ARŞİVDEN SON HABERLER: Fenerbahçe 3-0 PSV Eindhoven, Fenerbahçe 3-0 Kayserispor, Beşiktaş 1-2 Fenerbahçe www.fenerbahceliyiz.biz


01.10.2005
Sevinemedik...
Konyaspor 2-4 Fenerbahçe
PSV galibiyetinin zafer sarhoşluğunun üzerine gelen Konyaspor deplasmanı kalan en sıkıntılı 4-5 deplasman maçından biriydi. Turkcell Süper Ligi'nde 5 haftadır puan kaybetmeyen takımımız PSV rehavetiyle çıktığı Konyaspor deplasmanında maalesef yenik duruma düştü. Futbolcularımız ilk yarıdaki 2-0'lık sonucu ortaya koydukları futbolla hakettiler demekte fayda var. Teknik Direktör Cristoph Daum, PSV maçının 11'inde hiçbir değişikliğe gitmeden sürdüğü kadronun(Volkan,Serkan-Önder-Luciano-Ümit,Aurelio-Selçuk-Appiah,Alex,Anelka-Nobre) sahada beklenmedik şekilde kötü bir görüntü vermesi futbolcuların konsantrasyon eksikliğinden başka hiçbir şekilde açıklanamaz.

Konya dişli çıktı

İlk yarıda eski Fenerbahçeli futbolcular Ceyhun ve Hacı Murat'ın güzel golleriyle öne geçen Konya karşısında gole kadar üstünlüğümüzü kuramadık. Konya ortasaha ve savunmada çok iyi organize olmuştu. Hızlı hücum denemelerimize geriye hızlı dönerek müsaade etmeyen Konya'ya karşı kısa paslarla oyun kurarak hücumlar geliştirmeye kalkınca yaptığımız her pas hatası ileride kurulan savunmamıza karşı Murat, Ceyhun ve Belal'in etkili koşularına asist niteliğinde oldu.

Anelka keşke hakeme yardımcı olsaydı da, kaybedilen puan olsaydı.
KENDİ YORUMUNU EKLE!


Olcan fitili ateşledi.


Nobre kapalı savunmalara karşı ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gösterdi.


Daum yaptığı hamlelerle önce kendi futbolcularını, sonra rakibi çözdü.

Neticede ilk yarıyı boynumuz bükük vaziyette kapadık. Daum, soyunma odasında sahadaki 11'e son bir şans vermiş olmalı ki, ikinci yarıya aynı 11'le başladık. Ancak takımımızda beklenen kıpırdanma gerçekleşmeyince Daum sahadaki futbolculara bu maçı kazanmaları gerektiği mesajını verecek değişiklikler yaparak, risk alarak oyunu Konyaspor yarı sahasına yıkmayı başardı.

Daum, değişkliklerle hayat verdi

Serkan Balcı'nın yerine giren Mehmet Appiah'ın defansif desteğiyle sağ kanadı boylamasına kontrol etmeye başladı. 57'de Selçuk'un yerine oyuna dahil olan Olcan kaptan Ümit'in yalnız kaldığı sol kanada dinamizm getirdi. Göbeği kalabalık olarak savunan Konyaspor karşısında bu kanat etkiliğine ihtiyacımız vardı, özellikle de yenik duruma düştükten sonra.

Özgüç Türkalp ve Cemal Gemici'nin maçtan kopuşu

Fenerbahçe tüm baskısıyla Konyaspor kalesinde etkili olurken Mehmet'in ayağından gelen ortaya yükselen Anelka'nın topu, kaleci Özden'e faul yaparak ağlarla buluşturduğunu süzemeyen Özgüç Türkalp ve yardımcısı Cemal Gemici golün ardından çözülen Konyaspor'a karşı kalan sürede aldığımız 4-2'lik galibiyete gölge düşürdüler.

Açıkçası böyle bir golle galip geldiğimize sevinemedim. Acemi hakem ikilisinin bir anlık gafletiyle katledilen bir maç vardı sahada. 73. dakikadan sonra çorap söküğü gibi gelen, yaptığı yanlışı toparlama endişesi içindeki bir hakem ekibinin, farkı sadece 1'e indiren bir gol neticesinde isyan bayrağını açan, maçı tamamıyla bırakan Konyaspor futbolcularının karşısında gelen 4 gole rağmen sevinç çığlıkları atamadığımız bir maç olduğunu itiraf etmeliyim. Konyaspor'un durumuna kendimizi koyduğumuzda itirazlarına da hak vermemek mümkün değil, ancak halen süren skor üstünlüklerini korumak için hiçbir gayret göstermediklerini kabul etmek lazım.

Anelka'nın tartışmalı golünün ardından çok net pozisyonlar olmadığı müddetçe hakem Özgüç Türkalp'in Fenerbahçe galibiyetine müsaade etmeyeceğini düşünüyordum, nitekim golün ardından baskısını sürdüren takımımızın Anelka'yla bir penaltısını es geçip, maçın olay pozisyonundaki hatanın baş mimarı Cemal Gemici'nin yine Anelka'nın bir pozisyonunda ofsayt bayrağını şuursuzca kaldırması Özgüç Türkalp ve Cemal Gemici'nin maçın kontrolünden ne kadar uzak olduklarını gösteriyordu. Nitekim hakemlerin hatalarını telafi edip maçı 2-1 Konya üstünlüğüyle bağlamalarını engelleyen Konyasporlu futbolcularında yardımıyla gelen 3 net gol pozisyonu oldu. Nobre'nin duran toplardan gelen iki kafa golü yine Konyaspor savunmasının inatla isyan bayrağını dalgalandırmasının ürünüydü. Anelka'nın golü de maça net skorlu galibiyet havası katan son darbe oldu.


Sevinemedik...

İsterdim ki, Anelka pozisyonda bir müdahelesi olduğunu söyleyip hakemi rahatlatacak hareketi yapsaydı da, karşılaşmadan puan kaybıyla ayrılsaydık, ya da bu maçı tekrar oynama imkanımız olsaydı. Doğrusu rehavet içerisindeki Fenerbahçe'ye bir devrede büyük bir başarı göstererek 2 gol atıp öne geçmiş Konyaspor ve teknik direktörleri Aykut Kocaman adına verilen yanlış karar ve akabinde gelen 3 puana pek sevinemedim.

Bu gol ve neticesinde gelen 3 puana fırtına koparacak bazı kesimlere de şimdiden duyurulur, bi zahmet sabıkası olanlar çenelerine mukayyet olsunlar.


Bravo Özgüç Türkalp; Bravo Cemal Gemici !!!


Anelka galibiyeti tetikleyen golde başrol oynadı.
Yoruma maçın en kritik pozisyonu ve en büyük yanlışından başlarsak; maçı seyrederken ilk anda golün elle atıldıgını düşünüp hakemin ya da yardımcı hakemin iptal etmesini bekledim ama etmedi. Tekrarını da seyredince elle atılan bir gol değil açıkça kaleciye faul olan bir pozisyon olduğu ortaya çıktı. Anelka koluyla Özden'in kollarına yükleniyor, Özden de gelen darbeyle topu kendi kalesine tokatlıyor. Hasılı, gol iptal edilmeliydi. Sonraki dakikalarda golün iptal edilmemesi ile şuurunu tamamen kaybeden ve hala 2-1 önde olmasına rağmen oyun disiplininden kopan Konyaspor takımı sayesinde zora girebilecek bir maçi çevirme imkani bulup bunu da iyi değerlendirdik. Boyle olmasina ragmen galibiyet cok da icime sinmedi.
KENDİ YORUMUNU EKLE!
Maça gelince; maçın başından itibaren bütün ilk devre boyunca sahada yoklari oynadik. Ümit'in maç boyu yaptıgı tek iyi ortaya Nobre'nin vuramadığı çok net gol pozisyonundan başka pozisyonumuz bile yoktu herhalde. Orada gol olsa belki 1-1'e gelecek maçın sekli de değişecek, oyunumuza pozitif etkisi olacaktı ama olmadı.

İkinci yarıda Mehmet-Serkan ve Olcan-Selçuk değişikliklerine kadar yine etkisiz, gamsiz oyunumuzu sürdürdük. Bu iki oyuncunun oyuna alinmasiyla birlikte oyunun şekli birden değişiverdi. Doldur boşalt yapmadan, hızlı ve bol pas yaparak, kanatları da iyi kullanarak rakibin uzerine yüklenmeye başladık. O dakikaya kadar topu ayagına bekleyen Anelka bile canlandı, ortasahadan gelen pasları kovalamaya ve tehlikeli ataklar geliştirmeye başladi. Nobre ile birlikte 3-4 net pozisyon buldular. Gol geldi geliyor, belki zorlamalarımızla 1-2 gol atıp beraberliği sağlayacak, belki de atmak isterken kontrada boş yakalanıp gol/goller yiyecekken 73. dakikada gelen büyük bir hakem hatası ve ardından verilen gol. Bu yanlış karar ve getirdiği golle suurunu kaybeden Konyasporlu oyuncular sayesinde işimiz birden kolaylaşıverdi.

Kolaylaşan işi de Alex, Anelka, Nobre ve Olcan'ın büyük katkılarıyla bitirdik. Konya'lı oyuncular sogukkanlı olamayıp ilk gol yüzünden gerilen sinirlerini boşaltmaya fırsat bile bulamadan Nobre'nin attığı harika kafa golü ile skor 2-2 olunca iyiden iyiye telaşa kapılıp, tamamen oyun disiplininden koptular. Konya için maç hakemin hatalı kararı kadar, oyuncular daha toparlanmaya fırsat bulamadan gollerin üst üste gelmesi yüzünden gitti. Zaten bu disiplinsizlikten dolayı da bomboş pozisyondaki Nobre belki ligde attıgı en kolay kafa gollerinden birini attı. Anelka da hemen hiç bulamayacaği kadar rahat bir kontra pozisyonda son golü attı.

İlk golün de etkisi ile sonrasında gelen gollere doyasıya sevinemedik. Özellikle yan hakemin nasıl olup da o pozisyonu kaçırdıgına, Konya'lı oyuncuların -hem de hala 2-1 öndeyken- nasil olup da cok güzel götürdükleri bir maçta birden oyun disiplininden bu kadar uzaklaşabildiklerine ve hakemin 2-1'den sonra oyun kontrolünü kaybedip sahadan nasıl silindiğine duydugum şaşkınlıktan olsa gerek...

Mehmet Yozgatli'nın oyuna dahil olmasıyla kanatlardan etkili gelmeye başladık.


Appiah'ın kalecinin son anda çıkardığı füzesi galibiyetin habercisi oldu.



Yenilsek ders olacaktı, mağlubiyetle olsa olsa 5'e çıkabilecek puan farkina cok fazla da uzulmezdim. Hatta böyle bir golle başlangıç yapmaktansa kaybetmeliydik bile denebilir. Neticede rakibin bir gün sonra ciddi bir derbi maçı var ve kazanacağının da garantisi yok. Galip geldik ama hala bu maç takımımıza ciddi bir ders olmalı. Hafta içi mükemmele yakın bir oyundan sonra, sebep ister yorgunluk, ister rakibi küçümsemek olsun takımca bu kadar etkisiz bir oyun ortaya konmamalı.

Bu maçtan sonra camiamızı cok ciddi saldırılar bekliyor. İpe sapa gelmez iddialarla yapılacak saldırılara dirayetle, tahriklere kapılmadan cevap vermek ve seviyeyi korumak zorundayız.



Copyright © 2005 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™