ARŞİVDEN SON HABERLER: Fenerbahçe 1-0 B.B.Ankaraspor, Lyon 4-2 Fenerbahçe, Beşiktaş 2-1 Fenerbahçe www.fenerbahceliyiz.biz


20.11.2004

5 Attık!
Trabzonspor 0-2 Fenerbahçe

Lige verilen anlamsız ara, ardından millilerin Ukrayna hezimeti bizim futbolcularımızı da tüm milliler gibi etkiledi. Bu uzun aradan sonra bir anda lige, özellikle de zorlu bir deplasman maçıyla dönmek epey zor bir durum. Milli maçlar haftasını sakat kapatan van Hooijdonk'un yokluğu, Serkan ve Selçuk'un kart cezalısı olmaları ve de hakem Selçuk Dereli maçın zor geçeceğine işaretti.

NOBRE İLK KEZ TEK FORVET:

Pierre van Hooijdonk'un yokluğunda oyuna tek forvet olarak Nobre ile başladık. Daha önce sürekli van Hooijdonk'la birlikte forma giyen Nobre, ilk sınavında 90 dakikayı tamamlayamasa da oyunda kaldığı süre içerisinde gayet başarılıydı.

SELÇUK DERELİ:

Hakem Selçuk Dereli'ye yönettiği hiçbir maçtan sonra değinmeden edemiyorum. Bugün maç esnasında Rıdvan'ın da diline düşen bu tip yeteneksiz hakemlerin nasıl bu noktaya geldikleri ciddi bir tartışma konusu olmalı. Hakemlikte aranan özellik futbolu bilmek, gözlerin iyi olması değil, yabancı dil, atılganlık, sosyal donanım gibi alakasız işler olmalı ki Türkiye'de güvenilebilecek hakemlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.



Alex vurdu mu, tam vuruyor.
KENDİ YORUMUNU EKLE!


Nobre sahaya ilk kez tek santrafor olarak çıktı.

Alex'in serbest vuruşunda kafayla farkı 2'ye çıkaran Tuncay ligdeki 3. golüne imza attı.

Rüştü galibiyetin mimarlarındandı.

Selçuk Dereli ve yardımcıları bugün maça Trabzon aleyhine verdikleri yanlış ofsayt kararıyla başladı. Petkoviç'in Nobre'ye yaptığı penaltı pozisyonunu Alex'in gole çevirmesiyle 1-0 öne geçtik. Kontraatak oynamaya başlayan takımımızda bir ani hücumda Nobre'ye yapılan hareketin ardından Selçuk Dereli'nin bireysel saçmalıkları başladı. Nobre'ye çıkarttığı anlamsız sarı kartlarla da maçın seyrini tamamen değiştirdi. Dünya futbol tarihinde bir ilk olarak tedavi için kenara alınan futbolcuya zaman geçirmekten sarı kart gösteren Dereli Fifa kokartını gururla taşımaya devam ediyor. Bununla da kalmıyor, yan hakemlerin de katkısıyla yanlış kararlarını sürdürüyor. Hakemlerde eskiden art niyet olduğunu düşündüğüm de olurdu. Ama şimdi anladım ki çoğu hakem bilmedikleri için hakemliği beceremiyor.

KIRMIZI KARTTAN SONRA:

Nobre'nin kartının ardından önemli olan futbolcuların teknik ekibin taktiklerini tam olarak sahaya yansıtmalarıydı. İlk yarıyı gol yemeden kapatmayı başardık. İkinci yarıda sakatlıktan yeni çıkan Kemal'in yerine Deniz'i oyuna dahil eden Daum 3lü savunmaya döndü. Savunmanın kanatlarına da Ümit ve Deniz'i koyarak 5li bir blok oluşturdu. 3'lü savunmada stoper olarak görev yapan Önder başarılı bir görüntü çizdi. Israrla havadan Fenerbahçe savunmasını aşmaya çalışan Trabzonspor'a da Luciano-Servet-Önder 3'lüsü ciddi bir engel oluşturdular.

Orta sahada Aurelio'ya yardımcı olmaları için Serhat ve Tuncay içeriye kaydırıldı. Her ikisi de disiplini elden bırakmadan mücadelelerini sürdürdüler. Serhat'ın yerine oyuna giren Mehmet de aynı şekilde görevini tam olarak yerine getirdi.

Tek forvet gibi görünen Alex ise kaptığımız topları ayağında tutarak tempoyu düşürdü. Ortadan Serhat, Tuncay, kanatlardan da Ümit ve Deniz'in hücuma katılmalarına olanak sağladı. Bu özelliği geçmiş senelerde tansiyonu yüksek maçlarda çok aradık. Baskı yediğimiz takımlar karşısında belimizi ancak bu tarz soğukkanlı ayaklarla doğrultabiliyoruz. Nitekim Alex'in bu özelliği hücumda çoğalıp bir duran topla farkı ikiye çıkarmamızı sağladı. Alex'in koşmamasından şikayet etmek yerine bardağın dolu kısmının ehemmiyetine dikkat çekmek istedim.

Trabzonspor kırmızı karttan sonra ve ikinci yarının başlarında pozisyonlar bulsa da Rüştü'nün özellikle ikinci yarıdaki başarılı performansı galibiyete ulaşmamızı sağladı. Kalecimizi de başarılı oyunundan dolayı tebrik etmeliyim.

Trabzonspor tribünlerinden atılan taşların da unutulmaması gerekir. Tel örgülerini kaldırıp, sahaya girmedikleri için taraftar tebrik edilmez. "O sahaya atılan taşların illa birine mi denk gelmesi lazım" diyeceğim, ama Otto Bariç'in sırtına yediği taşın üzerinden 10 yıl bile geçmedi. Cips poşetine saha kapatanların şimdi Trabzon'a verecekleri cezayı merak ediyorum.




SIRADA PRAG VAR:

Ligde Galatasaray'a bizden selam gönderen Aykut Kocaman'ın da katkılarıyla puan farkını 5'e çıkarttık. Trabzon'u yenerken Galatasaray'ın iki puan kaybetmesi de insana "5 attık" dedirtiyor.

Fenerbahçemiz de ligin zirvesinde 5 puan farkla liderliğini sürdürmenin moraliyle Prag'a çok ciddi bir maç için gidiyor. Aynı Trabzonspor maçı gibi kazanılması gereken ama bir o kadar da kaybedilmemesi gereken bir maç. Sahadaki dizilişimiz de muhtemelen Trabzonspor karşısındaki gibi olacak. Allah futbolcularımıza güç, kuvvet versin, Prag'dan UEFA'yı garantileyip dönelim.




Potadaki efsane de geri dönüyor...


Mrsic skorerliğinin yanında iyi bir oyun kurucu görüntüsü verdi.

Bugün erkek basketbol takımını ilk defa izledim. Bizim gibi ilk 4 haftayı kayıpsız geçmiş olan Beşiktaş'a karşı çok yüksek tempolu bir oyun ortaya koydular. Karşılaşmayı 83-79 kazanarak 5'te 5 yaptık.

Takım olarak dış atışlarda çok etkiliyiz. Ayrıca yabancılarıyla birlikte genç ve mücadeleci bir takım vardı sahada. Marc Salyers, Damir Mrsic, Chris Booker, çok fazla süre almasa da Trevor Harvey sahada kaldıklarında çok iyi mücadele ediyorlar.

Damir Mrsic daha önce Fenerbahçe forması giydiği dönemden farklı olarak skorerliğinin yanında iyi bir oyun kurucu görüntüsü verdi. Eskiden olduğu gibi zorlama atışlar denemek yerine arkadaşlarını düşündü. Bu da takımdaki oyuncuların birbirlerine karşı güvenini gösteriyor.

Marc Salyers dış atışlarındaki etkinliğin yanında fiziğiyle de pota altına ciddi katkı yapıyor.


 
Booker takımın pota altındaki en önemli ismi. Bugün Beşiktaş'ın pivotu Varda karşısında savunmada çok iyi işler yaptı. Hareketli bir pivot olması rakip oyuncuya göre avantaj ya da dezavantaj oluyor. Eğer karşısında geniş ve kaliteli bir pivot olsaydı bu işimizi çok zorlaştırırdı. Beşiktaş her hücumda pota altına iner rahat sayı bulur ya da bizi erken faul problemine sokardı. Böyle bakıldığında önümüzdeki sene Avrupa'da ciddi rakiplerle oynama durumumuz olursa Kambala tarzı bir pivota ihtiyacımız olabilir. Ama Türkiye liginde Booker-Harvey-Zeki 3lüsü Fenerbahçe'yi götürür. Bu tip bir oyuncuyla en büyük kozumuz dış atışlarımız bir şekilde engellenirse çok sağlam bir alternatif hücum tarzımız da bulunur ki bu takımımızı kalite olarak üst seviyelere taşır.

Türk oyunculara değinmek gerekirse, Ömer Onan, Erdal Bibo, Rasim Başak, Emre Ekim ve Barış Güney takıma önemli katkı sağlıyorlar. Kenarda kaliteli Türkler olduğu zaman takıma daha fazla güveniyor insan. Eskiden sadece yabancılar takımı sırtlardı. Onların yanında 3 tane vasat Türk oyuncunuz varsa en kral sizsiniz. Ama şimdi öyle değil. Eskiden 5 başlayan oyuncular bu takımın yedekleri. Bu da kalitedeki artışın göstergesi.

Ayrıca bu sene A takıma dahil edilen 15 yaşındaki guard Doğuş sezon öncesi turnuvalarda takip edebildiğim kadarıyla gendisini geliştirebilirse Türk Milli takımın yıldızı olabilecek bir oyuncu. Ayrıca FBTV'de İsmet Badem'in programında bunu hedeflediğini açıkça dile getirdi.

Özetle Aydın Örs geldiği gibi erkek basketbol takımının çehresini değiştirmiş. 2007 için koyulan şampiyonluk hedefi ulaşılamaz değil. Çünkü bugün ekranlarının başındaki birçok Fenerbahçeli basketbolsever tekrar basketbola döndü. İlerleyen günlerde Fenerbahçe'nin basket maçlarına daha çok taraftar gelecek ve destek artacaktır. Fırsat bulursam ben de bir ara maça gitmek istiyorum. Özellikle Efes maçlarında Abdi İpekçi'nin ful çekeceğini düşünüyorum. 5 sene önceki Fenerbahçe-Real Madrid maçından beri de o salonun Fenerbahçe için tıka basa dolduğunu hatırlamıyorum.

Yazımdan da anlaşılacağı gibi bu takım beni heyecanlandırdı.

Allah nazardan saklasın.


Marc Salyers dış atışlarındaki etkinliğin yanında fiziğiyle de pota altına ciddi katkı yapıyor.


Aydın Örs takımın çehresini değiştirmiş.






Copyright © 2004 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™