ARŞİVDEN SON HABERLER: Kayseri Erciyesspor 0-3 Fenerbahçe, PSV 2-0 Fenerbahçe, Fenerbahçe 2-2 Trabzonspor, 6alatasaray 0-1 Fenerbahçe, Fenerbahçe 0-4 AC Milan www.fenerbahceliyiz.biz


17.12.2005
Semih Patladı
Fenerbahçe 6-2 Denizlispor
Anelka ve Nobre gibi iki hücum silahımızdan yoksun olarak çıktığımız ikinci karşılaşmada Denizlispor'u 6-2 mağlub ettik. Erciyes karşısındaki 11 (Volkan, Serkan-Önder-Luciano-Ümit, Mehmet-Aurelio-Appiah-Tuncay, Alex, Semih) bu maçta da değişmedi. Geçen hafta yine zor geçeceğini tahmin ettiğimiz maçta Erciyes karşısında ilk dakikalarda gelen golle rahat bir maç geçirmiştik. Denizlispor karşısında da 4. dakikada Alex'in kornerinden gelen topa önce Luciano dokundu sonra Semih bekletmeden topu ağlara gönderdi.

Semih başarabilecek mi?

Kafalardaki soru Semih'în Nobre'nin yokluğunda ne kadar etkili olabileceğiydi. Tabi böyle bir soruya Semih'in birkaç maçlık performansıyla olumlu veya olumsuz kesin bir cevap vermek mümkün değil, ancak en azından Semih'in Fenerbahçe için yeterince kaliteli bir yedek olduğunu söyleyebiliriz. Bir futbolcunun bence sahada en azından bir işi çok iyi yapıyor olması, yani bir özelliğinin olması gerekir.

Semih attığı 4 golle coştu, coşturdu.
Maçtan Fotoğraflar için TIKLAYIN!
KENDİ YORUMUNU EKLE!


Alex ilk iki goldeki payıyla maçın kilidini açanlardan biriydi.


Tuncay yerini alkışlarla Olcan'a bıraktı.


Zafer formasına kavuştu.


Olcan amaç mı, araç mı?

Fenerbahçe forması giymeyi başarmış son dönem futbolcularının hemen hepsinin olduğu gibi Semih'in de bazı yetenekleri tartışılmaz. Bunlardan biri son vuruş diğeri de golü koklama. Semih Daum'un da altını çizdiği bireysel çalışmaların neticesinde bugün en azından fiziksel açıdan da hazır göründü. Sırtı dönük oyundaki başarısıyla gerçek bir santrafor kimliğini kazanmaya başlamış. Daum'un bireysel gelişime verdiği önemi ciddiye alıp, en azından kendi futbol kariyerleri için bu yolda ilerlemeleri gerekiyor, bu her futbolcumuz hatta her sporcumuz için geçerli.

Denizli'nin ipini duran toplar çekti

Duran toptan gelen bir topla bulduğumuz ilk golden sonra ilk yarının son anlarında ikinci golü de Alex'in ayağından gelen bir faul atışına Semih'in yaptığı düzgün vuruşla bulduk. Duran top üstünlüğümüz ilk yarıda yediği iki gole rağmen iyi bir oyun sergileyen Denizlispor'un inancını kırdı. Halbuki ilk yarıda savunmadaki dirençli oyunlarıyla uzun süre maçı 1-0 götürmeyi başarmışlar ve de zaman zaman Ömer Rıza, Mikka ve İbrahim Taylan'ın koşuları ve Yusuf'un bireysel çabalarıyla etkili oluyorlardı. Yusuf da kendine uygun bir yer bulmuş nihayet. Kendine has yeteneğini bize karşı da zaman zaman sergilemekten çekinmedi. Ama kondüsyonsuzluktan maçın ikinci yarısında sahadan silindi.

Maçın ikinci yarısı da ilginç bir şekilde 90 dakika içerisinde gelen iki golle hızlı başladı. Önce Semih'in sol ayağıyla yaptığı klas vuruş, Denizli ağlarını 3. kez havalandırdı, ardından santrayla yapılan ilk hücumda kale sahası içinde biraz da 3-0'ın verdiği rehavetten faydalanan Denizlispor Serhat'ın golüyle farkı tekrar ikiye indirdi. Bu ilginç 1,5 dakikalık zaman diliminin ardından takımımız maçı daha fazla rakip sahaya yıkmaya başladı. Soldan Tuncay ve Ümit, sağdan Mehmet ve Serkan'ın kanattaki etkili oyunlarına ortadan verkaçlarıyla destek veren Alex, Aurelio, Appiah ve Semih -ki genelde duvar vazifesi gördü- Denizlispor savunmasına zor anlar yaşattılar. Anelka ve Nobre'nin yokluğunda oyun sistemimizde kanatlara iki oyuncu yerleştirip ve rakibimize bu şekilde bir üstünlük kurduk. Bu alternatifli futbol anlayışımız da ilerleyen dakikalarda Appiah, Aurelio ve Semih ile gollere dönüştü. Denizlispor 2. sayısını penaltıyla Kratochvil'in ayağından buldu.

Samimi miyiz? Olcan amaç mı, araç mı?

Bu sezonun favori tartışması Denizlispor maçı sırasında Fenerbahçe tribünlerinin de gündem maddesiydi. Doğrusu bu tartışmadan ziyade bir istek. Kadrolar okunduğunda "Yine yok" diye iç geçirilmesiyle başlayan heyecanlı bekleyiş ikinci yarının başlaması ve özellikle 55'te farkın tekrar 3'e çıkmasıyla doruğa ulaşıyor. Zaten Fenerbahçe taraftarının alışılagelmiş tutkusu olan oyuncu değişiklikleri bu kez genç futbolculardan Olcan için sürüyor. Durum bu açıdan sevindirici. Ancak samimi olunduğundan şüphelerim var. Bu istek uzun süredir övgüler dizilen bir futbolcu olan Olcan'a duyulan meraktan öteye gitmiyor kanımca. Olcan bugüne kadar Fenerbahçe formasını toplasanız 90 dakika giymemiştir. Bunların da ancak yarısı Kadıköy'de.

Sezon başından beri Daum yönetiminde antreman yapan Olcan hakkında onu 90 dakika izlemeyenlerin daha çok bilgisi varsa o zaman burada bir soru çıkıyor karşımıza. Mahmut Hanefi hakkında çokça bilgisi olan bu taraftar değil miydi gencecik çocuğu, geleceğin Roberto Carlos'unu ağlaya ağlaya soyunma odasına gönderen.

Olcan'ı izlemek için can atanları genelleştirip haketmedikleri halde bazı Fenerbahçelilere zarar vermek istemediğim için bir genellemeye gitmemekte fayda var. Çünkü ben de Olcan oyuna girsin, oynasın istiyorum. Bu takımda Semih, Mahmut da halen ümit milli oyuncular, Volkan, Selçuk, Serkan, Önder, Kemal, Tuncay, Servet 2-3 yıl öncesinin ümit milli futbolcuları. Bu futbolculara destek vermeyen taraftarın Olcan konusunda samimi olduklarına inanmıyorum. Bana göre burada asıl hedef, yıpratılması gereken makam Fenerbahçe teknik direktörlüğüdür.


Geçen hafta LigTV yorumcusu Ümit Kayıhan'ın ilginç ifadesi aklımdan çıkmıyor Olcan konusu açıldıkça. Maçın ikinci yarısında sıkça Olcan'ın oyuna alınması gerektiği yönünde ifadeler kullanan beyefendi Olcan oyuna girerken de sonunda Olcan'ı zorla oyuna aldırmayı başardık tarzı laflar etmeye başladı. Çünkü Daum inat yapıyor, Olcan mükemmel bir futbolcu olmasına rağmen "dahi" -bu yakıştırmayı da kim yaptıysa- onu yedek kulübesine hapsediyor.

İşte bu anlayışın varlığı beni üzüyor. Her konudan Daum'a yüklenmek için bir yol bulanların yeni kozu Olcan olmasın istiyorum. Bu takımın zaten yarısı genç. Can, Olcan, Gürhan, Kerim sürekli takımla beraber çoğu maçta da ilk 18'de kendilerine yer buluyorlar. Servet bir yıl kenarda oturdu formayı kaptıktan sonra sakatlanana kadar Türkiye'nin en iyi stoperiydi. Selçuk oturdu, sahaya çıktı küfür yedi, yılmadı çalıştı şimdi süper ligin en iyi orta sahalarından biri. Semih yıllardır kulübede, ihtiyaç olunca çıkıp imzasını atıyor. Volkan Rüştü'nün arkasında bir sene bekledi, şimdi hem kendi takımında hem milli takımda 1. kaleci. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Demek istediğim, Daum vermiyor aslında formayı, futbolcular alıyor. Eğer formayı alan futbolcu değilse zaten onlar tutunamıyor...

Umuyoruz gençlerimiz hakkıyla tutunanlardan olurlar.

Copyright © 2005 www.fenerbahceliyiz.biz Tüm hakları saklıdır. ™