un mazlum, Fenerbahçe'nin zalim takım ilan edilmesiyle ve bunca palavranın basında ilgi görmesiyle Trabzonspor'un kendini Fenerbahçe'nin muhattabı sandığı günleri yaşadık.

Karşılaşma da bu "duygu yüklü" haftanın ardından Yunus Yıldırım'ın yönetiminde oynandı. Neyse ki Yunus Yıldırım her iki takım için de skora etki edecek bir yanılgı da bulunmadı da Türkiye daha büyük tartışmaların içine sürüklenmedi. Bizim aleyhimize yapılanları bir kenara bırakıyoruz kaşla göz arasında, aman yanlış bir karar neticesinde gol olmasın vs. diyerek izlemeye başladık maçları. Abartıp ofsayttan gol yiyelim de sussunlar diyenler bile var. Vıdı vıdı, bütün hafta başımızın etini yiyen, reklam peşindeki üç beş kişi bu noktaya getirdi olayları. Diğer taraftan da futbolcularımız tekme ve tokat kombinasyonlarıyla ilgilenirken, rakipten gelen paslarla bizim oyuncularımız ofsayta düşerken, Diyarbakırspor seyircisi sahalarını kapatmak için elinden geleni ardına koymaz iken, lehine yapılan hatalardan oluşan asırlık dizileri yeni bölümleriyle "beğeniyle" takip edilen kulüpçükler hala inlerindeki yerlerini almış değiller.


Serhat Anelka'nın yokluğunu hissettirmedi.
KENDİ YORUMUNU EKLE!


Serkan hücumdaki katkısının yanı sıra savunmada da kritik müdahelelerde bulundu.


Alex: "Dayak yemek zevkli değil".


Kaptan Tuncay sonunda golünü attı.


Chritoph Daum, Fenerbahçe ve Türk futbolu için bir değerdir.
Bu artistlere daha fazla reyting yaptırmadan Diyarbakırspor karşısındaki haklı ve rahat galibiyetimize değinelim. Bu arada hesaplarımızı toparlayıp gelecekte yapılabilecek potansiyel yürüyüş parkurumuzu belirlemekte de fayda var. Tabi yapılacak atraksiyonun açıklaması ofsayt verdiler koştuk, taç verdiler yürüyelim gibi deniz ürünlerinin beyinlerinden nadide örnekler sunan türden olmayacak. Çünkü biz çok doluyuz, Fenerbahçeli'nin sabrı taşarsa Türkiye ayağa kalkar.

Futbolcularımız ve performansları:

Eksiklerimiz, Diyarbakırspor karşısındaki ilk onbirimizi az çok şekillendirdi. Rüştü, Serkan-Deniz-Önder-Mahmut, Serhat-Aurelio-Selçuk-Serhat, Alex ve Nobre'den oluşan kadromuzda Deniz'in durumu şüpheliydi. Ancak son haftaların başarılı ismi oynadı ve yine başarılı bir grafik çizdi. Son haftalardaki Önder-Deniz savunma ikilisi savunma görevlerini tam anlamıyla yerine getiriyorlar. Servet-Luciano ikilisinden özellikle Luciano'nun eksikliği savunmadan oyun kurmakta bizi biraz zorladı. Ama Deniz ve Önder savunmada çok gayretli ve sade oyunlarıyla alkışı hakediyorlar. Aynı şekilde gördüğü sarı kartla Ankaragücü maçında cezalı düşen Serkan son hamleleri rakibin seri oyuncularını kendi görev alanı içerisinde çaresiz bırakmasıyla takımımızın son haftalardaki diğer başarılı ismi oldu. Bugün de çizgiden tam zamanında çıkardığı top ve çok kritik iki üç müdahelesiyle özverisini gösterdi.

Aurelio ve Selçuk ortasahadaki görevlerine çok alıştılar ve işlerini de çok düzgün yapıyorlar. Özellikle Selçuk'un futbolundaki olgunlaşma Ersun Yanal'ın da gözünden kaçmaz umarım. Anelka'nın yokluğunda sağ kanatta forma şansı bulan Serhat harika hareketlerle getirdiği topla 2. golümüzü hazırladı. Ayrıca maç ın genelinde sağdan çizgiye ve içeriye yaptığı bindirmelerle rakip savunmayı zorladı. Lafın özeti bize Anelka'nın yokluğunu hissettirmedi. Tuncay bir ara düşen mücadele hırsını gelen kaptanlık bandıyla beraber tekrar gösteriyor. Bugün de uzun zamandır hasret kaldığı golü Alex'in ortasıyla buldu. Oyun içinde halen çok basit hatalar yapıyor olsa da o mücadelesinden ödün vermediği sürece Fenerbahçe taraftarının gönlünde olacaktır. Çünkü biz onu attığı goller veya yaptığı asistlerden ziyade sahada kendini parçalamasıyla sevdik.

Alex ve Nobre için dayak yemeye devam ediyorlar desek yanlış olmaz sanırım. Yunus Yıldırım diğer birçok hakem gibi Alex ve Nobre'ye yapılan müdaheleleri göremedi. Bugün attığı golle takımımızı rahatlatan Nobre'nin haklı olduğuna inansam da hakemlerin yanlış kararları ardından itirazlarının sıklaşması dikkat edilmesi gereken bir konu. Nobre bizim için çok önemli bir oyuncu ve bu itirazlar da rakiplerin ve hakemlerin ekmeğine yağ sürebilir. Onun için dikkatli olmakta fayda var.

Anti-Fenerbahçelilik Aşkı Maç içinde televizyondan da gösterilenlere benzer pek çok görüntüye şahit oluyoruz birçok deplasman maçında. Karadeniz deplasmanlarında ölümlerden dönen kafilelerimiz, tribünlerde taşlanan taraftarlarımıza bu insanların duyduğu kinin hiçbir mantıklı açıklaması yok. Hafta arasında da hakkıyla şampiyon olan Beşiktaş bayan basketbol takımı, insanlık dışı hareketleriyle kupanın içine eden grubun hayvanlıklarının gölgesinde kupa kaldırmak zorunda kaldı. İşte son olarak da Diyarbakır maçını izleyen taraftarlar, çevre binalardan gelen yabancı malzemelerle onlarca yaralıyla maçı tamamlayabildi. Hangi fairplayden bahsediyorsunuz? Fenerbahçe camiası sessiz kalıyorsa bu, ezilmesinin sevap olduğu anlamına gelmez. Kadıköy'de pankart açanları tesbit etmek için köşe bucak araştırma yapılacağına "futbol terörü nasıl yapılır?" dersi verenlerin kapısını çalmak aklıselim davranış örneği olacaktır.

Neden Daum'un üstüne gidiliyor

Maç gidişati Fenerbahçe galibiyetini gösteriyordu. Golü de ilk yarıda bulmamız vesilesiyle nisbeten rahat bir maç izledik. Ama taraftarlarımızın oyuncu değişikliğine karşı ileri düzeyde bir bağımlılık seziyorum. Ben Christoph Daum'da oyuncu değişikliğinin ihtiyaç üzerine yapılacağı düşüncesinin hakim olduğunu görüyorum. Eğer oyuna bir müdahele etmek gerekiyorsa, takıma "maçı kazanmamız lazım" mesajı verilmek isteniyorsa, defansif veya ofansif anlamda bir fark yaratılmak isteniyorsa veya bir sakatlık varsa Christoph Daum oyuncu değişikliğine gidiyor. Bence bunun üzerinde çok fazla durmaya gerek yok. Her maç gerek tv başında gerek statta "hala değiştirmedi" tarzı muhabbetlere rastladığımız için değinmek istedim. Christoph Daum'a saygı duymak durumundayız, katılmadığımız her hareketinde "bu adam bu işi bilmiyor"'a getirirsek bize teknik direktör dayanmaz.

Fenerbahçe'nin Daum'la geldiği nokta ortada, kimse Alex var Anelka var diye konuşmasın. Son yıllarda Fenerbahçe'nin başına geçip en düşük transfer bedelleriyle en başarılı olan teknik direktördür Chrsitoph Daum. Fabio Luciano, Nobre, Aurelio gibi adamlar için bugün "yıldızlar topluluğu" nun bir parçası diye bahsediliyorsa, Tomas gibi bir oyuncudan vazgeçilebiliyorsa bu teknik direktörümüzün yabancı oyunculardaki seçimlerinin fiyat/performans isabet oranının yüksekliğini gösterir. Aynı şekilde geleceğin yıldızı diye Fenerbahçe'ye gelen sporcular bir iki sene zor dayanıp Anadolu takımlarında bir daha parlamamak üzere kaybolurken, Christoph Daum'un elindeki Tuncay, Servet, Ümit, Önder, Deniz, Selçuk, Mahmut ve Serkan gibi Türk oyuncular kısa sürelerde futbollarına çok değerli artılar kattılar. Bugünlerde de Önder'in milli takıma dahil edilebilmesi için çalışmalar yürütüyor Ersun Yanal ve ekibi. Diyeceğim o ki Christoph Daum, sadece Fenerbahçe değil Türk Futbolu için önemli bir değer. "Futbolcu değirmeni" diye bahsedilen Fenerbahçe ise bugün Türk futbolunun lokomotifi.

Fenerbahçe camiası da basının hangi kesiminden olursa olsun teknik direktörüne karşı yapılan "haksız" eleştirilere dur diyebilmeli. Tabi ki tercihlerin doğruluğu futbolda her zaman değişir, onun için yanlışlar da olacaktır. Ancak Daum'un Fenerbahçe'de oturttuğu düzen ve sürekli üstüne birşeyler kattığı futbolcularımız Fenerbahçe'ye çok büyük başarılar getirecektir. Bu başarı kupa olmasa bile başarıda istikrarın yakalanması herkesin memnuniyetle karşılayacağı bir seviye olmalı. Ligin sonları yaklaşırken, yönetimimiz de Daum'la tekrar anlaşmayı düşünürken anlaşmanın henüz uzatılmamasını fırsat bilip ağızlarının suyu akan kalmeşörlere aldanmamakta fayda var.

Sonuç itibarıyla hafta arasında oynanacak Galatasaray maçı öncesi ve ligde de son 3 haftaya girilirken deplasmandan alınan 3 puanın Fenerbahçemize hayırlı uğurlu, Trabzon camiasına da kullanışlı bir emzik olması dileğiyle. İki kupayı da almadan önce ağlamaların artması endişelerin de arttığını gösteriyor gelecek açısından. Bu endişeleri yaşayanlar açık tabi. Fenerbahçe'nin iki kupayı da alma ihtimalini "sevmeyenler"'in ümitsiz hıçkırıklarının da 1 hafta içerisinde duyulacağını tahmin ediyorum. İnşallah Çarşamba günü ilk adımı 22 yıllık Türkiye Kupası hasretimize son vererek atacağız. Haftasonu da Ankaragücü deplasmanında Allah'ın izniyle 3 puanı alırken ekranın sağ alt köşesinde Gençlerbirliği'nden mutlu haberleri anında takip ediyor olacağız.

Arzu ediyorum ki, tezahüratta bahsedildiği gibi takımımız bu sezon Kadıköy'deki son buluşmamıza iki kupayla gelerek, canını vermeye hazır taraftarıyla kucaklaşacak.



Copyright © 2005 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™