ARŞİVDEN SON HABERLER: Fenerbahçe 2-2 Trabzonspor, 6alatasaray 0-1 Fenerbahçe, Fenerbahçe 0-4 AC Milanwww.fenerbahceliyiz.biz


06.12.2005
Poulat’tan Fransız “Adaleti” !
PSV Eindhoven 2-0 Fenerbahçe
Şampiyonlar Ligi’ndeki son karşılaşmamızda; grubumuzda 3.ncü olarak UEFA Kupasına katılmak hedefiyle çıktığımız karşılaşmada tam bir hakem fiyaskosuyla karşılaştık.

Ekibimiz; kendisi gibi mutlak galibiyet parolasıyla sahaya çıkan rakibi karşısında baskılı bir şekilde başladığı, oyunun kontrolünü eline aldığı ve karşılaşmanın genelinde üstün oynadığı 90 dakikayı, Fransız hakem Eric Poulat’ın “sahada yaşananlara fransız kaldığı” yönetimi sayesinde 2-0 yenik kapattı ve tur atlayamadı.

Kuralar sonrası oluşan diziliş grubumuzdaki maçlar tamamlandığında da değişmedi.
KENDİ YORUMUNU EKLE!


Anelka sakatlanıp çıkıncaya
kadar sahanın tek hakimiydik.


Serkan kanadını çok iyi kullandı, Robert'le adeta dalga geçti.


Nobre çok çalıştı ama bu defa ağları bulamadı.


Schalke maçında atılan ve Milan maçında cezalı olan
Luciano formasına kavuştu.

Volkan, Serkan-Önder-Luciano-Ümit, Appiah-Aurelio-Tuncay, Alex, Anelka-Nobre onbirini sahaya sürerek, yurdumun çok bilmiş yazarlarını şaşırtan bir kadroyla karşılaşmaya başlayan Christoph Daum; belli ki kazanmak için herşeyini ortaya koymayı hedeflemişti.

6alatasaray maçındaki gibi rakip sahada pres yapan ve rakibin oyunu sahamıza yıkmasına izin vermeyen bir anlayışla maça başlayan ekibimiz, bu presinin karşılığı olarak maçın başlamasıyla birlikte topun ve oyunun kontrolünü de eline aldı.

Nobre’yi klasik forvet mevkiinden ziyade sağ kanada yakın bir görevle görevlendiren Daum; bu sayede Alex-Anelka-Tuncay-Nobre dörtlüsünün birlikte oynamasından doğabilecek orta alan zaafiyetini de gidermiş oldu.


• Maçın gidişatı; maç günü onursal başkanını kaybeden PSV’nin bir hüzün de yeşil sahada yaşayacağını gösterir türdendi. Ancak karşılaşmanın Fransız hakemi bu görüntüden rahatsız olmuş olacak ki; karşılaşmanın 10.ncu dakikasından itibaren kritik yerlerde verdiği kararlarla bu önemli gecede sahne almaya başladı.

Kontratakta, Alex’in belki de Anelka’yı golle burun buruna getireceği bir atağımızda; Alex’in PSV’li adaşı tarafından dirsekle indirilmesine bir hakem nasıl seyirci kalabilir anlamak mümkün değil…

Saç baş yolduran bu akılalmaz kararın şokuyla 1 dakika sonra yediğimiz ilk golü, Fransız hakemin yedi ceddini anarak kendisine hediye ettik.


• Yediğimiz golün ardından da oyundaki hakimiyetimizi yitirmedik. Karşılaşmanın ilk yarısı boyunca sadece iki pozisyon verirken, devamlı olarak rakip kalede golü getirecek pozisyonları aradık. Alex’in duran toplarıyla, çalımlarla kaleye inen Anelka’nın ve Appiah’ın şutlarıyla, sağdan sıfıra inen Serkan’ın Tuncay’a çıkardığı toplarla girdiğimiz pozisyonlardan netice alamadık.

Ligimizdeki ikinci sınıf bir takım görüntüsünde futbol oynayan -daha doğrusu karşımızda futbol mutbol oynayamayan- PSV’nin; yanına bir de Fransız hakemi alarak yaptığı savunmayı delmenin kolay olmayacağı dakikalar geçtikçe anlaşılıyordu.

Adam adama savunma yaptıkları Anelka, Alex ve Nobre’nin, hatta Serkan’ın ayaklarına atılan tekmeler, yapılan iteklemeler artık alıştığımız görüntüler oldu.


• Kılıbık bir Fransız tarafından yönetilen karşılaşma tamamen ev sahibinin lehine düdükler çalınan, iğrenç bir karşılaşma haline geldi. “Kılıbığın”; Robert’in Serkan’a arkadan yaptığı faulü “görmemesi” tamamen; faul verirse “sarı kartlı Robert”i oyundan atmasının gerekmesindendir.



• İlk yarıyı iğrenç bir yönetimle tamamlayan Poulat için ikinci yarı da pek farklı geçmedi.

Appiah’ın asistinde golle burun buruna gelen Anelka yararlanamadığı pozisyonun ardından sakatlığı nüksedince 65.nci dakikada yerini Mehmet’e bıraktı.

Nobre’nin sağdaki yerini alan Mehmet’in içeri penetre ederek yaratmaya çalıştığı pozisyonlarda ve her iki taraftan kanada inerek bulmaya çalıştığımız pozisyonlarda da; kapanan PSV takımına karşı aradığımız pozisyonları yaratamadık.

• 70nci dakikada iğrençliğin bir başka perdesi yaşandı ve önce “Alex’in indirilmesini”, sonra da “Robert’in atılması gerektiğini” ‘göremeyen’ kılıbık; bu defa da ceza sahasındaki elle oynamayı ‘görmedi’. Dakikalar ilerledikçe Nobre’nin de sakatlanması ve yerine Semih’in oyuna girmesinin ardından oyundaki ağırlığımız yavaş yavaş kayboldu.

“Fransız’ın” asistiyle yediğimiz ikinci golün ardından, ‘kılıbık’ sağolsun, 'sarı kart göstererek gördüğünü belgelediği' bir pozisyonda “maçasının ev sahibi ekipten kimseyi atmayı yemediğini” bir defa daha bizlere göstermiş oldu.

Kasıtlı olarak Serkan’a tekme atan Cocu’ya, akıl almaz bir şekilde, sadece sarı kart veren Fransız hakem, bütün bu kararlarıyla geceye damgasını vurdu.

• Defansta Luciano ve Önder’in, sağda Serkan’ın elinden geleni yaptıkları gece Fransız hakemin kararları arasında Avrupa’dan elendiğimiz gece olarak tarihteki yerini aldı.

Şimdi Daum’un yoğun bir şekilde tartışıldığı günler yine başlayacak. Türkiye Ligi’nde 2-0 geride olduğumuz bir maçta hakemin tek hatasıyla 2-0’dan maç çevirmemizin ardından, atılan diğer 3 golü hiç konuşmayanlar ve sadece “hakem yaygarası” yapanlar bakalım şimdi kimi konuşacak.

Amaç; “her zaman, her şartta Fenerbahçe’ye saldırmak” olduğu için o zaman ‘hakem’ olan hedef şimdi ‘Daum’ olacak.

• İstiyorlar ki “Daum gitsin, 100.ncü yılında Fenerbahçe’ye Türkiye Ligi’ni de aldırmamayı başaralım.

Ben de diyorum ki; “Nah başarırsınız !”

Tuncay saman alevi gibi bir parladı, bir söndü.


Semih sakatlanan Nobre'nin yerine son 10 dakika görev aldı.


"Toparlanacağız."

Copyright © 2005 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™